Geçtiğimiz günlerde, 2016 yılı ABD başkanlık seçimlerinde Donald Trump’ın seçim kampanyasını yürüten Cambridge Analytica isimli politik danışmanlık şirketinin 50 milyon adet Facebook kullanıcısına ait verileri izinsiz şekilde topladığı ve dijital manipülasyon amacıyla kullandığı haberi medyada geniş yer bulmuştu. Bugüne değin gelişmeleri kısaca özetlersek: Haberin ardından skandalı ortaya çıkaran eski CIA ajanı Christopher Wylie, Facebook ve Instagram’da yasaklanarak susturulmaya çalışılmıştı. Skandalın ortaya çıkmasıyla birlikte dünyanın her tarafından insanlar Facebook hesaplarını kapatmaya başladı. Bunlara Facebook’un 19 milyar dolara satın aldığı WhatsApp’ın kurucusu Brian Acton da katıldı. Facebook, suçlunun Cambridge Analytica şirketi olduğunu iddia etti. Hemen ardından Cambridge Analytica'nın başkanı Alexander Nix’in toplanan kullanıcı verileri ile Donald Trump’a seçimi kazandırdıklarını söylediği bir gizli çekim video ortaya çıktı ve Nix görevden alındı. ABD Federal Ticaret Komisyonu, Facebook’un 50 milyon kullanıcı verisini Cambridge Analytica şirketine kasıtlı sunduğu şüpheleri üzerine Facebook hakkında soruşturma başlattı. Şirkete verilecek para cezasının 2 trilyon dolara kadar çıkabileceği belirtildi. Skandalın etkisiyle Facebook bir hafta içerisinde %12 oranıyla tam 50 milyar dolar değer kaybetti. Facebook'un düşüşü, diğer sosyal medya şirketleri hisselerinin de değer kaybetmesine sebep oldu. Ortaya çıkan skandal sonrası Facebook hakkında iki dava açıldı. Davacılar, Facebook’un federal yasaları çiğnediğini, haksız rekabette bulunduğunu ve sorumluluklarını yerine getirmediğini iddia etti. Son olarak dün bir ABD federal yargıcı, Facebook’un izin almaksızın kullanıcıların yüz taslaklarını oluşturarak yasaları çiğnediğine ve toplu davada yargılanmasına karar verdi.
Peki Bu 50 Milyon Kullanıcı Verisi Nasıl Bir Manipülasyon Aracı Haline Getirildi?
Cambridge Analytica şirketinin kullanıcıların psikolojik profilini ortaya çıkaran bir algoritma kullandığı ileri sürülüyor. Bu algoritmada psikologların kullandığı “5 büyük faktör kuramı” temel alınmış. Bu kuramda 5 ana kişisel özellik ile size puan veriliyor. Bunlar: 1- Açıklık, 2-Sorumluluk, 3- Dışa Dönüklük, 4- Uyumluluk ve 5-Duygusal Denge. Buradan hareketle insanlar kişilik özelliklerine göre sınıflandırılıyor. Mesela: Maceracı, Koruyucu, Uyumlu, Yönetici gibi. Yazılan algoritma şaşırtıcı derecede iyi çalışıyor. Kullanıcıların Facebook’ta yaptığı sadece 5 beğeniye bakarak kişiyi arkadaşından bile iyi tanıyabiliyor. 150 beğeni aileden bile daha iyi, 300 beğeni eşinden bile daha yakın analiz yapabiliyor. Zaten ortalama bir kullanıcı bu kadar beğeniyi bir günde bile yapabiliyor. Bunun yanında yazılan mesajlar, yorumlar ve paylaşımlar da düşünülürse algoritmanın kullanıcıyı sınıflandırması işten bile değil. Uzun lafın kısası Facebook kim olduğumuzu kendi kendimizden bile daha iyi biliyor.
İddaya göre Trump’ın kampanyasında, ele geçirilen 50 milyon kullanıcının kişisel özellikleri bu metodla tespit edildi. Facebook’a hergün yüzlerce ücretli reklam verildi ve belirli gruptaki insanlar hedef alındı. Onların iç korkularına, duygularına ve ihtiyaçlarına göre reklamlar tasarlandı. Mesela Trump’ın silah sahibi olmayla ilgili vaadi düşünüldüğünde bu hakkı isteyenlerin karşısına Facebook’ta bununla ilgili bir reklamla çıkıldı. Maceracı, açık fikirli ve tez canlılar hedef alındı. Bazen de bu hakkı sevecek gergin ve sinirli profiller. Reklamda silah alma özgürlüğünün onları dış tehditlerden koruyacağı söylendi. Gözetici kişilere de silahların korunmak için temel bir alet olduğu propagandası yapıldı. Daha yönetici ve liderlik özellikte olanlara ise ailelerini ve geleceklerini korumaları gerektiğiyle ilgili reklamlar gösterildi. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Cambridge Analytica şirketi bu algoritma ile Trump’a seçimi kazandıracak farkı oluşturdu. Peki ya siz? Bu reklamlardan ne kadar etkileniyorsunuz? Şunu belirtmeliyim ki hergün onlarca manipülasyona maruz kalıyoruz ve bu bizim seçimlerimizi etkiliyor ve artık İnternet bu iş için biçilmiş kaftan. Siz değerli okuyuculara tavsiyem; toplumsal açıdan önemli kararlar alırken kısa bir süre de olsa sosyal medyadan uzak kalmanız...
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.