İlginç bir coğrafyadır Ortadoğu. Olaylar ve aktörler o kadar hızlı değişir ki dışarıdan bakıldığında anlaşılması güç bir karmaşa vardır ortada. Hatta bölgeyle ilgisi olmayanlar için görüntü adeta bir bataklık gibidir. Kesinlikle uzak durulması geren bir yerdir orası. Ancak bölgeyi yakından tanıyanlar veya bölgeyle ilgili gelişmeleri takip edenler kabul edeceklerdir ki aslında Ortadoğu’nun kendine göre işleyen bir sistemi vardır. Ortadoğu’daki meseleleri anlamak için yapılması gerekenlerden ilki Ortadoğu dışında neler olup bittiğini öğrenmektir. Ardından dışarıdaki ve içerideki bağlantıları görmek ve meseleleri bölgenin iç dinamikleri üzerine anlamlandırmak gerekir. Böylece çok hızlı değişen olaylar ve ilişkiler ağının karanlığı biraz daha aydınlanmış olur. Değişim her yerde olduğu gibi Ortadoğu’da da vardır. Ancak bu bölgede biraz daha hızlı ve karmaşıktır. Örneğin geçtiğimiz birkaç yıl öncesinin iktidarları şu anda büyük sıkıntılar ve sorunlarla boğuşmaktadırlar. Bu sıkıntılar ve sorunlar Ortadoğu’nun hemen hemen her yerinde görülmekte ve daha öncesinin güçlü aktörleri şimdinin tartışılanları olmuştur. Ülkeler üzerinden kısa kısa değinecek olursak daha kolay meseleyi izah etmiş oluruz.
Örneğin Mısır’da birkaç yıl önce seçimlerde büyük bir başarı kaydeden İhvan (Müslüman Kardeşler) ve Muhammed Mursi, bugünlerde son derece sıkıntılı günler geçirmektedir. Son olarak da İhvan terör örgütü olarak kabul edilmiş, ardından yasaklanmış ve önde gelenleri tutuklanmıştır. Muhammed Mursi de tutuklu olarak hapistedir. Bu durum birkaç yıl öncesi ile karşılaştırıldığında güç dengesinin ne şekilde değiştiğini göstermektedir. Çünkü Muhammed Mursi’nin iktidara geldiği dönemde İhvan’ın kurduğu ve Muhammed Mursi’nin başında olduğu “Özgürlük ve Adalet Partisi” ilk turda oyların %24.78’ini ve ikinci turda da %51.73’ünü almıştı. Gelinen noktada sıkıntılar hala rayına oturmamış ve Mısır protestolarla ve çeşitli şekilde ortaya çıkan güvenlik sorunları ile boğuşmaktadır.
Benzer bir durum Suriye için de geçerlidir. Arap Baharı’nın çıkışından kısa bir süre sonra gösterilerin ve çatışmaların ortaya çıktığı Suriye’de genel kanaat Beşar Esed’in yakın bir zamanda koltuğundan olacağı şeklinde iken gelinen noktada Esed her geçen gün koltuğunu daha da sağlama almakta gibidir. Her ne kadar çatışma ve güvenlik sorunun her geçen gün büyüdüğü bir vaka ise de netice itibariyle yakın zamanın Özgür Suriye Ordusu gibi aktörleri büyük sıkıntılarla karşı karşıyadır. Üstelik Suriye’nin kuzeyindeki Rojava bölgesinde ise ayrı bir güç ve PYD lideri Salih Müslim ismi kendisini göstermiştir. Denilebilir ki Suriye’de de işler birçok kişinin tahmin ettiğinden daha farklı bir boyuta gelmiştir.
Filistin’de ise İsrail karşısında etkin bir aktör olan ve Gazze’nin kontrolünü elinde tutan Hamas ise eski gücünden yoksun bir duruma gelmiştir. Her ne kadar denetimi altındaki topraklarda belirleyici rolünü devam ettirse de İsrail karşısındaki gücü geçen birkaç yıla göre büyük oranda aşınmıştır. Üstelik bir dönem yoğun tartışmaları yapılan Hamas ve El Fetih’in birleştirilmesi teşebbüsleri şimdilik rafa kaldırılmıştır. Libya da sorunlarını aşamamış ve kabileler arasındaki çatışmalar ile savaşın pençesinde kalmıştır. Muammer Kaddafi’nin devrilmesinden sonra iktidarı ele geçiren Ulusal Güvenlik Konseyi bir süre olayları kontrol ediyor gözükse de devamını getirememiştir. Geçici hükümetin ardından iş başına gelen Ali Zeydan da şu anda otoriteyi sağlayabilmiş durumda değil. Hatta mevcut sorunların çözülememesi ileride bir bölünme riskini dahi kuvvetli ihtimal dâhilinde tutmaktadır. Irak ise patlama haberleri veya güvenlikle ilgili konularla sürekli gündemdedir. Irak, güç değişikliğinin olmadığı ülkeler arasında gösterilebilir. Irak’ta dikkat çeken hadise ise Maliki hükümetinin kısa sürede düşeceği beklentisi iken geçen birkaç yıl içinde yerini daha da sağlamlaştırması olmuştur. Daha önce ifade ettiğimiz şekilde Sudan bölünmüş ve yaşanan gerginlik Güney Sudan’da bir iktidar mücadelesine dönmüştür. Güney Sudan’da bu kavgalar yüzünden çok sayıda insan hayatını kaybetmiş ve asayiş hala sağlanamamıştır. Örnekleri uzatmak mümkündür ancak Ortadoğu’nun hemen her yerinde bir sorun ve yakın zamanda güç dengelerinde görülen değişiklikler dikkati çekmektedir.
Tüm bu tespitlerden sonra görünen odur ki Ortadoğu’da iktidarlar değişmiş, güçlü olanlar gücünü kaybetmiş, kısa sürede iktidarını kaybeder denilenler yerlerini sağlamlaştırmış ve birkaç yıl öncesinde vitrinde olan aktörler şu anda ya geri plana itilmiş ya da otoritelerini kaybetmekle karşı karşıya kalmışlardır. Durumu bu hale getiren ise hem iç hem de dış etkenlerin bölgedeki algılanış biçimidir. Arap Baharı ile kendisini gösteren patlama, muhalefetleri iktidara, sistem dışında olanları sisteme dâhil etme ya da kendi sistemlerini kurma, iktidarların yerlerini sağlamlaştırma, dışarıdaki aktörlerin ülke içinde önemli noktaları ele geçirme, nispeten ayakta duran otoritelerin başka bölgelere tesir etme girişimleri gibi bir dizi teşebbüse zemin hazırlamıştır. Ancak bu çok yönlü değişim noktasında herkes hazırlıksız yakalanmış ve kervanını yolda düzmeye kalkmıştır. Bu da bir dizi hatanın hem iç hem dış etkenlerle yapılmasına neden olmuştur. Ortadoğu’da birkaç yıl öncesinin aktörlerinin ve iktidarlarının düştüğü sıkıntıları en iyi ifade eden açıklama ise “kervan yolda düzülür” mantığı olmuştur.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.