Büyük şiirlerin kendilerine has büyük öyküleri oluyor. Üstat Bedri Rahmi Eyüboğlu 'nun son 65 yılda aşıkların dilden düşürmediği meşhur şiiri de bunlardan birisi .
1946 yılında Güzel Sanatlar'da asistan iken okula misafir öğrenci olarak gelen ve şairin aşık olup evi barkı unuttuğu Maria Hanım'la yaşadıklarının anısı bu şiir. Maria Hanım üstadın büstünü yapar, Bedri Rahmi de şiirlerini ve tablolarını ona ithaf eder. Mutlulukları, genç kadın tüberküloz menenjite yakalanınca trajediye döner. Savaş sonrası ilaç çok pahalıdır ve bulmak çok zordur. Tablolar yok pahasına satılır, ama çare olmaz ve Maria Hanım vefat eder.
EŞİ ÇOK KIRILDI
Esas öykünün bundan sonrası daha da ilginç. Bir akşam 1949 da Büyük Kulüp'te eşiyle bir yemeğe katılan Bedri Rahmi, konukların talebiyle Karadut şiirini okurken gözyaşlarını tutamaz. "Karadutum çatalkaram çingenem, Daha nem olacaktın bir tanem, Gülen ayvam ağlayan narımsın, Kadınım kısrağım karımsın."
Eşi, şiirin kendisine yazılmadığını anlayınca şairi terk ederek Paris'e gider. Uzunca bir süre karşılıklı mektuplaşırlar ve tekrar bir araya gelirler. Tam 35 yıl bir arada yaşar ve üretirler. Nihayet Bedri Rahmi vefat eder ama mezarlıktan eve oğlunun kolunda dönen eşi, "Babana olan kırgınlığım hiç geçmedi" der. Yaşadığı sürece de evde şairin adının anılmasına izin vermez. İnsan düşünmeden edemiyor. Şair mi, Maria Hanım mı, eşi mi, acaba kim daha çok mağdur diye.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.