Dışarıda çok vakit geçiren erkeklerin en büyük kabusu "eve geç gitmek... "Kimi zaman bir iş yemeği alıkoyar insanı, kimi zaman sevdiği takımın maçı. Kimi zaman da eski dostlarla uzayıp giden muhabbet. Her akşamüstü bir şeyler atıştırıp eve gidince, eşi alınmasın diye sofraya oturup sil baştan yemek yiyeni mi ararsın. Eve girip sofraya oturur oturmaz, arkadaşlarının yalandan araması üzerine, 'acil durum var' ayaklarıyla meyhaneye kaçanı mı? Hele bizim meslekte 'Hastanede nöbetçiyim' deyip arkadaşlarla okey partisine kaçmak da pek klasik bir numaradır. Hasılı biz erkek milleti, hem evde hanım fırçasından tırsıp hem de yapacağından geri durmayan bir garip mahlukatız işte.
Geçmişte de durum çok farklı değilmiş. Üstat Ahmet Rasim de neredeyse her akşam arkadaşı Tatyos Efendi ile dışarı çıkar, bazen çok geç bazen de hiç dönmeden yaşar gidermiş. Eşi Sadberk Hanım, sabırlı, müşfik, muhterem bir kadıncağızmış. Üzülse de pek sesini çıkarmazmış bu duruma.
Artık sabrın son demlerinde olmalı ki; bir gün sabah Ahmet Bey'in kahvaltısını hazırlamış. Tüm hizmetlerini eksiksiz tamamlamış. Yolcu ederken, "Bey yeter artık, bu akşam gün batmadan gel, sakın geç kalma, tahammülüm kalmadı artık!" demiş.
Ahmet Rasim, bu kadar sabırlı bir kadının bu sözleri nasıl söylediğinin şoku ile, "Hanım, akşam bu şarkıyı radyodan dinle" demiş ve evden çıkmış.
Bakırköy sahilinde de mırıldanmaya başlamış;
"Bu akşam gün batarken gel,
Sakın geç kalma erken gel,
Tahammül kalmadı artIk,
Cefa etme bana mahım,
Sonra tutar seni ahım,
Üzme beni şivekarım,
Sakın geç kalma erken gel "
Beste :Tatyos Efendi
Güfte :Ahmet Rasim
Aşka ve sevgiye yazılmış tüm dörtlüklere en derin muhabbet duygularımla!
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.