Soğuk kış günleri geldi dayandı. Ödünç kömür masrafı, bacağı temizlik işleri filan ama biz Aydınlılar için haftasonu eğlencemiz deve güreşlerinin müjdecisi. Hanımlardan izinli alkol operasyonu için ideal dönem. Sabahın köründe yollarda olacağız bazen çoluk çocuk ta eşlik edecek ama çokca bekar muhabbet. Güreş alanına yaklaşırken, deve çanlarının sesi, davul ve zurnanın harmonisi ve deve sucuğunun inanılmaz yoğun dumanı karşılayacak bizleri. Akşama dek süren tatlı bir yorgunluk, hele iyi pehlivan develer eşleşmişse şanslısınız. Bugün pek çok köy kahvesinde eski meşhur güreşler defalarca izlenmekte. Bilinen develerin pek çoğunun kendine has oyunları bu sporun tutkunlarına her defasında ayrı ayrı keyifler verir.
Dünyada başka bir örneği olmayan bu kültür hazinesi pek çok başka değerlerimiz gibi hak ettiği yerde değil ne yazık ki. İspanya 'da daracık sokaklarda koşturan boğaların önünden kaçan delikanlıları izlemek için milyonlarca turist oluk oluk para dökerken, biz henüz Anadolu'ya dahi tam tanıramadık güreşlerimizi . Oysa bırakın Anadolu'yu dünyanın pek çok yöresinden gelen televizyon kanalları bile bu ilginç eğlenceyi yayınlıyor. Oysa benim bildiğim fotoğraf ağırlıklı bir kitap dışında doğru dürüst bir yayın dahi yok.
Tanıtım işi ayrı bir pandomim. Her ilçenin belediye başkanının baş rolde olduğu bir afiş mutlaka yapılır. Başta sekiz köşe şapka ayakta İngiliz külodundan pantol. Körüklü çizmeyle yağlığı da çektin miydi konu mankeni tamam. Sanırsın afişi gören bir sonraki seçimde koşa koşa oy vermeye gidecek. Oysa güreş öncesi akşam yapılan halı geceleri kaldırıldı. Kimse de tık yok. Halbuki güreş öncesinde bir hafta süren etkinlikler yapılsa, paneller konserler, hatta resim ve fotoğraf yarışmaları. Ulusal basının ilgisini çekebilecek pek çok atraksiyon bulunabilir. İmaj makerlar saçma sapan make up işleriyle uğraşacaklarına örneğin; cazgır manilerini derleyip yayınlasalar. Urgancılarla röportajlar yapılsa ve hakemler kuralları anlatsa. Ben şahsen deve sahiplerini tanımak isterim.Bu çok pahalı hobi kanlarına nasıl girdi bilmek isterim.
Güreş alanında o güreşi anımsatacak küçük hediyelik eşyalar, buzdolabı magnetleri ya da nescafe fincanları da satılmalı. Güreş ten bir anı, kim istemez. Kışın Efes, Meryem Ana ve şirince için gelen turist kafileleri güreş alanına başka bir güzellik katmaz mı?
Bir yiğit komite başkanı arıyorum bu işin salt güreş değil bir kültür Festivali ve yerel kazanç kapısı olduğunu idrak etmiş. O kadar çok yapılabilecek şey var ki. Yazıyı bir uyduruk cazgır manisi ile tamamlayalım.
"Rüzgar bugün her yönden esiyor, Aydın Çine'den doktor, güreş festivali yapacak bir başkan için etrafı kesiyor!"
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.