Takip Et
  • 29 Eylül 2021, Çarşamba

Açıl Aydın yolları…

“Cepkenimin kolları,

Parıldıyor pulları,

Yörük de Ali geliyor,

Açıl Aydın yolları…”

“Hey gidinin efesi, efesi, efelerin efesi…” diye devam eder o meşhur Yörük Ali Efe türkümüz.

Yunan işgal altındaki köy ve kentlerimizin, Yörük Ali ve diğer kahraman efelerimizce kurtarılışını anlatır.

Buradaki “Açıl Aydın yolları” ifadesini ben iki türlü yorumluyorum.

Birincisi, “Efeler geliyorsa önlerinde durmayın, karşı koymayın, ecelinize susamadıysanız yollarını açın” şeklinde.

Diğeri ise, “Yörük Ali Efe liderliğindeki milis güçlerimizce düşmandan temizlenen Aydın’ın yolu da, geleceği de açık” anlamında.

Günümüze geldiğimizde ise, Aydın’ın 100 yıl önce açılan yolları yine tıkanmış durumda. Bunu diğer birçok alan için de yorumlayabilirsiniz ama benim anlatmak istediğim tıkanıklık, bildiğiniz yollarla ilgili.

Geçen hafta, akşam saatlerinde, Efeler’den İncirliova’ya gidip geldim. Beş dakikalık yol, 25 dakika sürdü. İstanbul’daki E-5’ten farksız bir trafik…

Durmaksızın gidip dönmem, tam 1 saatimi aldı.

Belki bazı okurlarımız, “Biz bu çileyi her gün çekiyoruz” diyecektir.

Çünkü son yıllarda, Aydın merkezdeki (Efeler) tıkanıklıktan bıkanlar veya konut fiyatlarının daha uygun olmasını göz önünde bulunduranlar İncirliova’ya kaçtı.

İncirliova’nın son dönemdeki nüfus artış hızı da bunu doğruluyor.

Karayolu’nun sadece İncirliova’ya kadar olan bölümünde değil, Ortaklar’a hatta Söke’ye kadar olan kısmında da trafik yoğunluğu yaşanıyor.

Söke-Didim ve Söke-Kuşadası arasında turizm kaynaklı ve yazlıkçıların oluşturduğu ve içinden çıkılmaz bir hale gelen trafiği saymıyorum bile.

Benzer yoğunluğun sabah ve akşam saatlerinde Nazilli’ye kadar olan doğu aksında yaşandığını da biliyoruz.

Sonuç itibariyle, 100 yıl önce açılan Aydın yolları, herhangi bir düşman işgaline maruz kalmamamıza rağmen yeniden tıkanmış durumda.

Köklü ve akılcı çözümler üretilmezse, Aydın yollarındaki tıkanıklığın önümüzdeki yıllarda daha da artacağını söylemek, kehanet olmaz.

Şehir içlerinde yaşanan trafik keşmekeşliğini de hesaba kattığımızda, gökyüzünün altındaki en güzel yeryüzünde stresli ve çileli bir yaşama mahkum oluruz.

Aydın şehrini yönetenlere ve yönetmeye talip olanlara trafik sorununu çözmeleri için “Şöyle yapın, böyle yapın” diye akıl verecek değilim.

Akılları varsa, günden güne büyüyen bu sorunu zaten onlar da görüyordur.

Çözmüyorlarsa da, sadece bizim değil, kendi geleceklerini de tıkadıklarının farkındadırlar.

Bize “Açıl Aydın yolları” demekten başka bir şey kalmıyor… 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.