Takip Et
  • 25 Nisan 2013, Perşembe

DES’ti test…

Devlet Enformasyon Sistemi (DES) ile tanışalı, iki yılı aşkın bir zaman oldu. Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü bünyesinde kurulan bu sistem ile dış basın ve yaygın basının yanı sıra, yerel gazeteler de Ankara’dan günlük, hatta anlık olarak izleniyor. 

Aydın Denge Gazetesi olarak da yaklaşık iki yıldır, yayınlarımızı günlük olarak bize verilen şifreler ile dijital ortamda DES’e yüklüyoruz. Hatta 2011 yılında gazete sayfalarını düzenli şekilde DES’e gönderen yurt genelindeki 16 gazeteden biri olarak, geçen yıl Haziran ayında Bursa’da düzenlenen törende ödüle layık görüldük. Ödülümüzü de Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç takdim etmişti.

Bursa’daki ödül töreninde ve sonrasındaki seminerlerde DES’in önemi ile ilgili bize bilgiler sunan Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü Murat Karakaya, bu sistem sayesinde yerel yayınların Ankara’da, ülkenin tepe noktasında etkili sonuçlar elde edebileceğini söylemişti.

Şöyle ki, DES’e yüklenen yerel gazete sayfaları da, BYEGM’nin takip ettiği dış basın ve yaygın basın ile birlikte her sabah hem dijital ortamda, hem de basılı olarak, Cumhurbaşkanı’ndan Başbakanı’na, Genel Kurmay Başkanı’ndan İçişleri Bakanı’na kadar üst düzeydeki 250-300 yöneticiye sunuluyor.

Sayın Genel Müdürün ifadesi ile değil sadece gazetemizin manşetindeki en ilginç haber, köşe yazılarındaki, iç sayfalarda tek sütunda verilen haberlerdeki, hatta reklamlardaki konular bile Ankara’daki yöneticilerin dikkatini çekebilecek ve o gazetenin dile getirdiği sorunlar hızlıca çözüme kavuşturulabilecekti.

Diğer illerde DES sayesinde çözüme kavuşturulan sorunlar, yapılan yatırımlar var mıdır bilemiyorum. Fakat Aydın’da bizim ve diğer yerel gazetelerin dile getirdiği sorunlarla ilgili bu sistem sayesinde Ankara’nın dikkatini çekmiş, çözüme kavuşturulmuş, müdahale edilmiş bir konu olmadı.

Genel Müdürümüz Sayın Karakaya; ben her gün düzenli olarak sayfa yükleyen bir gazetenin sahibi olarak, DES’ti test etmek için bunları yazma ihtiyacı hissettim. Sizin sistemde mi bir sıkıntı var, yoksa ülkeyi yönetenler mi sorumsuz bilemiyorum.

Şöyle ki;
Aylardır, yıllardır Aydın’da turizm hareketliliğinin en yoğun olduğu otoyol ve karayollarının kenarında, bazı ahlaksız kadınlar fuhuş ve fuhuş pazarlığı yapıyor, kimsenin umurunda bile değil.
Aydın’ın esnafı, sanatkarı, çiftçisi, köylüsü SGK ve Maliye gibi resmi kurumlar ile resmi ve özel bankalara olan borçlarından dolayı dükkanını açamaz, tarlasına gidemez oldu, işletmesinde kullandığı araçlara, tarlasını sürdüğü traktörlere el konuldu, kimsenin umurunda değil.

Yerleşim birimleri ile iç içe olan ve sorumsuzca üretim yapan maden işletmeleri yüzünden bölgede kanser kaynaklı ölümler gün geçtikçe artıyor, yine hiç kimsenin umurunda değil.
Kuklalarca yönetilen bazı belediyeler çöplerini hiçbir ruhsat ve izinleri olmayan sahalara arsızca ve sorumsuzca dökmeye, bu alanlardan rüzgarla uçuşan çöpler köylülerin zeytinlik, otluk ve tarlalarını kirletmeye devam ediyor, kimsenin umurunda değil.

Bazı adliyelerde yargı mensupları adaleti sağlamak için çabalamak yerine, şahsi kin ve hırsları ile hareket edip komikçe soruşturmalara ve kararlara imza atıyor, kimsenin umurunda değil.

Siz bugünlerde kurum olarak Sarı Basın Kartlarımızda görsel bir yenilik için mesai harcıyorsunuz, ama Aydın’da gazeteciler davet edildikleri toplantılarda tekme tokat dövülüyor, bir kaç cılız tepki dışında kimsenin umurunda değil.

Şimdi ben soruyorum; sahiden sizin dediğiniz gibi, DES sayesinde bizim gazetelerimiz her gün ilimizde kendilerini Sayın Aydın Valimizin temsil ettiği Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza ulaşıyor mu? Onların danışmanlarınca bu sayfalar didik didik inceleniyor ve ilgili kurumlar harekete geçiriliyor mu?

Sahiden İçişleri Bakanımız, Adalet Bakanımız, Genel Kurmay Başkanımız, Maliye Bakanımız, Çevre ve Şehircilik Bakanımız, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanımız, SGK Genel Müdürümüz, Jandarma Genel Komutanımız ve sizin her sabah önlerine yerel gazeteleri CD ve basılı olarak koyduğunuz diğer zevat, Aydın’dan yükselen tepkilere, gazete sayfalarında dile getirilen sorunlara kulak tıkayıp, görmezden mi geliyor?

Bir zamanlar Ali Uzunırmak’ın hemşehrisi Atçalı Kel Mehmet’in hükmettiği bu topraklar, Ankara’dakilerce hala Türkiye Cumhuriyeti’nin bir parçası olarak algılanmıyor mu?
Biz bu gazete sayfalarını, acaba başka bir ülkenin DES’ine mi yüklüyoruz?

Size fazla yük oluyorsak da, lütfen bizi bağışlayın.

Ben sadece Ankara’dan sesimizin duyulup duyulmadığını, DES’in bahsettiğiniz gibi bir işe yarayıp yaramadığını test etmek istedim hepsi bu…

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.