AK Parti’yi ve muhalefet partilerini analiz ettim. 2002-2007-2011-2015 seçim propagandalarına baktım. AK Parti ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın vaatleri arasında 15 bin km duble yol, TOKİ marifetiyle 500 bin konut, gibi vaatler vardı. Fazlası ile gerçekleşti.
Ana muhalefet partisinin seçim vaatleri laiklikle başladı laiklikle bitti.
Diğer muhalefet partisinin söylemlerinde PKK da PKK idi.
Geldik 2011 seçimlerine muhalefet de değişen bir şey yok.
İktidar partisinin yani AK Parti’nin vaatlerine bakıyoruz. Her il için projeleri var. Mesela İzmir için; İzmir’in Plakası 35, 35 dev proje. Çandarlı limanı. Konak tüneli, Sabuncu beli tüneli, körfez geçişli İzmir İstanbul oto yolu gibi.
İstanbul için 3. Hava limanı, 3. Boğaz köprüsü, Maramaray, Kanal İstanbul gibi.
Gerçekleşenler var, devam edenler var.
Geldik 2015 seçimlerine.
AK Parti’nin, seçim propagandaları yine projelerle süslü. Sayın Başbakan Ahmet Davutoğlu, Aydın konuşmasında, incirin yaşına da kurusuna da ihracat desteği vereceklerini. İzmir- Aydın oto yolunu, Denizli, Burdur üzerinden, Antalya’ya uzatacaklarını, İzmir, Aydın, Denizli, Antalya hızlı tren projesini gerçekleştireceklerini söyledi.
Görüldüğü gibi, AK Parti her seçime, her il için, ayrı, ayrı projelerle halkımızın huzuruna çıkıyor.
Sayın Başbakan Nazilli konuşmasında, Nazilli’de kentsel dönüşümü gerçekleştireceklerini ve TOKİ’yi getireceklerini söyledi.
Yandaş müteahhitlerin hatırı için, önceki belediye başkanlarının TOKİ ile yaptıkları anlaşmaları fesih edenlere bu arada selam olsun.
Ya muhalefet ne yapıyor bir düşünün!
Sadece para dağıtıyor.
60 ihtilalinden sonra, o günün gazetelerinde, “fuzuli yatırımlardan vazgeçildi” diye manşetler atılmıştı ki o fuzuli yatırımlar barajlar, hidroelektrik santralleri gibi önemli yatırımlardı. Para dağıtmaktan başka vaat ve projeleri olmayan partiler, iktidar olsalar herhalde fuzuli yatırım diye, AK Parti hükümetlerinin başlattığı büyük yatırımlardan vazgeçerler diye düşünüyorum.
Para dağıtma vaatlerine bakıldığı zaman, yatırıma para kalmaz ki.
Muhalefet partileri bir taraftan da tarım ve hayvancılığın bittiğini söyler dururlar.
Evet, Devletimiz hayvancılık yapan çiftçilerimize yönelik, İnek alan çiftçilerimize, inek alım desteği, yonca silaj desteği, gebe olacak hayvanlara, tohum desteği, doğan buzağıya, buzağı desteği ve süt desteği vermektedir.
22-23. dönem milletvekilimiz ve hayvan yetiştiricileri merkez birliği, Haykoop Genel Başkanı Sayın Ahmet Ertürk’ün, Nisan ortalarında, Ziraat Bankası genel müdürlüğü ile bir protokol yaptıklarını öğrendik. Çiftçilerin kolay krediye ulaşabilmesi için yapılan protokole göre, “Montofon, Simental, Montbeliand” gibi kombine ırk, gebe düve alan (en az 10 adet) çiftçilerimize; Kooperatif üyesi olmaları şartı ile 150 bin liraya kadar, 7 yıl vadeli ilk iki yılı faizsiz ve ödemesiz, sonraki beş yıl da yüzde 2.75 faizle geri ödenecek kredi, Ziraat Bankası tarafından çiftçimize verilecektir. İpotek yok, sadece tek kefil ile.
Çiftçi sütünü kooperatife verecek. Kooperatif süt parasını çiftçimiz adına Ziraat Bankası’na yatıracak. Çiftçimiz süt parasını Ziraat Bankası’ndan alacak.
Gördüğünüz gibi, Hükümet hayvancılığı öldürüyor!
Az kalsın unutuyordum. CHP yüz yılın projesini açıkladı! İzmir’i Venedik yaptı ve Sayın Genel Başkan Türkiye’yi İzmir gibi yöneteceklerini ilan etti.
Yaşanacak değil, yüzülecek İzmir’de, vatandaş deniz yatağının üzerine uzanmış keyif yapıyor ve “Ohhhhhh CHP denizi evimin önüne kadar getirdi” diyor.
Tebrikler CHP.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.