Çiftçilerimiz her yıl ürünlerinin para etmediğinden yakınır, doğrudur. Mesela karpuz veya domates, patates veya soğan bir yıl para eder, öbür yıl yarısı tarlada kalır para etmez. Arz talep dengesi yoktur. Bir üretim planlaması yapılsa, çiftçilerimiz tarım müdürlükleri tarafından yönlendirilse; hem üretici hem de tüketici kazanır diye düşünüyorum. Üretim planlaması yapıp çiftçilerimi yönlendirmiyorsa, tarım müdürlükleri ne iş yapar doğrusu merak ediyorum. Yani çiftçilerimiz ürünleri daha ekmeden hangi ürünün ne kadar ekileceği hususunda mutlaka bilgilendirilip yönlendirilmelidir.
İlimizin en önemli ürünlerinden birisi incirdir. Aydın denince, incir akla gelir. İncir üreticisi de dertlidir. Bu yıl incir iyi para etti ancak kuraklık yaşanması sebebiyle incir üretimi fevkalade de düştü de yüksek rakım incir bahçesi olan üreticilerimiz kazandı. Kısaca yapılması gereken incir üreticisi çiftçilerimiz birleşmeli, kooperatifleşmeli, kestane üreten çiftçilerimiz birleşip kooperatifleşmeli, işleme, paketleme tesisi kurulmalı, kestane Aydın’da yetişip Bursa’da kestane şekeri olmamalı, kestane şekeri Aydın’da yapılmalı.
Genç nesil teknolojiyi iyi kullanıyor. İyi lisan bilen bilişimi iyi kullanan gençler, ürünleri bilhassa yurt dışında pazarlamalıdır. İyiyi örnek almalıyız. Örnek vermek gerekirse Ör-Koop iyi bir model. Ör-Koop süt üreticilerimizin ürünlerini en iyi şekilde değerlendiriyor. Süt üreten çiftçilerimiz ürünümü nasıl değerlendireceğim diye düşünmüyor. Eğer üretici birlikleri kurulursa devlet desteği de mutlaka sağlanır.
Portakal üreticilerimiz de fevkalade dertlidir. Ancak portakal üreten çiftçilerimiz güçlerini birleştirse, paketleme, mumlama tesislerini kurup işin başına profesyonel, pazarlamayı bilen insanları getirse gerek yurt içi, gerek yurt dışına pazarlasa değerlendiremediği ürünü hükümetlerin desteği ile temel eğitimde okuyan öğrencilere günde bir portakal verilerek değerlendirse, olmaz mı? Liseler hariç temel eğitimde 12 milyon öğrencimize soğuk kış günlerinde günde birer portakal yedirseniz C vitamini ihtiyacını karşılayan öğrencilerimizin bağışıklık sistemi de güçlenir, nezleden, gripten korunur ve üreticinin ürünü de değerlenir. 12 milyon öğrenci günde bir portakal yese, bir haftada 5, bir ayda 20 gün okulların açık olduğu düşünülürse bir haftada 12 bin ton, bir ayda 48 bin ton portakal demektir. Hem C vitamini alan çocuklarımızın nezle, gripten korunması sağlanır, hem de devletimiz çocuklarımız için ödediği ilaç parasından tasarruf etmiş olur. Üreticinin ürünü de değerlenir.
Ancak birilerinin üretici birliklerinin kurulmasına, kooperatifleşmenin sağlanmasına öncülük etmesi gerekir. Kötü örnekleri değil de iyi örnekleri dikkate almalıyız. Devletimizin ilimizde en büyük temsilcisi olan sayın valimizin birlikteliğe öncülük etmesi sütten ağzı yanan insanlara güven verilmesi bakımından elzemdir, diye düşünüyorum. Valimizin öncülük etmesi, devletimizin sahiplenmesi demektir. Emin olun, üreticinin birlikteliği gerçekleşsin, tüccarlar bırakın aralarında anlaşmayı portakal daha yeşilken bahçeleri bağlamak için sıraya girecektir. Birlikten kuvvet doğar.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.