Üstün akılın harekete geçtiğini düşünüyorum. MHP’yi CHP leştirmek için çaba sarf eden ve MHP’yi CHP leştiremeyen üstün aklın CHP’yi HDP leştirmek için harekete geçtiği gibi bir his var içimde. Beyaz Türkleri ve Gülen örgütünü HDP’li leştirmeyi başaran üst aklın CHP’yi HDP leştirmenin daha kolay olacağını düşünmüş ki yönünü oraya çevirmişe benziyor. CHP’nin üst düzey yöneticilerinden birinin seçim hükümetinde HDP yoksa bizde yokuz demesi ne anlama geliyor! Terör örgütü mensuplarının eylemlerinde en önde CHP milletvekillerinin olması ve bir CHP milletvekilinin TOMA’nın üstüne çıkması ne anlam ifade eder. Görülen o ki CHP’nin tek başına iktidar olamayacağını anlayan üst aklın CHP-HDP veya HDP destekli MHP-CHP koalisyonunu gerçekleştirmeyen üst aklın CHP’yi HDP leştirmek istediği ve CHP ile HDP yi tek çatı altında toplamayı hedeflediğini yapılacak olan ilk seçimde mümkün olur mu bilmem ama bu 2 partiyi mutlaka bir araya getirmek istediklerini anlamak zor olmasa gerek.
Ülkenin istikrarı için aslında başkanlık sistemine geçilmeli o zaman çok parti olması istikrarsızlığı getirmez ya da 2turlu seçim sistemine geçilmeli yani bir parti tek başına iktidar olamıyorsa en çok oy alan 2 partinin tekrar seçime girmesi en çok vekil çıkaran partinin iktidar olması. Koalisyonlardan bıkan İtalya 2turlu seçim sisteme geçti. Yani ülkeyi 2 partili sisteme doğru götürmek gerekir diye düşünüyorum. 1980 öncesi koalisyonların ülkeyi getirdiği yer belli.
Gelelim koalisyona: CHP AK Parti koalisyonun olmayacağı olamayacağı ve CHP’nin AK Parti ile koalisyon istemediği belliydi. CHP’li lerin ağızlarından restorasyon hükümeti kelimesi hiç düşmedi ki restorasyon bozulmuş yıkılmaya yüz tutmuş şeylerin onarımı anlamına gelir ki AK Parti biz bozduk siz düzeltiverin der mi? İkincisi CHP’nin eğitimi dilinden düşürmediği ve 8 yıllık eğitime tekrar dönüleceğini deklare etmesi yani İmam Hatip Ortaokullarının kapatılması anlamına gelen ve 28 Şubat ürünlerinin geri getirilmesi anlamını taşıyacak ve okullarda din ve ahlak bilgisi derslerinin kaldırılacağını deklare etmesine baktığınız zaman AK Parti’nin kendisini inkar anlamına gelecek şeyleri kabulleneceğini sanmak ya saflıktır yâda koalisyondan kaçmaktır. AK Parti cephesinden bakıldığı zamanda terör örgütlerinin yüzü kapalı eylemlerinde önde yürüyen hatta TOMA’nın üstüne çıkan milletvekilleriyle nasıl bir koalisyon kurulabilir ki? Doğru olan dünya görüşleri birbirine yakın olan neredeyse aynı dünya görüşünü paylaşan MHP ile AK Parti’nin koalisyon kurmasıydı. Her iki partinin tabanlarının isteği olan ortaklığın kurulamayışını anlamak gerçekten zor.
Sayın Bahçeli’nin
CHP ile ‘’hayır’’
AK Parti ile ‘’hayır’’
Azınlık hükümetine ‘’hayır’’
Seçim hükümetine ‘’hayır’’
Seçime ‘’hayır’’
tavırlarını anlamak çok zor ve MHP’li lerin de anladığını sanmıyorum.
Dün bu katillerle mi ortaklık yapacağız diyenlerle ortaklık kuran Bahçeli’nin bugün dünya görüşü birbirine yakın olan AK Parti ile MHP’nin koalisyonlarından kaçınıp ülkeyi çıkmaza sürüklemesini anlamak mümkün değil. Şimdi olacak olan Anayasaya göre kurulacak her partinin sayıları oranda temsil edileceği seçim hükümetini kurulması. Geçmişte CHP HDP’yi meclise taşıdı şimdi de MHP hükümete mi taşıyacak hep birlikte göreceğiz.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.