Kelimeler… Kelimeler… başlıklı yazımda da (Denge gazetesi arşivinde var.) belirtmiştim.Duygularımızı, düşüncelerimizi, fikirlerimizi ancak kelimelerle karşımızdakilere ifade edebiliriz. Düşündüklerimizi eski deyimle meramızı karşımızdakilere ancak kelimelerle ifade edebiliriz. Bunun için de kelime haznemizin geniş olması gerekir.
“Kemaletle kemalet olmaz” demiş büyüklerimiz. Dilin bir başka deyişle kelimelerin de birer alet yani araç olduğunu düşünecek olursak kötü malzeme kullanarak iyi netice elde etmenin zor olduğunu, yanlış kullanımların anlatıma verdiği zararı sonraları telafi edemeyiz.
Pusu…İnfaz…Kurşuna dizmek…Gasp…Bu kelimelere gazete sayfalarında çok sık rastlıyoruz. Ne yazık ki haber değeri olan kelimeler bunlar… Ve yine ne yazık ki zaman zaman gerçek anlamlarını yansıtmayacak şekilde ve yanlış kullanıyorlar.
TDK Güncel Sözlükte “pusu” kelimesinin anlamı şöyle verilmiş: “Birine saldırmak için saklanarak beklenilen yer.” Bazen bu “bekleme ve saldırma” eylemine de pusu deniyor. Pusuya yatmak, pusu kurmak gibi türevleri var. Ama bütün anlamlarda saldırı amaçlı bir yere saklanarak beklenilen yer.”
Bazen bu “bekleme ve saldırma” eylemine de pusu deniyor. Pusuya yatmak, pusu kurmak gibi türevleri var. Ama bütün anlamlarda saldırı amaçlı bir yere saklanarak beklemek söz konusu. Hal böyleyken geçenlerde bir büyük ulusal gazetemizde dış terör pususu haberinde neden pusu kelimesinin kullanıldığını anlamak mümkün değil. Orada bir saklanma değil karşılaşma ve çatışma söz konusu.
Benzer bir sorunu “infaz” kelimesi ile de yaşıyoruz. Okurların da dikkatini çekiyordur. "Mafyadan sokak ortasında kanlı infaz", “Eski eşe infaz” türünden yanlış başlıkları tirajı yüksek merkez medyamız da sıkça görmekteyiz. Öncelikle “infaz” uygulamak, yerine getirmek demek. Öldürmek anlamında kullanılamaz. Kaldı ki infazın bir başka şartı da uygulanacak kararın resmi ve hukuki kurumlar tarafından alınmış olmasıdır. Artık kaldırılmış olan idam cezasının infazından olduğu gibi. Bir kişinin “infaz yöntemi” adı verilen yöntemle öldürülmüş olması da durumu değiştirmez.(Emekli öğretmen arabasında kafasına sıkılan tek kurşunla infaz edildi.vs. gibi) şu halde bu neviden olaylar da “infaz” yerine cinayet, suikast ve öldürmek gibi kelimeleri kullanmak daha doğru olacaktır diye düşünmekteyim.
Sanırım geçen yıldı. Kars’ta üzücü bir olay yaşadık. Türkiye İstatistik Kurumu’nun bir çalışanı, yedi çalışma arkadaşını öldürdü. Bu olay, büyük gazetelerde haber olarak verilirken “kurşuna dizmek” ve “katliam” kelimelerine rastladık. Kurşuna dizmek verilen ölüm cezasının bir askeri birlik tarafından yerine getirilmesi anlamına geliyor. Ve artık tarih olmuş bir uygulama. Katliam ise kısaca kıyım anlamına geliyor. Her iki kelime de olayı anlatmak için doğru seçimler değil.
Bunların yerine “silahlı saldırı” ve belki de “kurşun yağdırmak” kullanılabilirdi.
Gasp konusu da yanlış kullanılan kelimelerin başında geliyor. Gene büyük gazetelerimizin birinde okudum. “Geri dönmeyen eşini gasp etti.” diye bir haber. Bir tarama yaparsanız gazetelerde gasp kelimesinin onlarca benzer ve yanlış kullanımlarına rastlayabilirsiniz. Oysa kişi değil meta gasp edilir. Kelimenin anlamı: "Bir malın, sahibinin izni olmadan ve zorla alınmasıdır.” Bu alma eyleminin neticesinde gasp edilen şey kişi değil, eşya olur. Cüzdan, mücevher ve para gibi. Sözü edilen haberde, gasp edildiği iddia edilen eşyalar alyans, bilezik ve yüzüktür, geri dönmeyen eş değil.
Bu tür yanlış kullanımlara birkaç örnek daha vermek istiyorum.
“Ölü ele geçirildi.” Mal ya da eşya ele geçirebilir. Silah, uyuşturucu vs. ama insan ele geçirilmez. Terörle mücadele jargonu çerçevesinde gazeteciliğe sızan bu kullanım yanlıştır. Terör örgütlerinin ölülerini çatışma alanında bırakmayıp taşımaları da bu durumu değiştirmez.
“Zorla tecavüz edildi.” Tecavüz, zaten kişinin istemi dışında zor kullanarak taciz etmektir. Adı üzerinde “zor” içeren bir terimdir. Bunun ayrıca belirtilmesi kelimenin anlamına yeterince vakıf olmamaktan kaynaklanmaktadır.
Yerel basında çalışan genç gazeteci kardeşlerim “haber yazımında dikkat edilmesi gereken kuralları” ilgili birer kitapçık edinseler iyi olur kanaatindeyim. Eğer bunu yaparlarsa yaptıkları haberlerde komik duruma düşmezler. Hem daha verimli haber yapma imkanı bulurlar.
Haberin amacı bilgi aktarmaktır ve bu aktarım sırasında doğru sözcükler kullanılmalıdır.
Yanlış kullanımlar haberin yanlış anlaşılmasına yol açar. Bağlamından kopmuş kelimeler bir nefret ya da meşruiyet kaynağına dönüşebilir.
Daha da önemlisi okurun gazeteden soğumasına yol açabilir.
Shakespeare Hamlet adlı eserinde Polonivsa sordurur: “Elinizde ne var efendimiz?” Hamlet cevap verir: "Kelimeler, kelimeler,kelimeler…”
Unutmayalımki, gazetecilerin ve yazarların da ellerinde kelimeler ve fotoğraflar var. Böylesine çok bilinen ve anlamları bariz kelimeleri bile yanlış kullanırsak gazeteciliğimize, yazılarımıza gülerler ve elimiz de hiçbir şey kalmaz.
Hepinize iyi haftasonları değerli DENGE okurları...
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.