Bir süre önce bir siyasi partimizin il başkanının en büyük yolsuzluğun bu dönemde yapıldığını söylediğini bu gazetede okudum. Zihnimden geçmişe doğru bir yolculuk yaptım. Kendi kendime bu arkadaş acaba şimdiye kadar Türkiye’de hiç yaşamadı mı diye düşündüm. Yirmi iki tane bankanın battığı, bir devlet bankası olan Emlak Bankası’nın battığını ve Halk Bankası’nın kucağına atıldığının Ziraat Bankası, Halk Bankası, Vakıfbank gibi devlet bankalarının görev zararı altında her sene zarar ettiğini Türk Hava Yolları, Devlet Demir Yolları gibi KİT’lerin zararlarının katlandığının Türkiye bütçesinin yüzde 86’sının faiz gideri olduğunu unutmuşa benziyor veya milletin aklını sınıyor diye düşündüm. Arkadaşların iktidar olduğu dönemde yolsuzluk yoktu da neden devlet bankaları zarar ediyordu neden THY gibi kuruluşlar zarar ediyordu o zararlar tüm milletimizin sırtına neden yükleniyordu. Sayın Ahmet Necdet Sezer’in karşısına aday olduğu için ilkeli duruşundan taviz vermediğini bildiğimiz Sayın Sadi Somuncuoğlu’nun linç edilmeye kalkışıldığı silahların gölgesinde cumhurbaşkanı seçildiği dönemi unutmuşa benziyor. Yolsuzluğun istismarın olmadığı bir dönemin var olduğunu söylemek mümkün değildir. İnsanın olduğu yerde bu tip şeyler olur, ancak arkadaşların en büyük yolsuzluk olduğunu söylediği bu dönemde binlerce km duble yol onlarca havaalanı hızlı tren hızlanmış trenle tanışan Türkiye her sene zarar eden devlet bankalarının rekor kar açıkladığı THY’nın zarar etme pahasına sadece elitlere hizmet vermekten kurtulup halkın yolu olmasına rağmen rekor kar edip (2014 karı 1.8 Milyar lira) dünyanın en büyük havayolu şirketleri arasına girip 300 ün üzerinde uçakla dünyanın her köşesine uçabilen havayolu olduğu yapılan hizmetleri modern hastaneleri Çine, Adnan Menderes, Dandalas, İkizdere barajları gibi dev hizmetleri ya göremiyorlar ya da milletin aklını sınıyorlar diye düşünüyorum. Yani o yolsuzluğun olmadığı dönemde Cumhurbaşkanının fırlattığı bir anayasa kitapçığından borsanın dibe vurduğunu binlerce insanın iflas ettiğini fabrikaların kapısına kilit vurulduğunu yurt dışından gelen deprem yardımlarıyla memur maaşlarının ödendiğini Amerika’nın Kemal Derviş gibi bir kurtarıcı gönderip IMF’ye teslim edildiğimizi, gecelik faizlerin yüzde 500’lere dayandığı dönemleri ya unutmuş ya da aklımızı sınıyor diye düşündüm. Siz o dönemleri unutabilirsiniz, ancak millet unutmamış ki ak partiyi her seçimde oylarını arttırarak iktidara getiriyor. İletişim çağındayız dünyanın öbür ucu insanlara bir tuş kadar yakındır. Hamasi nutuklarla millete yön verme zamanı çoktan geçmiştir.
Ne denir…! Geçti Bor’un pazarı sür eşeği Niğde’ye.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.