Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı sonrası Sayın Cumhurbaşkanı’nın öne çıkan açıklamalarından biri “3 yeni paketle konut desteği” olarak ekranlarda yerini aldı. Ne zaman ekonomik sıkıntılar baş gösterse inşaat sektörünü kalkındırmaya yönelik müdahalelerle halkı iyice yoksullaştıran girişimlerden bir yenisi.
Bu paket, “güçlü Türkiye inşası, demokrasi ve kalkınma reformları, dar gelirlilerin alım gücünü iyileştirmek, Cumhuriyet tarihinin en iyi seviyesine çıkmak üzere olmak, siyaset ve toplum mühendislikleriyle Türkiye’yi yönlendirme devrinin bitmesi, kipkirli oyunları bozmak” vb. rutin söylemler ardından özenle bulandırılmış beyinlere sunuldu. Siyasetin bir parçası.
*
O yüzden ne olduğu anlaşılamamış olabilir, diye düşünüyordum ama sosyal medya paylaşımım ardından gelen yorumlara bakınca da vatandaşın yediği tokadı unutmadığını ve son derece bilinçli olduğunu farkettim, yine de mimar kimliğim sorumluluğu ile daha çok kişiyi bilgilendirmek için bu köşeye de konuyu detaylandırarak bırakmak isterim;
*
Faiz lobisiyle savaşılırken (!) kredi/faiz kelimelerini kullanamadıklarından ‘finansman’ adıyla çıkarılmış paket içerikleri;
1. İlk Evim Konut Finansman Paketi
“İlk defa ve tek konut sahibi olacak vatandaşımıza 2 milyon liraya kadar değere sahip birinci el satın almalar için 10 yıla kadar vadeli ve aylık yüzde 0.99 faizli konut kredisi sağlanacak.”
Bunlar nasıl şartlar? Özellikle İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlerde 2 milyon liraya, konumu ve yapısal özellikleriyle nitelikli bir ev bulamazsınız. Bulursanız da bu kaç yıllık evdir, ‘birinci el’ satın alamazsınız. Diyelim ki ilçelerde ya da başka şehirlerde buldunuz, 2 milyon liralık bir kredi için ayda yaklaşık 30bin lira, toplamda ise 3,5 milyon lira ödeyebilecek hangi aile var ki hayatında ilk ve tek konutunu alacak olsun. Bu vatandaşımız muhtemelen şuan kirasını zor ödüyor, pazardan 5 patatesi poşetine koyup tartıldıktan sonra 1 tanesini çıkarıyor. Milyonluk nasıl borçlansın, açıklamaya bak.
Bu iş kime yarar, evini satacak vatandaşa yaramaz çünkü ‘birinci el’ diyor, ikinci el satışlar bu kapsamda değil. Elbette ki içinde yaşamayacak olan, üzerinde ilk ve tek konut olma şartını taşıyan eşi dostu çoluğu çocuğu üzerine farklı bölge, il ve ilçelerden gayrimenkul alıp satacak yatırımcılara ve inşaatını bitirmiş ama satamamış olan inşaat şirketlerine yarar. Ayrıca bunu sadece 2 milyon değerinde konutlar gibi düşünmeyin. Noterde 2 milyona satışı gösterilecek olan 4-5 milyonluk konutlar ve dolayısıyla bu konutları inşa eden büyük inşaat şirketleri ve yatırım yapacak olan yüksek gelirliler olarak düşünün. Ardından yüksek kiralarla vatandaşın sırtına yüklenecek bu konutlar.
Yani dar ve orta gelirli vatandaş bu krediden faydalanamayacağı gibi zarara uğrayacak. Çünkü örneğin yıllardır anca biriktirebildiği 750 bin lira ile almaya yeltendiği ev, cumhurbaşkanının bu açıklamasından sonra saniyesinde 1milyonun üzerine çıktı. Konuta erişimi artmadığı gibi yok oldu. Bu yeni bir buluş ve sunuş değil, yandaşı ve dolaylı olarak (ya da artık doğrudan olarak) hükümeti kalkındırmak amacıyla vatandaşın yıllık sorununa her seferinde aynı düğüm atılıyor: hatırlayın 2020’de de konut kredisi indirimi oldu, konutların fiyatı bir gecede 2 katına çıktı. Ardından enflasyonla bir 2 kat daha artış oldu. Zaten tavan yapmış fiyatlarda şimdi yaşanan artışla da dar ve orta gelirli vatandaş için ev sahibi olmak hayal dünyasından dahi çıktı. Baybay.
*
2. Genişletilmiş Konut Finansman Paketi
“Birinci ve ikinci el konutları da kapsayacak biçimde, konut değerinin en az yüzde 50'si 1 Nisan 2022 tarihinden önce açılmış döviz tevdiat hesaplarının veya hurda altının Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına satımı ile karşılanması şartıyla, 2 milyon lira değerine kadar konutlar için 10 yıla kadar vadeli, aylık yüzde 0,89 faizli konut kredisi sağlanacak”
Hükümetin liralaşma stratejisini destekleyerek tüm yatırımlarını 1nisan 2022’ye kadar Kur Korumalı Mevduat sistemine geçirenler şok. Bu yüzden bu paketten faydalanılabilmesi için dayatılan liralaşma stratejisini desteklerken de bir düşünmek gerek; gelecekte de başka paketlerden men edilebileceğini.
Ancak yandaşlar şok değil, çünkü onlar hiç şüphesiz bu paketin yürürlüğe gireceğine dair önceden bilgilendirildiler ve hazırlıklarını yaptılar.
Yine anlaşıldığı üzere bu paket de dar-orta gelirli yararına değil, keza elinde bir konut bedelinin yarısı kadar -bu örnekte 1 milyon kadar- dövizi ya da altını olan dar-orta gelirli var mı? İkinci el satış da bu paket kapsamında olduğu için daha uygun fiyatlı evler de bulunabilecektir pekala. Bu ilk bakışta ev sahibi olan vatandaş için faydalı görünebilir, 750 bin liraya satamadığı evini şuan daha kolay satabilecektir. Ancak aldığı parayla yerine koyabileceği her şeyin, evin, arabanın fiyatı da bu açıklamayla artmış olduğundan bu durum ev sahibini de zarara uğratır o yüzden o da evinin fiyatını 1 milyon liraya çekerek satmaya çalışacaktır. Yani fırsatçılar fırsatçıları doğurur. Ayrıca bir önceki örnekte 750 bin liraya ev almak üzere olan vatandaşı kaybettiğiyle kaldı, 1 milyon liraya alacak olanı da aynı şekilde beklemeye devam edecek, ev sahibi vatandaşa da bir faydası olmadı yani.
Öte yandan ev fiyatları artınca paralel olarak kira fiyatları artacaktır, arttı. ‘Konut alımında vatandaşa kolaylık yapmak’ başlığı altında, olan yine konutu olmayana, kiracıya oldu. Dar gelirlinin alım gücü iyileşmedi, alabilme gücü kötüleşti.
Ayrıca, hem ev sahibi/kiracı ayrımı ile hem de dövizi olan/olmayan vatandaş arasındaki 0,99 ve 0,89 farkı sebebiyle adalet duygusu da çokça zedelendi. Ama bu adaleti yok etmeye çalışanlar için endişelendiren değil sevindiren bir durum.
*
3. "İnşaat Sektörüne Özel Kredi Garanti Paketi"
“1 Mayıs 2022 tarihi itibariyle asgari %40’ı tamamlanmış ve %50’si satılmamış inşaat projelerinin tamamlanabilmesi için, 1 yıl boyunca konut satış fiyatlarını sabit tutmayı taahhüt ederek bu fiyatları internet sitesinde kamuoyu ile paylaşan ve kredi veren kuruluşa da bildiren inşaat şirketlerine 36 ay vadeyle toplam 20 milyar TL finansman kaynakları sunulacaktır.”
Hoop kaynaklar yine gitti inşaat şirketlerine. Üreticinin yarım kalan işlerine ayrılmaz bu kaynaklar bakın. Ayrıca 1 yıl boyunca konut satış fiyatlarını sabit tutma taahhüdü de göz doldurmalık laflar. Yine vatandaşa zarar; çünkü inşaat şirketi saf mı, 1 yıllık enflasyon hesabıyla tavandan duyuracak fiyatları ilk günden. Örneğin bu taahhüt şartı olmasa ilk aylar 1-1,5 milyona ve tamamlanınca 2 milyona satışa çıkarılacak evler, doğrudan 2 milyondan sabitlenecek. Kredisini 36ay vadeli ödeyeceği için şirket de bu işten zarar görmediği gibi daha yüksek kâra geçecek.
*
Yani enflasyonla mücadelede daraltıcı önlemler alan dünya ülkelerinin yanında, ekonomi politikalarıyla alay edercesine talep arttırmaya yönelik çıkan vatandaşı aldatmaya dayalı açıklamalarla sunulan bu paketler, cep doldurmak ve patates yerine beton üretmek üzerine kurgulanmış senaryoların tezahürüdür. Enflasyonu kontrol altına alıp, şişen fiyatları olağan seviyeye çekmeden yapılan bu tür tüm girişimler, kendilerine yarar sağlamak üzere vatandaşın sırtına binmektir. Bunları artık defalarca tecrübe eden Türk halkı yutmuyor.
*Ayrıca yabancıların çatır çatır Türk vatandaşlığı aldığı fiyatlara Türk vatandaşına ilk evini almayı altın tepside sunar gibi açıklamak da ayrı bir hikaye.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.