Takip Et
  • 9 Nisan 2018, Pazartesi

KEFENLİ YAĞCILIK!

İnsan onuru ile erdemi ile vicdanı ile bütünleştiği sürece insandır.

Bu donatılardan biri eksik ise insan da eksiktir, insanlık da…

Dünya geneline şöyle bir baktığımızda, insanlığın geleceği adına olumlu görüş bildirmek de pek olası değil aslında. Güçlülerin, güçsüz kanı emerek sağladıkları düzen(çark) giderek karamsar ediyor azınlıktaki insanoğlu insanları…

Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi, ülkemizde de giderek yitiriyoruz insanlığı. Akşam bültenlerinde ruhumuzu karartan, insanlığımızdan utandıran, kimi zaman “yeter ulan” diye naralar atmak istediğimiz haberler karşısında umutsuzluk batağına dalıp çıkıyoruz. Gazeteleri okurken de ruh halimiz aynı hemen hemen.

Geçtiğimiz günlerde ilk kez Denge Gazetemizde, daha sonra yaygın medyada yer alan bir haber gündem oluşturdu. Haber, Aydın ilimizde yaşanan bir olay olup kamuoyuna aynen şöyle duyurulmuştu…

 

AKP Aydın İl Başkanlığı’na kefen giyerek adaylığını açıklayan kişi, Disiplin Kurulu kararıyla partiden ihraç edildi. “Kefenimi giydim de geldim. Beni adaylıktan ancak Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan vazgeçirebilir” diyerek AKP Aydın İl Başkanlığı adaylığını açıklayan zat, disiplin kuruluna sevk edildi. Kişinin ihraç gerekçesinin, geçtiğimiz haftalarda düzenlediği basın toplantısında kefen giyerek AKP’yi kamuoyunda küçük düşürmek olduğu öğrenildi. İl kongresi öncesi disiplin kurulu, kişinin partiden ihracına karar verdi. Disiplin kurulunun kararıyla, başkanlık hayali kurarken partisindeki üyeliğinden de oldu…

***

İstanbul Esenyurt Belediye Başkanı ondan aşağı kalır mı? İşgüzarlıkta, yağdanlıkta, bireysel ikbal uğruna insana köle olmayı mubah saymakta sınır tanımayan bu yurdum insanının ayıbı ise insanlık ötesi! Ne demişti anımsayalım…

 

Erdoğan'ın ömründe eğer bir sıkıntı olacaksa, alsın benim ömrümden koysun ömrüne gıkım çıkarsa adiyim. Bizim ona çok ihtiyacımız var, ümmetin ona çok ihtiyacı var, Esenyurt'un Tayyip Erdoğan'a çok ihtiyacı var. Esenyurt'un hiçbirimize ihtiyacı yok ama Tayyip Erdoğan'a ihtiyacı var. Niye var? Burayı kaybedersek Kudüs'ü kaybederiz hiçbir yeri kaybetmeyiz, İslam'ı kaybederiz, Mekke'yi kaybederiz. Onun için ona ihtiyacımız var…

***

Daha neler, ne örnekler var. Rektörü, okumuşu, bürokratı, sıradan insanı artık ayıpta sınır tanımamakta ve zerre kadar kızarmamakta!

Bireysel ikbal gözlerini öylesine karartmış-kamaştırmış ki; koskoca İslamiyet ayaklar altına aldıklarının farkında bile değiller.

***

Bir ayıp da Söke’mizden!

CHP Söke İlçe Kadın Kolları Başkanı Nebihat Erten ve İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Habibe Avcı'nın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın afişlerini yırtmasına ne anlam vermeli peki? Bunun adı, kışkırtıcılıktan öte nasıl açıklanır? Afiş yırtmak Cumhuriyet değerlerine, Atatürk Devrimlerine, CHP’ye ne kazandırır? Kadının meclis (tiyatro) salonunda bile dışlandığı günlerde adam gibi demokratik tepkinizi gösterip Söke’den Ankara’ya sesinizi duyursanıza!

Ama bunun için de donanım, öngörü, bilgi ister haklısınız…

 

OZANCA

Dörtnala gelip Uzak Asya'dan

Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan

bu memleket, bizim.

Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak

Ve ipek bir halıya benziyen toprak,

bu cehennem, bu cennet bizim.

Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,

Yok edin insanın insana kulluğunu,

bu davet bizim.

Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür

Ve bir orman gibi kardeşçesine,

bu hasret bizim... Nazım HİKMET

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.