Oda TV ciddi bir internet gazetesidir. Geçtiğimiz yıllarda Muğla Büyükşehir Belediyesi ile ilgili yayınladığı haber sonrasında sessizliğe bürünen muhataplar, gazetenin birkaç gün önce yayınladığı ikinci habere de sessiz kalmayı yeğlediler. Yapılan ithamlar yenilir yutulur cinsten değil. Özetlemek gerekirse şöyle; FETÖ'nün yayın organı Zaman gazetesine verdiği ilanlar ve AKP'li eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'na olan yakınlığı ile bilinen CHP'li Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün'ün de aralarında bulunduğu daire müdürleri, iki yıla kadar hapis cezası istemiyle hâkim karşısına çıkacaklar. Olay Muğla'da büyük yankı uyandırırken, başta “Kent Kart” uygulaması olmak üzere görevi kötüye kullanma suçlamalarıyla hâkim karşısına çıkacak olan Gürün ve daire müdürleri sessizliklerini koruyor…
Başta Osman gürün olmak üzere, onlarca kişinin isimleri zikrediliyor. Haberin daha da vahim kısmını da isterseniz kısaca paylaşayım; CHP'li Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün'ün yardımcısı ve başdanışmanı Yavuz Kayı'nın damadı Mustafa Apaydın, FETÖ operasyonu kapsamında ikinci kez gözaltına alınmış, Apaydın sevk edildiği mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Yavuz Kayı'nın kızı ise açığa alınmıştı. Yaşanan gelişmelerin ardından CHP'li Muğla Büyükşehir Belediyesi'nin imarı olmayan alana özel imar geçirerek FETÖ'nün okullarına ruhsat verdiği iddiaları ortaya atılmıştı…
Bildiğim kadarı ile başkanın başdanışmanı Yavuz Kayı hala görevinin başında! Ve bu konu ile ilgili kamuoyunu rahatlatacak açıklamalar henüz yapılmadı!
Yaklaşık sekiz ay yerleşik düzen yaşamak zorunda kaldığım Muğla’yı gerçekten sevemedim. Kapalı bir kutu adeta! Eskişehir gibi kültür başkenti bir kentten gelip orada yaşamak zorunda kaldığım sekiz ay içerisinde bir kez olsun ciddi bir kültür etkinliğine katılmak nasip olmadı. Olmadı, çünkü etkinlik yoktu. Onların etkinlik diye ayda yılda sundukları etkinlikleri Eskişehir’de ortaokul ve lise öğrencilerimiz yıl boyunca yapıyorlardı…
Ve sekiz ay boyunca köstebek yuvasını andıran yolların görüntüsünü ayrıldığım güne dek(29 Ocak) her gün zorunlu olarak görmekteydim. En çok üzüldüğüm de Muğla’ya okumaya gelen öğrencilerdir. Ev kiralarının inanılmaz uçuk olduğu bu kentte fakir fukara çocuklarının yararlanacağı tek bir yurt akla gelmemiştir (özel yurtlar konumuz dışında tabii ki)…
Muğla B.Belediyesi ile ilçe belediyelerinin alayı anlaşmazlık içerisinde. Henüz kurumsallaşamamış Muski ile hepsi neredeyse kanlı bıçaklı. Bu tablo görüntüsü içerisinde, belediyenin başarısı ya da başarısızlığı alenen ortada işte…
Demem şudur; yoğurdum kara diyen olmaz elbet! Lakin genel bir doğrusu vardır hayatın. Görünen köy de kılavuz istemez hani…
OZANCA
BEDEM
Bakışı ve beyni karanlık âdem
Suratı ablak, bıyığı da badem
Kendine insanım diyorsun madem
İnsanlıktan biraz nasip alsana…
Nesimi’yi yüzen sen değil misin?
Menemen’de azan sen değil misin?
Madımak’ta yakan şer değil misin?
Güzellikten biraz nasip alsana…
Beynin karanlıktır yüreğin kinci
Senden dindar olmaz, sahtekâr dinci
Hicap duyar senden insan bilinci
Adamlıktan biraz nasip alsana…
Şinasi’yim, aman vermem namerde
Esirgemem sözüm düşsem de derde
Riyakâr zevzekler gezer her yerde
Yurttaşlıktan biraz nasip alsana…
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.