Takip Et
  • 3 Eylül 2018, Pazartesi

Özlem Çerçioğlu’na açık mektubumdur…

Değerli Başkanım,

Anadolu’nun incisi diye adlandırılan bir kentin; Eskişehir’in çocuğuyum ben. Malumunuz bu kent ile adı özdeşleşmiş bir başkanın, Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen hocamın eserleri ile gurur duyanlardanım. Eskişehir’i ülkemde yaşanır kentlerin başında sıralayan ve koşulsuz sevgi duyduğum bu değerimizle de sıkça görüşürüm gurbete de düşsem…

Gurbet dedim de, kanser hastalığıma iklim ve coğrafyasının iyi geleceğine inandığımız Didim’e yerleştik geçtiğimiz yılbaşı ile birlikte. Aydın’ın en güvenilir gazetesi olan Denge Gazetemizde haftada iki gün köşe yazılarımı sunmaktayım okurlarımıza. Eskişehir’de de Anadolu Gazetesi genel yayın yönetmeni ve köşe yazarı olarak görev yaptığım süreçte sevgili hocama bir tek konuda ters düştüğüm yazılarım olurdu. Hayvanat Bahçesi yerine, Türkiye’ye örnek olmasını arzuladığım bir hayvan barınağı kurmasını yıllarca hayal etmiştim. Canım hocamın hoşuna gitmese de bu eleştirim, bir günden bir güne bana bu hoşnutsuzluğunu asla dile getirmedi. Çünkü o Türkiye’nin Yılmaz Büyükerşen’i, “hocası” idi…

Aydın’lıyım artık topuklu Efe’m, sizden biriyim gari.

Eskişehir’de iken yaptığınız uygulamaların etkisi ile sempatimiz gelişmeye başlamıştır şahsınıza, cesaretinize. Fakat ne ilginçtir ki canım hocamın ısrar ettiği konu olan sokak hayvanları ile ilgili konuda sizin de ısrarcı olduğunuzu düşünür oldum. Bu konu ile ilgili sıkça olumsuz haberler görür duyar oldum. Hayvan barınağı açılışlarda olduğu gibi güzellikler ya da umut saçmıyor kanımca. Bundan aylar evvel şu haber de üzmüştür hayvan koruyucuları…

***

Bunun adı vahşet!

Aydın Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Nazilli’deki barınakta hayvanlara işkence yapıldığı ve sistematik olarak ölüme terk edildiği iddiası, hayvanseverleri ayağa kaldırdı. Şüpheli ölümlere ilişkin tespitlerde bulunan hayvanseverler, sorumlu tuttukları veteriner F.D. hakkında suç duyurusu yaptı. Barınaktan ve meslekten atılması istenen F.D. hakkında Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin hiçbir işlem yapmadığı öğrenildi.

***

Birkaç gün önce de maalesef sosyal medyaya, infiale yol açan barınak görüntülerinin içimizi sızlatan haberi düştü. Küçücük kafeslere adeta tıkılmış onlarca kedi, yine bir başka bölümde küçücük kafeslere sıkıştırılmış onlarca köpek yavrusunun sızlatan görüntüleri…

“Topuklu Efe” olarak nam salsanız da siz dünyanın en yüce kariyeri olan annelik vasfına sahip insanlarındansınız. Her şeyden önce anne deyince merhamet, vicdan olgunluğu, korumacılık, adalet duygusu gibi sözcükleri yüreğinde yaşatanlardansınız.

Özlem Hanım o kafeste adeta uyuz hastalığına yakalanmış patilerin görüntülerine hiç baktınız mı? O ölümü bekleyen yavru kedinin kafasını kafese yaslayıp umutsuz gözlerini hiç kırpmadığına dikkat ettiniz mi? Aydın gibi sıcağın tavan yaptığı coğrafyada kafese tıkılan onlarca meleğin nefes alamayacak biçimde hayattan kopuşunun empatisini yaptınız mı? Sizde o güzel yürek var bu dediklerimi uygulayacak eminim. Ve sizi sevenler ve size kaç dönemdir oy veren bu insanlar sadece ve sadece bu konuda inciniyor yalnız kaldıklarını düşünüyorsa; onları sevindirmek sizi mutlu kılmaz mı?

Hadi gari “Topuklu Efem”…

Üzmeyin bizi!

Not: Köşe yazımı okuduğunuz şu anlarda ben kemo embolizasyon tedavisine başlamak üzere Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji bölümünde uyutulmuş olacağım. Uyandığımda kamuoyuna yapacağınız müjdeli haberlerinizi Denge Gazetemizden okumayı diliyorum tüm kalbimle.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.