Geçen hafta Ödemiş'te, 10 yaşındaki Ceylin’in komşusu tarafından öldürülmesinden sonra geleceğin sağlıklı toplum yapısını oluşturmak için çocuklarda sınır ve güvenin nasıl sağlanması gerektiği konusunda yazı dizisine başlayacağımı belirtmiştim. Bu haftaki ilk konumuz çocukların beden ve mahremiyet sınırlarıdır. Ülkemizde cinsel istismar olayları çok fazla gerçekleşmekte, birçok kişi, başına gelen istismarı ve tacizi saklama eğiliminde olmaktadır. Çocuklar kendisine kızılacağını, anne ve babasının kendisine inanmayacağını düşünerek, yetişkin bireyler ise sosyal baskılardan dolayı bu tacizi saklama ihtiyacı hissediyorlar. Çocuklarımızın hayatını etkileyebilecek durumlarla karşılaşmaması için öncelikle kendini korumayı öğrenmesi, sonra da ailesiyle açık bir iletişim kurabileceğini, kendisine karşı koşulsuz bir kabulün olduğunu bilmesi gerekiyor.
İlk çocukluk evresinden itibaren çocukların beden sınırlarını, dokunulmaması gereken yerlerin önemini öğretmek, ileride tacizkar bir tutumla karşılaştığında buna anlam verebilmesi için önemlidir. Bizim kültürümüzde çocuklar bazen sokakta, parkta, evde istemese bile zorla tutulup öpülüp, sıkıştırılıp, poposu vurulup vb. sevgi (!) gösterilerine maruz kalırlar. Çocuk beden sınırına hakim olmazsa ileride başına gelebilecek taciz durumunu normal kabul ediyor, bunun taciz olduğunu düşünmüyor. Ancak anne ve babaların bilmesi gereken en önemli şey, çocukların bebekliklerinden itibaren bedenlerine dokunulurken, yapılanların söylenmesi ve kendisinden izin alınması gerektiğidir. Örneğin “güneşte vücudun zarar görmesin diye krem sürüyorum, çorapların kirlenmiş değiştiriyorum” diyerek vücuduna dokunulurken yapılan eylemin neden gerçekleştiğini bilmiş olur. İleri aşamada bedenine dokunurken izin alınması gerekir. Böylece, aksi bir durumla karşılaştığında, izinsiz vücuduna dokunulduğunda tepki gösterme ihtimali artar. Özellikle 3-4 yaş civarında çocukların sosyal çevreleri genişlemeye başlar. Çocuğun özel bölgeleri kendisine tanıtılarak “bu bölgelere senden başka kimse dokunmamalı. Bazen annen, baban olarak bizler ve öğretmenin temizliğin için dokunabilir. Bu durum sağlığın için faydalıdır” diyerek kendisinin özel bölgelerine hangi amaçla dokunulacağını bilmesi gerekir. Bu konuşmalar yapılırken ses tonunuz ve ifadeleriniz sevecen, anlayışlı olmalı. İfade ediş tarzınız endişeli olmamalı. Çocuğunuz 2-3 yaşını geçtikten sonra ebeveynleri olarak dudaktan öpmemeye, yanında çıplak kalmamaya, kendi özel bölgelerinize dokunmasına izin vermemeye çalışınız. Ayrıca çocuğunuza iyi dokunuşları ve kötü dokunuşları tarif etmeniz gerekiyor. Kötü dokunuşlar özel bölgeler haricinde, birisinin dokunması, öpmesi hoşuna gitmiyorsa, kendisini kötü hissediyorsa bu kötü dokunuştur ve bu durumda hayır diyebileceğini, kim olursa olsun hayır diyebileceğini öğretmelisiniz. Gerekirse çocuk kötü dokunuşu hissettiğinde hayır diye bağırarak güvendiği birisinin yanına gidebileceğini bilmeli. Hayır diyebilmek çocuğunuzun beden güvenliğini sağlayabilmesi için çok önemlidir. Çocuğunuzun bedeni konusunda hayır demeyi öğrendikçe olumsuz yaşam olayları ile karşılaşmasının önüne geçmiş olacaktır.
Son olarak, hangi yaş diliminde olursa olsun çocuğunuzun başına taciz durumunun gelmesi halinde çocuğunuzu kaygılanmadan dinleyin. Çocuğunuz size “Bana dokunduğunda kötü dokunuş yaptı” diyebilir. Böyle durumda çocuğunuza “Sana öyle gelmiştir, seni sevmiştir o” diyerek güven zedelenmesi yaratmış olursunuz. İleride başına gelebilecek daha olumsuz bir durumda kimsenin kendisine inanmayacağını, kendisinin suçlu olduğunu düşünecektir. Çocuğunuzu her gün dinleyin. Size paylaşımlarda bulunmasına izin verin, olumlu ya da olumsuz her şeyi siz anne ve babalara anlatabileceğini bilsin. Böylece kendisine inanılacağını, kendisinin suçlu olmadığını bilecektir. Ayrıca ailelere beden sınırı için “Bedenim Bana Ait” kitabını öneriyorum. Ailelere ve çocuklara faydası olacaktır.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.