Hepimizin bir şekilde yaşadığı, son yıllarda üzerine bir çok araştırmaların yapıldığı ergenlik dönemi, bireylerin zihinsel olarak en çalkantılı dönemine denk geliyor. Ergenlik dönemi bir bakıma kişiliğin oturmaya başlayıp, toplum içine girme çabalarının meydana geldiği, bir bakıma bende varım artık düşüncesinin yerleşmeye başladığı bir dönemdir.
Ergen olarak ifade edilen yaş grubundan genç bireyler ile karşılaştığım da aklıma her zaman; kimlik arayışında olan, toplumda ben de varım demeye çalışan, sağlıklı rol modellere ihtiyaç duyan ve hedefleri büyüyen bir birey olduğu gelir. Kimlik arayışında olmak ve sağlıklı rol modellere ihtiyaç duymak bu cümlede ki en önemli kriterdir. Bu dönem içerisinde genç bireyler kişilik yapılarını geliştirmeye ve ben kimim sorusunun yanıtını bulmaya çalışırlar. Zihinsel ve duygusal düzeyleri hızla gelişip değiştiği için bir takım çatışmalar yaşanabilir. Bu çatışmalar hem kişinin kendi içinde hem de çevresiyle olabilmektedir. Bu çatışmalar çocukluk çağında ki birçok davranışın değişmeye başladığını gösterir. Aileler bu dönemde çocuklarına yaklaşmak isterlerken, eski yaklaşımlarını devam ettirerek hala çocukluk çağındaymış gibi davranabiliyorlar. Öncelikle ergenlik dönemi aile içerisinde başlıyor. Çocukluk çağından geçen aile ergenlik dönemine girerek çocukları ile empati yapabilmeliler. Geçmişte bir danışanım, sevdiği bir sanatçının posterini duvara astığının ertesi günü artık o sanatçıyı sevmediğini belirterek posterini duvardan indirmişti. Bu kadar hızlı bir değişim gösteren ruh haline sahip olmak kolay bir şey değil. Bu yüzden öncelikle aileler bu değişime uyum sağlamalı. Artık karşınızda çocukluk çağında tanıdığınız çocuğunuz olmayacak. Eski davranışlarınızı kenara bırakıp yeni iletişim tarzları edinmeye başlamalısınız. Ailelerinin kısıtlamaya çalıştığı bir takım davranışları yaşamak ve deneyimlemek isteyecekler. Çünkü bu dönemde ki genç bireyler kimlik arayışında olup, kendini tanımlayacak bir karakteri bulma çabasında oldukları için karşı gelinen, kısıtlanan şeylere ilgisinin daha da artmasına neden olur. Bu da çatışmaların temelini oluşturmaktadır. Bu dönem içerisinde olan çocuğunuza sürekli “onu, bunu yapma” demek yerine bazen taleplerini yerine getirmesine izin verebilirsiniz. Örneğin kızınız saçlarını değiştirmek ya da makyaj yapmak isteyebilir. Ailenin burada yapma demesi değişime karşı yüksek bir arzunun gelişmesine neden olur. Ancak değişiminin sonucunun kendisinin görmesi, kendisinin değerlendirmesi daha sağlıklı olacaktır. Bu dönem içinde çocuğunuz arkadaşları ile daha fazla iletişim halinde olmak isteyecektir. Önceden çocukluk çağını yaşayan çocuğunuz gözünüzün önündeydi ama artık dışarıya çıkmak, arkadaşları ile zaman geçirmek isteyecek. Bu, onun insanlarla nasıl iletişim kurulmasının gerektiğini test edebileceği, duygularını paylaşabileceği, fikir alıp fikir verebileceği bir alandır. Bu yüzden yaşıtları ile iletişim kurmasına izin vermelisiniz. Çocuğunuzun çevresinde ona ruhsal ve bedensel olarak zarar verebilecek bireylerin olmasından endişelenebilirsiniz. Ama siz bir kişiyle görüşmesini istemedikçe o kişi çocuğunuz için daha cezbedici olacaktır. Çocuğunuza sürekli karşı gelip, sert kurallarla yapma, gitme, bakma demek yerine, arkadaşlarını sorgulayıcı ve rahatsız edici bir şekilde olmadan tanımaya çalışabilirsiniz. Örneğin hafta sonunda birkaç aile ile etkinlik gerçekleştirebilirsiniz. Çocuğunuzun duygu ve düşüncelerini sizlerle paylaştığında gerekli ilgiyi, desteği, yakınlığı, koşulsuz kabulü bulabileceğini bilmeli. Toplumun ve sizlerin hoşuna gitmeyen bir davranışta bulunması halinde çocuğunuzu suçlamak, kırıcı yorumlarda bulunmak yerine yaptığı davranışın nedenini iyi anlamaya çalışınız. Bunun içinde kendi düşüncelerinize değil çocuğunuzun düşüncelerine önem veriniz. Açık iletişim kurup dinlemeye çalışınız.
Çocuğunuza değerler sistemini, hayata bakış açısını sözlerinizle etkilemek yerine kendisinin oluşturmasına yardımcı olun. Bunu ona sağladığınız da kendisini çaresiz hissettiği anlarda sizlerden yardım isteyebileceğini bilecektir. Kararları kendisinin almasını sağlayınız ki sorumluluk yeteneği gelişebilsin. Çocuğunuzu kendi halinde olmadan özgürlük alanları yaratmaya çalışınız. Böylece çocuğunuzla aranızda ki ilişki zedelenmeden, sağlıklı bir ergenlik dönemi yaşamış olursunuz.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.