Takip Et
  • 14 Şubat 2022, Pazartesi

DEVE GÜREŞLERİ, YÖRÜK KÜLTÜRÜ VE KÜLTÜREL MİRAS

Devecilik ve Deve güreşleri konusuna Kültürel Miras açısından daha doğrusu Somut olmayan Kültürel miras açısından bakmak istiyorum. Çünkü ne zaman Devecilik ve Deve güreşleri konusu konuşulsa hemen herkes bunun bir ‘’Yörük Kültürü’’ olduğundan bahseder ve Deve Güreşlerini Yörük Mirası üzerine tesis eder oysa Deve Güreşlerinin tarihsel geçmişi ve geleneği sadece Yakın zaman ‘’Yörük Kültürü’’ne sıkıştırılabilecek ya da çerçevelendirilebilecek bir olay değildir.

Şöyle ki; bilimsel çalışmalarda -ki bu konuda az sayıda yayın vardır “Deve güreşlerinin Türk tarihinde en az 4.000 yıllık geçmişi olduğu, Hakasya Cumhuriyeti'nde, Sulekskaya yakınlarında Margiana bulunan 4.000 yıllık taş bir tılsım üzerindeki çizim ile belgelenmiştir. Bunun yanı sıra, yine 2.500 yıllık bronz levhalara kazılmış deve güreşi çizimleri de bulunmaktadır. Bazı deve güreşleri ise minyatür ve karakalem çizim şeklinde günümüze ulaşmıştır.” Öte yandan Dede Korkut Masallarında Deve Güreşleriyle ilgili bölümler bulunmaktadır. Osmanlı Devleti dönemine gelindiğinde her ne kadar ayrıntı olmasa bile güreşlerin yapıldığına dair ise kayıtlar bulunmaktadır. Savaşlar döneminde ise Deve güreşlerinin pek fazla düzenlenemediği ancak son 100 yıllık dönemde deve güreşi etkinliklerinin tekrar bir yükselişe geçtiğini söylemek mümkündür. Bu arada bölgemizde yapılan birçok yerdeki Deve güreşlerinin en eskisinin bile 40. Geleneksel Deve Güreşleri olduğu adeta övünülerek duyurulmaktadır. Bu kadar geçmişi olan bu güreşler nasıl oluyor da son kırk yıla sığdırılıyor. Edirne Kırkpınar Güreşlerinin 660.cısı düzenlendi geçen yıl. 660 yılı takip edilebilmiş ama biz daha geçmiş elli yılımızla ilgili bellek ya da bilgiye sahip değiliz. Demek ki bizlerin bu konudaki belleği 40 yılı geçmiyor.

Deve güreşlerinin Yörük Kültürü ile ilgili olan kısmı bence Develerin Çiftleşmeleri mevsiminde Erkek Develerin güç gösterisi, kıskançlık gösterisi gibi içgüdüsel davranışlarını izleme ,takip etme ve belli bir zaman sonra bu durumu bir eğlenceye dönüştürmeleri konusu olmalıdır. Günümüzde olduğu gibi bu durumun adeta bir güç gösterisi, varsıllık gösterisi hatta ticari bir unsur görülmesi ve nihayetinde bir şölene festivale dönüşmesi değildir herhalde. Kondukları yerlerde yaşamını devam ettirebilmek adına develeri taşımacılıkta kullananların bu konuyu festivale dönüştürecek güçleri yada düşüncelerimi var mı idi acaba? Örneğin İngiliz Pantolon, gıcır gıcır öten Körüklü çizme giyebilecek durumları var mıydı acaba? Bu arada deveci yağlığı dediğimiz kuşama son zamanlarda poşu ,puşi gibi adlandırmalar yapılmaktadır bu doğru bir tanım değildir. O dosdoğru ‘’deveci yağlığı’’dır bence.

Ama aynı konar göçerlerin, Yörüklerin develerinin havutlarını el işi göz nuru çeşit çeşit eğirdikleri yün ve ipeklerle desen işlemeleri, kendileri ise kişisel kıyafetlerini ilmik ilmik, desen desen işleyerek o günlerde giyinip kuşanmaları, yörük havutu dediğimiz şimdiki havutlara benzemeyen deve havutlarıyla develerini ancak kuşatabilmeleri ve bu havutları süslemek suretiyle sahaya sürmelerinde görebiliriz. Günümüzde ise havut, yular ve ip takımları, keçe ve kolan gibi araçların hazırlanması ve devenin bunlar ile donatılması veya çeşitli boncuklar, işlemeli bezler, ziller ve çanlarla devenin bezenmesi. sadece buraya kadar söylediklerim bile Somut olmayan kültürel mirasın ortaya çıkardığı beş alandan biri olan alan olan ‘’ El Sanatları Geleneği ”ne uyar. Deve güreşlerinin somut olmayan kültürel Miras alanlarından ‘’Dil ve Dille Oluşturulan Sözlü Gelenekler ve Anlatımlar’’ ‘’ Gösteri Sanatları’’ ‘’ Toplumsal Uygulamalar, Ritüeller ve Şölenler’’ ‘’ Doğa ve Evrenle İlgili Bilgi ve Uygulamalar’ ’gibi diğer alanlarla ilgili olarak her bir konudan izler bulmak mümkündür. Örneğin Bugün Deve güreşleri bir şölen havası içinde geçmiyor mu? Geçiyor. Güreşler kışın bölge insanlarının kış pikniği havasında geçiyor olması bir sosyalleşme alanı değil midir? Evet. Öte yandan bugünlerde sıkça ‘’Hayvan sever’’ler tarafından dillendirilmeye başlayan ‘’Hayvanlara eziyet yapıldığı’’ söylemlerinin aksine insanların Hayvan Sevgilerini göstermelerinin, çoluk çocuk, ailecek bu güreşlere gelmeleri bir doğa dolayıyla Hayvan sevgisinin gösterimi değil midir? Evet. Hep övündüğümüz konukseverliğimizin birer yansıması olarak güreşlere gelenlerin konuk edilmesi, son yıllarda olmasa bile birliktelik ve dayanışma yemeklerinin düzenlenmesi, halı gecelerinin düzenlenmesi güreşlerin bir yardımlaşma amacı gütmesi, toplumsal bir ihtiyacı örneğin okul yaptırma, Su getirme, Camii yaptırma gibi kamusal bir hizmet getirme adına düzenleniyor olması yani toplumsal uygulama değil midir? Evet. Güreşlerin öncesi ve sırasında yapılan her bir işlem örneğin maniler eşliğinde sahaya çıkışlar, sahaya çıkışlardan kastım develerin sahaya çıkışı elbette. Yoksa son zamanlarda olduğu gibi adeta bir siyasi şova dönüştürülen, alkış ölçerlerin ertesi günü gazetelerde ilk haber olması değil . Develerin sahaya çıktıklarında rakiplerine boy gösterişleri, çalım satışları, arka ayakları üzerine kaykılarak kuyruk sallamaları, kar gibi köpük salgılamaları bir güzellik değil midir? Evet. Bütün bunlar daha uzatılabilir. Bütün bunların araştırılıp, yazılması, yayınlanması bir Halkbilim konusudur aslında.

Deve güreşleri ve devecilik konusunda neler yapılmalı ya da ne yapılmamalı ile ilgili söylenecek epeyce şey vardır ama şimdilik şunu söylemek mümkündür. Devecilik ve deve güreşleri doğal olarak develerin yaşayabilmesine en uygun alan olduğu için özellikle Batı Anadolu’da yaşayan insanların büyük çoğunluğunun sevdiği ve ilgilendiği bir kültürel olgudur. Tarihin en eski dönemlerinden günümüze kadar uzanan bu geleneksel yapının, bu kültürel mirasın korunması ve gelecek kuşaklara doğru bir şekilde aktarılması için ne gerekiyor ise yapmalıyız. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.