Takip Et
  • 13 Aralık 2021, Pazartesi

NAZİLLİ COLLEZYUMU (AMFİTİYATROSU)… MASTAURA ANTİK KENTİ

Geçen yazımın sonunda ‘’elde edilen veriler sonucunda kentin batısında yer alan ve üzeri yabani ağaç, çalı ve otlar ile örtülü Amphitiyatro yapısı üzerinde tespit edilmiştir.’’ Demiş ve benim açıdan ipin orada koptuğundan bahsetmiştim. Çünkü keşfedilen yer Gladyatör ve vahşi hayvan dövüşleri ile kanlı gösterilerin yapıldığı amphitiyatro yapısı idi. Hani şu İtalya’nın Roma şehriyle özdeşleşmiş, Roma mım simgesi olmuş Meşhur COLLEZYUM var ya O’nun ebatlar olarak yaklaşık yarısına tekabül edecek boyutlarda olağanüstü bir yapıdan bahsediyoruz. Yürütülen çalışmalar sonucunda amphitiyatronun hemen hemen 100 m çapında, 30 m yükseklikte olduğu ve cavea (oturma basamakları)’nın şimdiye kadar keşfedilen 32 tonoz yapısıyla desteklendiği gözlemlenmiştir. Hatta öyle ki bu yapının çok önemli bir bölümü doğal yollarla her nasıl oldu ise korunmuş. Bu keşif elbette çok çok önemli idi ve elbette gerek ulusal ve gerekse Uluslararası medyada hak ettiği kadar yer aldı. Gündem oldu. 150ye yakın ülkede pek çok dilde, görsel medyada ve yazılı basında Mastaura Antik kentindeki bu amfitiyatro ile ilgili haber yapılmıştır. Çeşitli ülkelerdeki yüzlerce sosyal medya hesabından paylaşımlar yapılmış, binlerce yorum ve beğeni almış, paylaşımlar yüz milyonlarca kişiye ulaşmıştır. Bu çok önemli bir buluş olan amphitiyatronun tespiti bilim dünyasında “Yılın arkeolojik keşfi” olarak kabul edilmiştir. Yazımın burasında elbette bu alanın kamulaştırılması sırasında maalesef yerli halkımızın çıkardığı zorlukları da bahsetmeden geçemeyeceğim. Oysa bilinmeli ki bu yapılar bu antik kent gün yüzüne çıkarıldığında yerel halkın kalkınmışlığına yapacağı olumlu katkıların hayali bile o sırada yapmaya çalıştıkları sözde değer artışlarının binlerce katı olacağını düşünmeli idiler.

Bu keşif sonrası Kültür ve Turizm bakanlığı buraya, Mastauraya yoğun ilgi göstermiş, özel mülkiyette yer alan amphitiyatroda hemen kamulaştırma çalışmaları başlamıştır. Ardından bakanlığın izni ile temizlik çalışmaları başlamış, yapı yabani ağaçlardan ve bitki örtüsünden arındırılmıştır. Özellikle bu çalışmalarda Nazilli Belediyesi’nin traktör, motorlu testere gibi ekipmanlarla beraber sağlamış olduğu 20 kişilik personelin önemi oldukça büyüktür. Yapı üzerinden 510 traktör yabani ağaç kesilip, taşınmıştır. Yaklaşık 3 ay boyunca Amphitiyatro üzerinde yürütülen temizlik çalışmalarında yapının ana hatları açığa çıkartılmış ve 3D lazer taramalarla ölçümleri kayıt altına alınarak arşivlenmiştir. Daha sonra yapının üzerinde tekrar ot ve çalı yetişmemesi için ilaçlama yapılmıştır. 2020 yılının aralık ayında Amphitiyatro yapısının yaklaşık 70 m doğusunda ise üstü ağaçlarla kaplı olan bir hamam yapısına rastlanılmıştır. Yapının doğusunda yer alan 2 m kalınlığındaki 3 kemerli duvar oldukça dikkat çekicidir. Hamam yapısı üzerindeki yabani ağaç ve çalıların ortadan kaldırılması, temizlenip açığa çıkartılması için 2021 yılının Mart ayında Nazilli Belediyesi tarafından kamulaştırılmıştır.

2021 yılında ikinci aşamadaki çalışmalar Nisan aylarında Hamam yapısında temizlik yapılması amacıyla gerçekleştirilmiştir. 1 ay boyunca yürütülen çalışmalarda hamam yapısının dikdörtgen planlı ve iki katlı olduğu anlaşılmıştır. Giriş doğudaki 3 kemerli duvar bölümünden yapılmaktadır. Hamam frgidarum, tepidarium ve calidarum gibi ana bölümlerden oluşmakla beraber bu bölümlerin kuzeyindeki odaların ne olduğu henüz bilinmemektedir. Yine Nazilli Belediyesi’nin destekleri ile yürütülen çalışmalarda 108 traktör yabani ağaç ve çalı çırpı toplanarak kaldırılmıştır.

Öte yandan 2021 yılında Nazilli Belediyesi, ilçedeki arkeolojik kalıntılar ve kültür envanterini tespit etmek için belediye bünyesinde arkeolog ve sanat tarihçi istihdam etmiştir. Sözümün burasında bu kişileri işe alması nedeniyle bile Nazilli Belediye Başkanı Kürşat Engin Özcan ve yönetimi kocaman alkışı hak ediyorlar. Zaten yazımın ortalarında ifade ettiğim gibi yapmış olduğu çalışmalar için Nazilli Belediyesine, Belediye Başkanı Kürşat Engin Özcan’a, Kazı Heyeti Başkanımız Doç.Dr.Sedat AKKURNAZ hocamız ve çalışma arkadaşlarına, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğümüze, ve elbette bu konuda katkıda bulunan siyasilere ve STK lara şimdiden hem yaptıkları hem de yapacakları için teşekkürlerimizi sunuyorum. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.