Takip Et
  • 18 Eylül 2013, Çarşamba

Beyin ve beyin zarlarının iltihaplanması

-Başım ağrıyor diyordu. Akşama doğru ateşi çıktı. Sonrasında giderek daha dalgın hale geldi. Uyandırmakta zorlanıyorduk. İşte o an çok korkunç bir şey oldu. Birden kasılmaya başladı, dişleri kenetlendi, mosmor oldu, ölüyor sandık. Hemen 112 ile acil servise geldik. Düzelir mi doktor bey?

 

Kafatası nasıl bir yapıdır? Bu yapı beyini nasıl korur? Beyin omurilik sıvısı nerededir?

Beyin birbirine sıkı bir şekilde yapışmış kemik kabuk içinde yaşar. Yumuşak yapısını ancak bu kemik örtü saklayabilir. Bu kalın ve sert örtünün altında 3 tane zar yapısı vardır ve bunlar da beynin etrafını sararlar. Kalın olan dış zar kemik yapının içini 4 ayrı bölüme ayırır. Orta hattan inen kısım beyni sağ ve sol diye ikiye ayırırken, zeminde yer alan kısım beyni üst ve alt diye ikiye ayırır. Beynin etrafını saran iç zar en ince olandır. En iç ile en dış arasında bir zar daha bulunur ki bu çok önem taşır. Bu zar ile beyni saran zar arasında beyni besleyen damar yapıları ve beyin omurilik sıvısı bulunur. Damarlar bu sıvının içinde yüzer. Bu zarlar destek verme görevi yanında bir bariyer görevi de görür. Saçlı deri ve kemikte oluşan zedelenmeler ve enfeksiyonlar zarları geçmeden beyine ulaşamazlar.

 

Beyin omurilik sıvısı nereden üretilir ve neden değerlidir? Bel sıvısı olarak bilinen bu sıvıyı almak tehlikeli midir?

Beyin omurilik sıvısı beyin içinde bulunan boşluklarda üretilir. İçten dışa doğru delik ve kanallar içinden geçer, zarların arasına dolar. Buradan da süzülerek kana karışır. Boşluk içinde ve zarların etrafında yaklaşık bir su bardağı kadar sıvı bulunur. Bu sıvı sabit değildir ve günde 4 kez değişir. Su içinde hareket ne kadar yavaş olur bilirsiniz. İşte beyin de baş hareketleri sırasında bu yastık görevi gören sıvı nedeniyle yavaş hareket eder. Kemik yapıya çarparak zarar görmez. Ancak bu günlük hayattaki çarpmalar için geçerlidir. "Hızın yüksek olduğu" trafik kazalarında yastık sistemi yetersiz kalır, beyin sert kemiğe çarparak zedelenir. Ayrıca bu sıvı sayesinde beyin olduğundan daha hafif hissedilir.

 

Beyin omurilik sıvısı bel sıvısı adıyla da bilinir. Bu sıvı beynin hemen her tarafında bulunduğu için var olan değişiklikleri göstermede çok değerlidir. Beyin kanaması, beyin ve zarlarının iltihaplanması durumlarında bize doğru ve hızlı bilgi sağlar. Kanama gözle bakmakla hemen, iltihaplanma da mikroskopla bakma sonrasında tanınır. Yine Multipl Skleroz (MS) hastalığı sırasında beyinde üretilen antikor dediğimiz maddelerin miktarını saptamak için de bu sıvı araştırılır. Kolay, basit ve tehlike içermeyen bir yöntem olmasına rağmen halk arasında "sakat bırakır" gibi yanlış bir inanışa sahiptir.

 

Beyin iltihaplanması nasıl olur? Beyin zarları neden iltihaplanır? Bu iki durum farklı mıdır? Nasıl tanınır ve tedavi edilirler?

Beyin iltihaplanması ansefalit adı ile bilinir. Virüs ya da bakteri adı bilinen mikroplar, kan damarları aracılığı ile beyine gelir ve yerleşirler. Kanda normalde mikrop bulunmaz. Ancak hastalıklar sırasında kana karışır ve organlara dağılım gösterirler. Beyin iltihaplanması öncesi gribal enfeksiyon olması sık gözlenen bir durumdur. Beyin iltihaplanmasında bir diğer yol ise burundaki koku duyusunu alan sinir yoludur. Bu sinir aracılığı ile uçuk hastalığına neden olan virüsün akrabaları beyine girer ve ciddi beyin iltihaplanması yapar. Sıklıkla da hasar bırakırlar.

 

Beyin zarı iltihaplanması ise menenjit adı ile bilinir. Menenjit mikropları da benzerdir. Yüz ve saçlı derideki sivilce, çıban ve yaraların sıkılmaması, üzerine bastırılmaması önerilir. Çünkü toplar damarlar aracılığı ile geriye, beyine giderek zarlara yayılım gösterebilirler.

 

Her iki durumda da kişinin uyanıklık hali etkilenir, ateş olur. Zarlar hassas hale geldiği için de baş ağrısı kaçınılmazdır. Ense hareketleri çok fazla ağrı verdiği için boyun kıpırdatılmaz, ayaklar karına çekilir. Nörolojik muayene, beyin görüntüleme yöntemleri, bel sıvısı incelemesi doğru tanı koymada yeterli olurken, tedavinin belirlenmesi için de gereklidir.

 

Geçmeyen baş ağrısı, ateş ve uyuklama hali varlığında mutlaka bir nöroloji hekimine başvurulmalıdır. "Bel sıvısı aldırmaktan değil geç kalmaktan korkmak" gerekir.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.