-Elimi görüyor musunuz? Geri kalkmıyor! Sabah ağrı ile uyandım ve elimi de bu halde buldum. Dün düğün vardı. Biraz fazla içmişim. Gece giydiğim kıyafeti bile çıkarmamışım! Ben tüm işimi ellerimle yapıyorum, bu ellere ihtiyacım var. Keşke bu olmasaydı, doktor bey!. Şimdi ne olacak? Ne zaman düzelirim?
Sinir yapısı nasıldır? Bu yapı ne zaman etkilenir? Etkilenme türü farklılık gösterir mi?
Vücuttan duyuyu alıp beyne taşıyan, beyinden de kol - el kaslarına ne yapması gerektiğini ileten sinirler birer hücredir. Daha doğrusu hücrenin bir uzantısı, koludur. Akson adıyla bilinir. Aksonun uzunluğu bir bacak uzunluğu kadar yani 120 - 140 santimetreye kadar ulaşabilir. Bu uzantının - kolun ana gövdesi ise motor hareketi yaptıran sinirlerde omurilik içinde, duyusal bilgiyi taşıyan sinirlerde omuriliğin yanı başında bulunur. Uzantılar yani aksonlar hem bilgiyi aktarma işlemini yapar ve hem de kendilerini canlı tutabilmek için enerji - tamir - bakım hizmeti, komşu yapıları destekleme hizmeti gibi hizmetler üretirler. Enerji - tamir ve bakım hizmetini düşünelim. Sinirin düzgün çalışabilmesi için enerjiye ihtiyaç vardır. Bu enerji "enerji santralleri" denen küçük hücre içi yapılardan - mitokondrilerden- elde edilir. Bu yapılar hücre gövdesinde oluşturulur ve buradan sinirin en uç noktasına kadar taşınırlar. Taşınma için hızlı ve etkili bir "iç otoyol sistemi" kullanılır. Bu otoyol iki yönlüdür. Gidiş ve geliş yolu bulunur. Üretilen yapıları ve ihtiyaçları hücre gövdesinden en uca doğru taşırken, bozulan yapıları ve oluşan çöpleri depolamak ve geri dönüştürme sürecine sokmak için de hücre gövdesine doğru geri taşır. Enerji üretimi, tamir etme, komşu yapılara destek olma ve onları yaşatma hizmetleri devam ederken, yani bu iç yapının durmak bilmeyen çalışması sürerken, sinirin esas iş olan bilginin aktarılması işi sürmektedir. Bu süreç basitçe bir gemiye benzer. Gemi yolculuğu sırasında içteki makine dairesinin ve işçilerin hiç durmadan çalışması sürerken, geminin yolcuları da bir limandan bir başka limana gider. İçteki dünya kendi halinde çalışırken, üstte başka bir hayat bulunur.
Akson dediğimiz bu hücre uzantısının etrafı myelin denen bir yapı ile sarılıdır. Aksonu saran onu koruyan - destekleyen bu yapı bilginin daha hızlı aktarılmasını da sağlar. Bu da bir sinir hücresidir. Aksonun etrafını bir dürüm gibi sarar. Akson ile myelin kılıf arasındak ilişkiyi de basitçe elektrik kablosuna benzetebiliriz. İçteki tel aksonu, dıştaki plastik yalıtkan ise myelin kılıfı temsil eder. Sinir dediğimiz yapı içinde bu akson ve myelin kılıfı gibi olan sinir tellerinden binlerce bulunur. Bu binlerce tel sıkıca birbirine bağlanmış, aralarına kan damarları girmiş, etrafları tekrar sarılmış ve bir paket haline getirilmiştir.
Sinirde bilgi aktarımının bozulması sinirin kesilmesi, sinirin kesilmeden içindeki tellerin kopması ya da myelin kılıfın açılarak aksonu açıkta bırakması ile olur. Kesilir - koparsa dikilmelidir. Paket yapısı sağlam iken içindeki teller kopar ise kendiliğinden iyileşme olur ama zaman alır. Teller kopmadan sadece etrafındaki myelin kılıf zarar görürse daha kolay iyileşme ortaya çıkar. En kolay düzelen haldir.
Düşük el nedir? Hangi durumlarda ortaya çıkar? Nasıl tanınır ve tedavi edilir?
Aşırı alkol ile sızan kişi uzun süre aynı pozisyonda kalır ve siniri de baskı altında kalır ise sinir zedelenir. Bu durum en çok radiyal sinir denilen kol sinirinde olur. Zedelenme sinirdeki myelin kılıfın bozulması şeklinde olabileceği, içindeki tellerin kopması şeklinde de olabilir. Sonuç ise ön kol ve eldeki kasların çalışmaması, elin ve kolun geri doğru kaldırılamaması yani "düşük el" oluşmasıdır. Kol kemiğinin kırılması ile sinirin kesilmesi, aşırı egzersiz ya da vücut geliştirme sırasında kasların şişmesi ve siniri sıkıştırması, kemik ya da sinir kılıfından köken alan tümörlerin baskısı hep siniri zedeleyen sebeplerdir.
Ön kolda kasların arasında geçerken de sıkışabilir ve kolda ağrı yapabilir. Kas uzantıları olan tendonların ya da tendonun kemiğe yapıştığı yerin iltihaplanması durumu ile karışır. Bu üç durumda da kas gücü kaybı çok belirgin değil iken ağrı ön planda olur.
Hastalık öyküsü ve muayene bulguları yanı sıra EMG incelemesi ve radyolojik incelemeler yolu ile tanı konur. Nöroloji hekimi başvurulması gereken hekimdir. Tıbbi tedavi ile düzelmeyen olgulara operasyon yapmak - baskının kaldırılması, tümörün çıkarılması, sinirin dikilmesi gibi - gerekebilir.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.