Takip Et

Unutmak kolay, ya sonra?

23 Nisan’da, çocukların neşesiyle dolup taşan sokaklarda, bayraklarla süslenmiş caddelerde coşkuyla Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutlarken, bir anda yüreğimiz ağzımıza geldi. Marmara Denizi’nde, Silivri açıklarında saat 12.49’da 6.2 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Hemen ardından 4.4 ve 4.9 büyüklüğünde iki artçı sarsıntı daha yaşandı. Çünkü artık biliyoruz ki bu sadece İstanbul’un değil, hepimizin meselesi.

Ben Aydın’da yaşıyorum. Güneşi bol, inciriyle, zeytiniyle meşhur, yazın sokaklarında terlikle gezdiğimiz o güzelim şehirde… Ama konu deprem olunca, güzellik yetmiyor. Bu topraklar sadece tarih kokmuyor, aynı zamanda fay hatlarının gölgesinde yaşıyor.

Çevreme baktığımda bir yanım huzurla doluyor, diğer yanım ise tedirginlikle… Çünkü hâlâ birçok eski bina dimdik ayakta. Sanki “bana bir şey olmaz” der gibi duruyorlar ama içten içe yorgun olduklarını hepimiz biliyoruz. Yılların yükünü sessizce taşıyorlar. Ancak bir sarsıntıda ne olacağını kimse bilemez.

2020’deki Sisam Depremi’ni hatırlıyor musunuz? İzmir’de can kayıpları yaşandı ama Aydın’da da hepimiz o sarsıntıyı iliklerimize kadar hissettik. O gün çok korktuk, endişelendik. Günlerce haberleri takip ettik, konuştuk… Ama sonra yine unuttuk.

Ve 2023’te çok daha büyük bir acıyla sarsıldık. Kahramanmaraş merkezli depremler 11 ili etkiledi. Binlerce insanımızı kaybettik, şehirler yerle bir oldu. Ekranlardan izlediğimiz her kare yüreğimizi dağladı. “Unutmayacağız” dedik, “Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” dedik…

Ama zaman geçti, alıştık. Ve maalesef yine unuttuk.

Çünkü biz, çabuk unutan bir toplumuz. “Hayat devam ediyor” demeyi seviyoruz. Evet, hayat elbette devam ediyor… Ama hazırlıksızsa, bir gün o hayatı da kaybedebiliriz.

Gerçekten soruyorum: Aydın olarak depreme hazır mıyız? Sadece kâğıt üzerinde değil, gerçekten hazır mıyız?

Evlerimiz sağlam mı? Zemini incelendi mi? Ailecek deprem anında ne yapacağımızı biliyor muyuz? Evimizde bir acil durum çantamız var mı? İçinde bir fener, biraz su, konserve, ilk yardım malzemesi… Küçük gibi görünen ama hayati detaylar…

Peki ya yerel yönetimler? Belediyeler yeterli denetimi yapıyor mu? Yeni yapılan binalar sadece güzel mi, yoksa gerçekten sağlam mı? Toplanma alanlarımız var, evet. Ama hangimiz nerede toplanacağımızı ezbere biliyoruz?

Ve çocuklarımız… Tatbikatlar yapılıyor ama yeterli mi? Sadece “masanın altına gir” demek yetmiyor. Nedenini anlatmalıyız. Korkutmadan, ama bilinçlendirerek. Çünkü o an geldiğinde panik değil, bilgi kurtarır.

Aydın güzel bir şehir. İnsanıyla, doğasıyla, güneşiyle iç ısıtır. Ama güzellik dışarıda kalmamalı. Temel sağlam olmalı. Hem binanın, hem insanın zihninin…

Bugün İstanbul sallandı, yarın belki biz sarsılacağız. Kimse istemez, ama doğanın gerçeği bu. Tehlike “geliyorum” diyor. Daha ne desin?

Artık “bir şey olmaz” demeyelim. Önlem alalım. Hazırlıklı olalım. Çünkü deprem geldiğinde uzun uzun düşünmeye vaktimiz olmayacak. O birkaç saniye her şeyi belirleyecek.

Hazırlıklı olalım ki, sonrasında “keşke” demeyelim.

Çünkü deprem öldürmez… ihmalkârlık öldürür. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.