Takip Et
  • 20 Aralık 2018, Perşembe

İTTİFAK ÇALIŞMALARI SONLANDI VE SONUÇLARI

Değerli Aydın Denge Gazetesi okurları, 2 aydan beri çalışmaları süren seçim ittifakı sonlandı. Özellikle Millet İttifakındaki çalışmalar çok stresli bir şekilde inişli çıkışlı evreler geçirdi, sonucunda müspet sonuçlandı. Özellikle İYİ Parti İttifak çalışmalarında kendi açısından başarılı oldu, şekil açısından baktığımız zaman durum böyle ama sandıkta bu ne kadar başarılı olacak? Orası meçhul.

Önce Saadet Partisi’nden (SP) başlayalım. Bu görüşmeler başlar başlamaz, SP Genel Başkanı Karamollaoğlu peşinen ağzından bir laf çıkardı, “İttifakta biz yokuz” dedi. Maçın 1. dakikasında neden bunu söyledi? Çünkü SP tabanı böyle ittifakın kendilerini inkar olduğunu bildikleri için 24 Haziran’da genel başkanlarının ağzının payını verdi. Bu dersi alan SP Genel başkanı da bu yüzden ‘biz yokuz’ dedi.

Yeri gelmişken şunu ifade edeyim, CHP-İYİ Parti ve SP genel merkez yetkilileri siyasi partilerin en çok kullandığı kelime olan “Parti Tüzüğü” kelimesinin ne manaya geldiğini bilmedikleri ortaya çıktı. Felsefeyi lugatlar sözlüğünü açık baktığınız zaman parti tüzüğü sözcüğünün karşında şunlar yazılıdır; “Parti tüzüğü= ideoloji=din” yazar.

Misal ya CHP tüzüğünü okuduğunuz zaman hemen arkasında SP tüzüğünü okuyunuz. O zaman iki parti arasında ideoloji ve siyaset anlamında 500 bin kilometre fark olduğunu görürsünüz. CHP ile İYİ Parti tüzüklerini karşılaştırdığınız zaman da bu farkın 200 bin kilometreden aşağı olmadığını anlarsınız. Çünkü Cumhur İttifakında AK Parti ile MHP arasındaki farkın asla bu rakamlarda olmadığı anlaşılır. Arada ciddi farklar yoktur, sadece nüans farkları vardır.

Bu çerçevede CHP ile İYİ Parti Anakara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı için Mansur Yavaş üzerinde anlaştılar. Bu ittifak üzerine söylenecek ilk birinci söz şudur, Cumhuriyetin kurulduğu günden beri siyasette var olan CHP’nin kendisini inkar edişini bundan daha ideal bir örneği olamaz. Çünkü Mansur Yavaş, 30 yıldır ülkücü hareketin içinden çıkmış bir isimdir. Ömründe CHP’ye bir tek rey dahi vermemiştir. Hatta o Kadar ki 2014 adaylığındaki seçimlerde dahi CHP’ye rey vermemiştir diyebilirim. CHP ise Ankara Belediyesini 30 yıl sonra tekrar alabilmek için kendi ideolojisini, kendi parti tüzüğünü ayaklar altına alarak Mansur Yavaş’ı CHP adayı olarak ilan etmiştir. Bundan daha büyük mataryalist ve makyevilist siyaset anlayışı olamaz, olmaması da gerekir. Türkiye’de 70 yıldır siyasetin medeniyet ve kültür anlamında yetersiz kalışının sebeplerini daha iyi anlayabiliriz. Avrupa siyasetinde böyle dramatik sahneleri göremezsiniz.

Şimdi gelelim Millet İttifakı Ankara’da müspet sonuç verir mi? Asla veremez. Sadece Mansur Yavaş’ın siyasi çevresinden ve CHP’nin belirli bir topluluğundan rey alabiliriler. Çünkü Ankara’nın seçmen tabanı 1-2 ilçe hariç milliyetçi ve muhafazakâr seçmen tabanından oluşur. Ankara’daki bütün ilçelerindeki partilerin aldığı reylere baktığınız zaman bu sonuca varabilirsiniz. Ankara’nın en az 20 tane ilçesinde CHP siyasi matematik olarak yok hükmündedir. CHP’nin Ankara’daki seçmen vizyonunu çok iyi biliyorum, önemli bir kitlenin eski bir ülkücüye rey vermeyeceğini tahmin ediyorum. Çünkü bu kitlenin sosyokültürel yaşantısının Mansur Yavaş’ın yaşantısı ile bağdaşmadığı ortadadır.

Gelelim İstanbul’a, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce bundan 2 ay önce bir söz söyledi; “Bütün parti üyelerinin rey kullanacağı bir ön seçimde İstanbul Büyükşehir adayıyım. Önseçim olmazsa ben aday değilim” dedi. Sayın İnce, genel başkanı Sayın Kılıçdaroğlu’na resman ve fiilen meydan okudu. Ve İstanbul’da önseçim yapmadılar, Beylikdüzü gibi İstanbul varoşlarındaki bir ilçe belediye başkanını aday gösterdiler. Ayrıca, CHP AK Parti’yi önseçim yapmıyor diye yıllarca siyasi açıdan tenkit etti. Neden Kılıçdaroğlu böyle davranışta bulundu? 24 Haziran seçimlerinde sayın İnce sayın Kılıçdaroğlu’na tam 9 puan fark attı. Şimdi bu farkın daha da çoğalacağını bildiği için sayın İnce’yi aday gösteremediler. Koskaca Cumhurbaşkanı adayı CHP’den aday olamadı küçücük bir ilçe belediye başkanı 20 milyonluk şehre aday oldu. Bu durum Türk ve CHP siyaseti açısından tek kelime ile bir siyasi faciadır, yılların emektar genel başkanı Deniz Baykal’a Allah dayanma gücü versin diyorum. Bu seçim sonrasında sayın Kılıçdaroğlu genel başkanlıkta kalamayacağını bildiği için sayın İnce’yi aday gösterememiştir. Bu nereye kadar böyle devam eder bilemem ama Cambridge Üniveristesindeki siyaset uzmanı hocalara sormak lazım. Neden Cambridge dedim? Çünkü ülkemizdeki politize olmayan siyaset ilmi profesörlerinin çıkıp da bu konuda siyaset ilminin aklı selim düşüncesini ortaya koyamıyorlar da ondan dolayı Londra’ya gidelim dedim .

Cumhur İttifakına gelince bu iki parti en başarılı çalışmayı yaptılar, kendi tüzüklerini ve siyasal kimliklerini zedelemeden başarılı bir seçim ittifakı yaptılar. Ve semeresini göreceklerini inanıyorum. Zaten darbe teşebbüsü sonrası fiili ittifak devam ediyor ve bu gidişle devam edeceğe benziyor. Çünkü, 2 parti arasında tüzük, seçmen ve hayata bakış açısından belirgin faklar olmadığındadır. CHP’nin Ankara, İstanbul ve Eskişehir adaylarını bir araya getirin 3 siyasi ve hayat anlayışını görürsünüz. Bir siyasi parti için bundan daha dramatik bir siyasi görüntü olamaz. Aydın Milletvekili Bülent Tezcan’ın Ankara’da rey kullanmasını yürekten arzu ederim. Gençlik yıllarından itibaren yılların eskitemediği solcu ve sosyolist düşünceli Bülent Tezcan’ın aşırı sağcı Mansur Yavaş’a nasıl rey vereceğini merak ediyorum. Aşırı solcu Bülent Tezcan ile aşırı sağcı Mansur Yavaş aynı gök kubbenin altında beraber oldular, dileğim o dur ki Mansur Yavaş seçimi kazanamazsa bir ömür boyu sayın Tezcan ve Kılıçdaroğlu ile aynı partide birlikte siyaset yaparlar, onlar hakkındaki siyasi duam budur. Sayın Kılıçdaroğlu genel kalabilirse o da vesselam. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.