Takip Et
  • 1 Haziran 2017, Perşembe

AK Parti’ye ve İslamcılara haksız yere iftira atan Sayın Duran Teke, bu yazımı dikkatlice oku...

Sevgili Aydın Denge gazetesi okurları,

Geçen gün bir internet gazetesinde Duran Teke adlı bir yazar tarafından bir yazı kaleme alındı.

Olayın özetini vereyim:

“Aydın ili Efeler ilçesi Sosyal Yardımlaşma Vakfı Müdürü Muzaffer Arslan, zimmetine para geçirdiği iddiasıyla Aydın Valiliği tarafından görevinden alındı.”

Bu olayın üzerinden Duran Teke, mevcut AK Parti iktidarına ve İslamcılara ağzına geleni söylüyor. Üstelik sadece Aydın ili çerçevesindeki AK Partililer ve İslamcılar topluluğu değil, bütün Türkiye’deki AK Parti’ye ve İslamcı düşünceye ait toplulukları suçlayıcı bir ifadeyle yazıyor. İktidar sarhoşluğundan başı dönen iktidarlardan başlıyor, besmeleyle hak yiyenlere kadar vardırıyor bu yazısında Sayın Teke.

İşin neresinden başlayayım... İlk önce müdür beyden başlarsam en doğrusunu yaparım. Müdür Bey'e görevden el çektiriliyor. Açığa alınıyor. Valilik nezdinde soruşturma başlatılıyor. Daha işin başlangıcındayken bu safhalardan sonra Müdür Bey'le ilgili dava açılacak. Yargı sürecinin sonunda bu kişi ya mahkum olacak ya da beraat edecek. Daha olayın birinci dakikasında siz yazınızla kişiyi mahkum ediyorsunuz. Hemen akabinde AK Parti iktidarına ağzına geleni söylüyorsun, bütün Türkiye’deki İslamcı topluluğuna iftirada bulunuyorsun. Dünyanın hiçbir yerinde böyle hukuk ahlakı olmaz. Sizin ilahiyat fakültesi mezunu olduğunuzu biliyorum. Yani siz bu fakültede şeriat tahsili yapmışsınız. İslam hukukunda 'Bir kişi mahkum edilmeden, o kişi masumdur' ilkesi vardır. Medeni hukukta da bu böyledir. Sabretseniz de mahkumiyeti gerçekleştiği zaman bu yazıyı o kişiyle sınırlı kalmak kaydıyla yazsanız daha güzel olmaz mıydı?

AMACINIZ ZAN ALTINDA BIRAKMAK

Ama sizin derdiniz o kişi değil ki. O kişi üzerinden koskoca bir siyasal iktidarı karalamak, Türkiye’deki bir dava mücadelesi veren İslamcı düşünce mensuplarını zan altında bırakmaktır esas amacınız. Siz Muzaffer Arslan üzerinden koskoca bir iktidara ve ona gönül vermiş muhafazakar topluluğa bu iftiraları atma hakkını nereden buluyorsunuz? Lüften açıklar mısınız?

Her şeyden önce size şunu hatırlatırım. Bu olay Türkiye’nin 81 vilayetinden olan bini aşkın ilçe merkezindeki bir vakıfta meydana gelen bireysel bir olaydır. Aydın’daki 15 yıllık AK Parti iktidarında sanki onlarca yüz kızartıcı manzara gibi nasıl takdir edebilirsiniz Sayın Teke?

Son 15 yılda Aydın’da buna benzer başka bir olay gördünüz mü? AK Parti’nin 15 yıldan beri gelip geçen milletvekillerinden, il başkanlarından, il yöneticilerinden, belediye meclis ve il genel meclisi üyelerinden böyle bir olayla karşılaştınız mı?

Türkiye çapında 15 yıllık iktidarımız süresince kaç bakanımız, kaç milletvekilimiz, kaç müsteşarımız veya genel müdürümüz böyle bir çirkinlikle karşılaştı?

GÖZLERİNİZE PERDE İNMİŞ

Anlatsana, açıklasana Sayın Teke.

Geçmiş iktidarlar dönemlerinden olan AP, DYP, ANAP dönemleriyle karşılaştırdığınız zaman AK Parti’nin temizliğini göremiyorsanız sizin gözlerinize perde inmiştir.

Türkiye’de bini aşkın ilçeden sadece birinde olan bu olaydan dolayı AK Parti’ye ve muhafazakar topluluğa bu iftirayı atarken hiç Allah’tan çekinmediniz mi, hiç vicdanınız sızlamadı mı? Sizler bildiğim kadarıyla DYP zamanında Milli Eğitim’de bürokratlık yaptınız ve emekliliğinizde de bu partilerde aktif siyaset yaptınız.

Şimdi sizin partiniz siyaset meydanından silindi gitti. Ama particilik ve AK Parti düşmanlığınız vücudunuzdan gidememiş gözüküyor.

Yetmiş yıllık demokrasi tarihimizde 15 yıl iktidarda kalabilen başka bir parti yok. Bu 15 yıla tepeden baktığımız zaman yolsuzluk, zimmete para geçirme ve benzeri ahlaksız davranışlardan dolayı AK Parti’de bir leke görebilir misiniz?

Bir insanın bir büyük siyasi iktidara ve büyük dava adamlarına Türkiye çapında bir ilçedeki alt kademeden bir bürokratın hareketinden yola çıkarak suçlama yapması o kişinin iyi niyetli bir kişi olmadığının matematik ispatıdır.

Siz daha üç beş ay önce TBMM’deki bir CHP milletvekilinin milyonu aşan telefon faturası hakkında hiçbir şey söylemeyeceksiniz ama bir ilçeden hareket ederek dünya çapında bir siyasi partiye utanmadan, sıkılmadan bu iftiraları atacaksınız.

BASIN AHLAK YASASI'NI OKUYUN

Siz bu Aydın şehrinin bomboş olduğunu mu zannettiniz? İstediğiniz gibi siyasi partilere haksız yere asla iftirada bulunamazsınız.Kesinlikle buna hakkınız yoktur. Böyle gazetecilik de olamaz. Çünkü bir gazetecinin el kitabı, rehberi, andı Basın Ahlak Yasası ve kamu vicdanıdır. Buradan size bir çağrıda bulunuyorum:

Lütfen, Basın Ahlak Yasasını tekrar okuyunuz ve ezberleyiniz.

Sizlerin basın ahlakını biz çok iyi biliyoruz. İnternet televizyonlarında bir ekip olarak çıkıyorsunuz. İnsanlara ve büyük kurumlara en ağır iftiralarda ve haksız eleştirilerde bulunuyorsunuz.

Gazeteci sıfatıyla o çıkardığınız insanlara sipariş sorular soruyorsunuz. O insanlar da ağza alınmayacak iftiralarda bulunuyorsunuz. Böylelikle 5-10 program yaparak, ‘iftira at, iz bırakır’ ilkesiyle hareket ediyor, yargısız infaz yapıyorsunuz.

Sizin gerçekten gazetecilik yapmaya niyetiniz olmuş olsaydı, karşı taraftaki insanları da internet televizyonuna çıkarır, soru sorardınız. Basın Ahlak Yasasına yürekten inanın bir gazeteci ancak böyle bir davranışta bulunur.

Bu davranışı yıllardan beri programlarınızda yapmadığınıza göre programa çıkardığınız insanlarla aranızda bir işbirliği olduğu da matematik olarak ortaya çıkıyor.

İDARE HUKUKUNA BAKIN

Bir de size şunu hatırlatmak istiyorum:

Bu görevli vakıf başkanı, Aydın Valisi tarafından görevden alınıyor. Bu kişiyi görevden alan Vali Bey, Aydın’da hükümetin temsilcisidir. İdare hukuku açısından Valiler bulundukları şehirde hükümeti temsil ederler. Ve burada Vali Bey, Başbakan yani AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım’ı temsil etmektedir.

Aydın Valisi bu vakıf başkanını görevden alıyorsa bu olay AK Parti döneminde gerçekleşmektedir.

Sayın Duran Teke, siz nasıl bir vicdan sahibisiniz ki, AK Parti’ye bu karalamayı yapıyorsunuz?

Sizin kötü niyetinizi idare hukuku açısından ispatlamış bulunmaktayım. AK Parti döneminde Başbakanın temsilcisi Vali Bey, bu kişi hakkında idari soruşturma başlattıktan sonra siz hangi ahlaki prensiplere dayanarak, hangi Basın Ahlak Yasası’nın ilgili maddesine dayanarak, AK Parti’ye ve İslamcı topluluğuna bunları yapabiliyorsunuz?

Valilerin idare hukuku açısından konumlarını dahi bildiğinizi tahmin etmiyorum.

Siz ilahiyat fakültesinde de öğrencilik yaparken suçların şahsiliğinin İslam’da çok önemli bir hukuk ve ahlak ilkesi olduğunu öğrenmediniz mi?

tvDEN'DE TARTIŞALIM

Yoksa hocalarınız bu konulardan size hiç bahsetmedi mi? Ben Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde öğrenci olduğum yıllarda İslam Hukuku, İslam Düşüncesi hocamızla Ahlak Felsefesi Hocamız, bize bu konuları çok iyi öğretmişlerdi. Ben de 2 yıllık Aydın Denge gazetesindeki yazarlığım esnasında bu kriterlere uyuyorum. Size de bu yazarlığınız esnasında, bunlara uymanızı tavsiye ederim.

Çünkü iftira, yeryüzünün en büyük ahlaki suçudur. Bu suçu işleyenler, mahşer gününde bunun hesabını verileceklerdir.

Sayın Duran Teke, size mahşer gününün hesabını hatırlatıyorum.

Sayın Teke, sözlerimi burada bitirirken bu yazıma karşılık olarak cevap verme hakkınız vardır. Bu kadar metamatiksel olarak sizin yapmış olduğunuz hareketin yanlış olduğunu ortaya koyduktan sonra, bu hakkınızı kullanacağınızı hiç tahmin etmiyorum. Bu topluluklardan bir özür mahiyetindeki ek yazınızın sizin için manevi anlamda bir kazanç olacağını düşünüyorum. Bütün bunlara rağmen bir yazı yazmayı düşünüyorsanız size şunu teklif ediyorum:

Kendinize çok güveniyorsanız bu meseleyle ilgili. TvDEN televizyonunda bu meseleyi tartışabiliriz. Tabii ki kendinize inanıyorsanız ve güveniyorsanız.

Vesselam... 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.