Takip Et
  • 5 Temmuz 2018, Perşembe

24 Haziran Seçim Sonuçları (Millet İttifakı açısından)

Sevgili Aydın Denge Gazetesi okurları, 24 Haziran seçimleri Başkanlık açısından ayrı, TBMM seçimleri açısından da ayrı değerlendirilmesi gerekir.

 

Başkanlık seçimlerinde Muharrem İnce, yüksek performans göstererek partisine nazaran büyük bir fark yaparak kendi kişisel üstünlüğünü ortaya koydu ve bunların sonucunda da Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM seçimlerinde büyük bir hezimete uğramıştı. Zira iki seçimde yüzde 10'luk büyük bir fark vardır. Bu sonuç, Sayın Kılıçdaroğlu’nun siyasi ve idari tükenişinin bir belgesidir. Halbuki yüzde 10'luk farkın Kılıçdaroğlu’nun lehine sonuçlanması gerekiyordu. Zira Sayın İnce’nin karşısındaki rakibi bir dünya devi idi. Siz sekiz defa seçimlere geleceksiniz, hepsinde başarısız olacaksınız, sonra da sekizinci seçimde siz Başkan Adayı olmayıp, partinizin bir Milletvekili’ni aday yapacaksınız. O aday da sizden 10 puan fazla alacak ve siz hala o koltukta oturmaya devam edeceksiniz. Eğer bu böyle devam ederek genel başkanlığı yürütmeye devam ederseniz Sayın Kılıçdaroğlu, bunun anlamı şudur: Siyasetin dünyasının Ana Mualefet’ tin ahlaken ve siyaseten ölümü demektir.

 

Nerede bu partiye yürekten bağlı samimi insanlar, neyi bekliyorsunuz, niçin demokratik sesinizi yükseltmiyorsunuz, yoksa 18’inci seçim yenilgisini mi bekliyorsunuz! İktidar olmasa dahi bu ülkenin dört dörtlük bir ana mualefet partisine ihtiyacı vardır. Bu da ülkenin yararınadır. Sayın İnce, bir aylık mücadele süresince iyi çalışmasına rağmen çok büyük hatalar ve gaflar yaptı. Bu hatalar ve gafların en önemlileri muhterem Generalimize yönelik apolet tartışması açmasıdır. Siz hangi sebep ve gerekçeyle savaş halindeki bir ordunun komutanına laf söyleme hakkını kendinizde buluyorsunuz. Siz o General’in askerinin apoletlerini sökmeye muktedir olamadınız ama bizim milletimiz senin siyasi apoletlerini söküp atıverdi. Cezaevinde halkı isyana teşvikten dolayı tutuklu bulunan Sayın Demirtaş’ı ziyaret edişinizdir. Sizin hiçbir gerekçeniz cezaevi ziyaretinizi haklı gösteremez. Üstelik diğer adayları da ziyaret ederek amacınızda bunu basamak olarak kullandınız. Ayrıca diğer adaylara 500 lira para yatırarak garabet bir davranışta bulundunuz.

 

Bir de meydan mitinglerinde toplanan yüksek orandaki kalabalıklar;

Bu kalabalık kafaları karıştırmıştı. Çünkü, alınan yüzde 30 reyle ters orantılı bir kalabalıktı. Bunun arka bahçesinin çok iyi araştırılıp tespiti yapılırsa CHP için dramatik, tarihi ve siyasi sonuçlar çıkar ki bu da CHP’ye sıkıntı verir. Siz son gün Maltepe’de miting yapacaksınız, 6 Milyon insanın mitinge geldiğini sosyal medyada ilan edeceksiniz ama seçim sonuçları bunun tersini ortaya koyuyorsa bu Mustafa Kemal Paşa’nın kurduğu CHP için acıklı ve dramatik bir siyasi görüntüdür.

 

Bir yazar olarak açıkça şunu ifade ediyorum; bu gidişle CHP ana mualefet partisi olarak hayatını sürdürecek. Bu açıdan CHP yeniden yapılanmalı ve CHPlilerin özlediği bir parti haline gelmelidir. Sayın Kılıçdaroğlu’nun artık bu saatten sonra CHP’ye katacağı hiçbir ilave yoktur. Unutmayınız ki Sayın Deniz Baykal, Ana Mualefet Lideri olarak Başkanımızın siyasi haklarının iadesinde önemli katkılar sağlamıştır. CHP’nin Deniz Baykal türü veya benzeri bir siyasi lidere ihtiyacı vardır ve CHPliler bunun sonucunda siyasi söylemlerini hakaret eksenli korumazlar. İYİ Parti hakkında TBMM çalışmasında başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Bunların sonucunda 43 sandalyeyle temsil hakkını almışlardır. Saadet Partisi’ne gelince ise Allah, hiçbir partiyi Saadetçilerin düştüğü duruma düşürmesin diye temennide bulunmak boynumun borcudur ve bu partiye en güzel cevabı da partinin kendi tabanı vermiştir. Siz, merhum Erbakan bakayesi üzerine siyaset yapacaksınız, bu sayısal rakamlarla sonuca gideceksiniz ve bu sonucu göreceksiniz. Bunların sonucunda sıfır milletvekili kazanacaksınız; CHP’ye ise on bir Milletvekili’ni hediye edeceksiniz. Bana göre sizin yapmanız gereken tek şey Genel Başkanı’ndan çaycısına varana kadar istifa etmektir. Merhum Erbakan hocamızın, ahının tuttuğuna inanıyorum. Bu şuna benziyor: Zengin tüccar bir babanın evladının, babasının ticaretini devir aldıktan sonra o işletmeyi batırışına benzemektedir. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.