Takip Et
  • 16 Kasım 2016, Çarşamba

Amerika seçimleri üzerine düşüncelerim

Sevgili Aydın Denge okurları, geçen hafta Amerika’da başkanlık seçimleri yapıldı ve Trump kazandı, bayan Clinton kaybetti. Her şeyden önce şunu söylemeliyim; dünyanın ve Ortadoğu’nun içinde bulunduğu siyasi kriz, korkunç boyutlardaki geniş cepheli savaş hali açısından bakıldığı zaman, bu seçimin mana ve ehemmiyeti çok daha iyi anlaşılır. 1967-1972 yılları arasında Ortadoğu’da büyük bir savaş yaşanmıştı. Geniş cepheli Arap-İsrail Savaşı Ortadoğu’da İsrail’in hakimiyetini ve kuvvetini perçinleyen savaş idi. Bu savaş esnasında Başkan John Sun idi. Savaşın tam ortasında yapılan seçimde ise Nikson seçilmişti. İşte o zamandan bu zamana kadar yapılan seçimlerin içinde en önemlisi 2016 seçimleriydi. Bu seçimler, Irak’ta ve Suriye’de 1 milyona yakın Müslümanın katledilmesine 10 milyondan fazla Müslümanın da göçe mecbur bırakıldığı esnada yapıldı. Bu açıdan bu seçime son 50 yılın en önemli tarihi olayı ve seçimi diyebiliriz. Cumhuriyetçi Parti'de Trump, büyük bir kargaşa içerisinde adaylık hakkını elde etti. Demokrat Parti’nin adayı ise sanki adaylığı önceden belli olur gibiydi.

TAHMİN YANILGISI

Trump’a baktığımız zaman vahşi kapitalizmin ürettiği çok tipik bir adaydı, ömrü para ile dans etmekle geçmiş olan başkanın girip çıkmadığı hiçbir dal yok gibiydi. Bu anlamda mazisinde Las Vegas’ta büyük bir kumarhane işletmişliği dahi vardı. İşletmiş olduğu kumarhanesinde binlerce insanın dünya hayatını perişan etmiş olmak, demek ki Amerika’da çok önemli bir olay değilmiş. Buradan da Amerikan halkının ahlaki yapılanmasını çok iyi algılamış oluyoruz. Amerika’da kumarhaneci bir kişinin başkan olması bizim ilgilendirmez, diyenler çıkabilir. Ama o kumarbaz menşeili başkanın TC’nin 900 km sınırlarının yanı başında, bazı kararların alınmasında söz sahibi bir kişi olacağını düşünmek zorundayız. Seçim mücadelesine başlanıldığı zaman bayan Clinton’un açık ara seçimi kazanacağı bütün medya tarafından ifade edildi. Bu tahmin, son saniyeye kadar devam etti. Seçim gecesi saat 23.00’da da seçimin galibinin kadın olacağı, anketçiler tarafından ifade edildi. Acayip bir tahmin yanılgısı gerçekleşti. Trup seçimi aldı.

YAHUDİ LOBİSİ İŞBAŞINDA

Trump’un seçimi almasının çok çeşitli siyasi, tarihi ve sosyolojik sebepleri vardır. Bunu zaman içerisinde bu işin uzmanları ifade edeceklerdir. Ben bu konuda düşüncelerimi açıklamak istiyorum; Bana göre bu seçimlere gizliden gizliye Yahudi lobisinin büyük damga vurduğunu tahmin ediyorum. Zira 4 yıldan beri Ortadoğu’da oluk gibi Müslüman kanı akarken, Mısır’da büyük bir antidemokratik bir darbe başarıya ulaşmışken, bölgemizin en güçlü siyasi, askeri ve ekonomik gücünü ele geçiren Türkiye’de Temmuz ayında başarısız bir uluslararası destekli askeri darbe teşebbüsüne girişildiği bir esnada İsrail devletinin ve halkının büyük bir korku içerisinde hayat geçirdiğini bilmeyen yoktur. Bölgemizde başlayan bu savaş sinyallerinin 3. Dünya Savaşı’na zemin hazırladığı zaman 8 milyonluk İsrail’in yerle bir olma ihtimali vardır. Bu açıdan bakıldığı zaman bu seçimlere en büyük etkisinin Yahudi lobisi yapmıştır. Sessizce ve derinden olmak kaydıyla Yahudi lobisi Trump’u tercih etmiş, Clinton’u reddetmiştir.

Amerikan halkı bu seçimlere girerken, yıllar öncesinde 8 yıl Amerika’yı yönetmiş Mrs. Clinton'un eşini yıllar sonrasında başkan yapmamayı, demokrasinin temayülü olmayan bir örnek olarak görmüş olduğunu düşünüyorum. Demokrasini hukukla başladığını ama hukukla sonuçlanmadığını göstermiştir. Amerikan halkı bunu demokratik estetik olarak doğru bulmamış ve bu psikoloji içerinde son dakikada olumsuz tavrını ortaya koymuştur. Bunun sonucunda da Mr. Clinton’un tarihi itibarında zedelenme meydana gelmemiş oluyor. Bana göre 'eski başkanın eşi' damgası ile seçimlere girmenin bedelini ödediğini tahmin ediyorum.

BEDEL ÖDEMEK

Bayan Clonton açısından en talihsiz keyfiyet FETÖ dediğimiz eşkıyanın adamları ile kendi adamlarının temas halinde olmaları Bayan başkan adayını manevi anlamda perişan etmiştir. FETÖ’nün Anadolu’daki saf temiz zengin Müslümanlara 'Fakir talebe okutuyoruz' yalanları ile topladıkları paraları Mrs. Clinton’un seçim propagandası için vermişlerdir. Temsilciler Meclisi'nde FETÖ’nün elebaşısı adamın konuşması, para yardımı yapılmadan olacak iş değildir. Allah’ın, insanlığın ve Müslümanlığın lanetlediği bir kişi ve onun cemaatinden seçim yardımını kabul etmek, manevi açıdan bir adayı mahvetmeye yeterlidir. Çünkü Türkiye’de binlerce insanın dünya ve uhrevi hayatını perişan eden bu FETÖ artık Amerika’daki siyasetçilere dahi zarar veren bir yaratık haline gelmiştir. Bayan Clinton, bu FETÖ’nün manevi faciasını bilseydi, asla bu paraları kabul etmezdi. Şimdi burada biraz durmak istiyorum 50 sene boyunda Türkiye’de temiz Müslümanların zekat yardımlarını himmet adıyla toplayan bu çete, bu paraları kıtalar ülkesinde bulunan emperyalist bir ülkenin seçim çalışmalarına aktarıyor. Bu ülke ise 50 yıldan beri Ortadoğu’da milyonlarca Müslüman kanı akıtılmasında Allah katında sorumlu ülke olduğu halde. İşte bir Müslümanda feraset olur, uyanıklılık olur, böyle çeteleri toplumdan tecrit eder ve sonucunda bütün Türkiye kurtulur. Ey dindar zengin Müslümanlar, sizler bunun bedelini ödediniz, Amerika’da bayan Clinton da bunun bedelini ödedi, ama unutmayın ki gerçek anlamda bunun bedelini Suriye’deki ve Irak’taki tertemiz Müslüman halk ödüyor.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.