Güçlünün yanında olmak istiyorsan...
29 Ocak 2014, ÇarşambaTweet |
Güçlünün yanında olmak istersen Allah'ın yanında olmak gerekir..
Son günlerde ülkemizde ilginç şeyler oluyor ve her zaman olduğu gibi yine birilerinin ülkemiz üzerine bir operasyon başlattığını söylüyor.
Yıllardır hep aynı nakarat devam eder gelir. “ABD ve AB ülkeleri fişi çekti” şeklinde gündeme gelir, bir anda dostlar düşman ve bazı düşmanlar da dost olur. Oysa dünkü dosttur düşman olan, dünkü düşman olan da bugün dost olmuştur.
Bu bir hastalıktır zaten ülkemizde, yabancı güçler örgütleniyor ve iç işlerimizi yönlendirebiliyorlarsa bizim bu noktadaki eksikliğimizi tespit etmişlerdir.
Menfaati olunca insanların dini, imanı bir kenara bıraktığını biliyoruz. Elbette herkes için geçerli değildir bu, ama demek ki çoğunluktadır ki bu oyunlar, her zaman oyuncular buluyor.
Kimdir bu oyuncular?
Her kesim ve toplum katmanları içinde olabilir bu gibi insanlar. Çünkü onlar için yaşamda rahat olmak güçlülerle beraber olmayı gerektiriyor. Bu gibi kişilerin İşadamı, siyasetçi, etkisel anlamda üst düzey toplum örgütleri ilk hedeflerdir. Yani uluslar arası güçler içinde “Güçlünün” yanında olmak gibi bir planı vardır. Çünkü özellikle plan ve programlarına yön verebileceği kesim ve kişiler güçlü olmalıdır ki, istediğini yaptırabilsin öyle değil mi? Adam ne yapsın sanayideki marangozu? Marangozu ancak onların ekmeğini elinden alarak, devlet ve ekonomiyi yönetenlere karşı tahrik edebilir. Bunun dışında kirli ittifakta ona ihtiyacı yoktur, zaten esnaf ve sanatkarlarımız devlettir..
Ülkemizin ve dünyanın kaynaklarına göz diken ve bunlara arkadaşlık edenlerin yarattığı sorunlar, aslında dünyanın da başına beladır. Mevcut kaynaklara tek başına sahip olmak ve yönetmek gibi bir hırs ve hastalığın ürünüdür bu oysa. Peygamber efendimiz (Sav) şöyle buyuruyor;
“Sizden biriniz, kendisi için arzu edip istediği şeyi, din kardeşi için de arzu edip istemedikçe, gerçek anlamda iman etmiş olmaz.”
İşte son 10 yılda da yaşadığımız sorunun temeli, bence bu hadisi anlamayanların yarattığı sorunlardır.
İlaçta, sanayide, yönetimde, devlet idaresinde, üretimde hep dışa bağımlılık var ve deniliyor ki “efendim her şeyimizle ABD'ye bağımlıyız nasıl olur da onlara karşı çıkabiliriz?", devam ediyor "bak bölgeye Libya, Mısır, Irak, Suriye, Sudan gibi ülkeler ve en önemlisi İran’ı bile değiştirdi ABD” diyor ve bu sözü söyleyen insanın inançlı bir Türk olması beni daha da çok yaralıyor.
"İlaç ve üretimde eğer bir eksiklik varsa neden o açığı kapatmak için bir çalışma yapılmaz?" diye sorduğumda “efendim izin vermezler” şeklinde bir cevap alıyorum. Çok üzücü bir durumdayız. Bundan çıkan sonuç şudur, eğer bu ülkede para kazanacaksan ABD ve AB'nin karşı çıkmayacağı plan ve projeler üreteceksin. İyi de o zaman nasıl Müslümanız? Nasıl Vatanseveriz? Nasıl Türk’üz? En önemlisi Allah’tan korkmuyor muyuz?
Yahudi’nin dünyadaki insanlarına sömürerek kazandıklarını güçlü görüp onları dost mu kabul edeceğiz?
Peygamberimiz (s.a.v) Hadis-i Şerif'lerinde şöyle buyuruyor;
“Öyle ki Yahudiler taşların ve ağaçların arkasına saklanacak, ama ağaç ve taş dile gelerek, 'Ya Müslim! Ey Allah (c.c.) kulu! Gel, bak benim arkamda Yahudi var, buraya gizlendi, benim arkamda gel onu cezalandır.' diyecek. Sadece 'Gargat Ağacı' bunu söylemeyecek, çünkü o Yahudi ağacıdır.” (Kitab-ul Fiten H. 2239)
Son günlerde yaşadığımız akıl tutulmasına inşallah bir an önce aşarız. Ülkemizde yaşayan herkes dünyanın en değerli insanlarıdır. Hatalarımızı kusurlarımız kabullenmeliyiz ve birbirimize saygılı olmalıyız. Herkes egosundan uzaklaşabilmeli ve kula kulluk etmemelidir. Herkesin insan olduğunu ve hata yapabileceğini kabullenmemiz, bizleri küçültmez aksine büyütür.
Evet ülkemizde bir oyun oynandığı kesindir. Hemen yanı başımızda yani Suriye'de bu arada bir bağımsızlık ilanı vardı ve bu arada çok da dikkat çekmedi. Oysa Yahudiler Büyük İsrail hayallerine yavaş yavaş yaklaşıyor, ama buna oyun olmak ve alet olmak Allah katında herkesi mahşerde yakar. Bunu bilmemiz gerekiyor. Biz Müslüman ve Türk olarak ne yapmamız gerektiğini şu kişiden bu kişiden almak durumunda değiliz. Bizim Kuran’ımız var o bize her şeyi anlatıyor ve biz eğer samimi isek öncelikle işi buradan başlamamız gerekiyor. Ben bir ayet meali ile yazıma bitiriyorum. Allah bu ülkeyi ve dünyayı Yahudilerin ve yandaşlarının oyunlarında korusun.
Rahman ve rahim olan Allah’ın adıyla
Sen onların dinlerine uymadıkça, Yahudi ve Hıristiyanlar senden kesinlikle hoşnut olacak değillerdir. De ki: "Şüphesiz doğru yol, Allah'ın (gösterdiği) yoludur." Eğer sana gelen bunca ilimden sonra onların heva (arzu ve tutku)larına uyacak olursan, senin için Allah'tan ne bir dost vardır, ne de bir yardımcı. (Bakara Suresi, 120)