Devlet üretimden çekilmeli mi?
19 Ekim 2016, ÇarşambaTweet |
Esnaf ve sanatkârlarımız, 20 yıldır istediğini değil, verileni kabul etmek durumunda kalıyor. Esnaf odalarının örgütlenme modeli, aslında mükemmel bir sistemdir ama nedense aynı derecede olumlu sonuç aldığımızı söyleyemeyiz.
Herkes oda başkanlarımızı hedef alsa da aslında en masum onlardır diyebilirim. Oda başkanlarımızın durumu muhtarlar kadar bile iyi olmadığı halde toplum önünde olmaları ve her platformda bulunmaları dikkat çekmektedir.
TESK’in Sayın Başbakanla yaptığı bir toplantıda Sayın Başbakan, ‘Herkes işini yapsın, devlet ekmek üretmesin’ dedi ama aslında bu bir dilek ve temennidir. Devlet, sadece ekmek değil her sanatkârın ürettiğini üretmektedir. Bu özellikle son 10 yılda tavan yapmıştır. Peki devlet bu alışkanlığından vazgeçer mi? Bence asla vazgeçmez. Çünkü halkımız bunu istemekte ve talep etmektedir. Hal böyle olunca siyasette de hedef daha çok yardım, daha çok destek anlamında olduğu için halk yardakçılığından ve halkımızın çıkar beklentilerinden kaynaklı temel sorun olarak asla devlet üretmekten vazgeçmeyecektir.
Sanayide çarşıda çaresiz duruma düşen esnaf ve sanatkârlar artık devlet kapısında asgari ücrete razı durumdadır. Çünkü çaresizdir. Onun bir ailesi ve yaşaması için kazanmak zorunda olduğu para lazımdır. Şu anda sanayide, çarşıda para kazanmak kolay değildir. Hal böyle olunca herkes 'Asgari ücret olsun, garanti para olsun' derdinde ve bu sayı her geçen gün artıyor. İşte bundan dolayı devlet 'Üretmeyeceğim' diyemez. Ha kendi üretmez ‘şirketten hizmet satın alır’ yani kılıf bulunur.
ÇÖZÜM KONUSUNDA SAMİMİYET YOK
'Devlet ve esnaf temsilcileri, bugüne kadar yaptığımız uyarıları çok ciddiye aldılar' diyemeyiz. Aslında ‘Taban ile Tavan’ sorunu çok iyi biliyor ama çözüm konusunda samimi değiller. Hal böyle olunca genelde sorunlar, arada kalan oda başkanlarının üzerine kalıyor.
Oda başkanlarının, devletin ve TESK'in yapamadığını yapması mümkün mü? Mümkün değil elbette. Bugün odalarımızın büyük bölümü gelir gider dengesini zor tutturuyor. Yani temsil ettiği kesim sıkıntıda ve sorunları her gün büyüyor.
- Kaçak önlenemiyor her gün artıyor
- Kayıtdışılık tavan yapmış durumda
- Kayıtlılar holding gibi görülüyor
- Çırak ve kalfa yok
- Rekabet gücü kayboldu
- SGK primlerinin ödenmesi mümkün değil
- Her gün esnaf ve sanatkârın açığı büyüyor
- Özetle sistem ‘Dükkanı kapat, devletten geçin' diyor.
ANLAYIŞTA DEĞİŞİKLİK OLMADI
Sizce bu saydığım sorunlardan bir kısmında hiç düzelme oldu mu? Elbette olmadı, o zaman burada yazıp çiziyorum ama aklıma hep ‘Derviş’ geliyor. Hangi Derviş mi? Derviş Günday değil, Elbette Kemal Derviş. Ne demişti Derviş AK Parti hükümetleri daha ortada yokken? Hatırladınız mı?
Demişti ki Kemal Derviş ‘Türkiye, bu köy ve esnaf ve sanatkârların üretim yapısı ve anlayışıyla bir yere varamaz, bunlar düzeltilmeli sayıları azaltılmalı ‘ demişti. Peki, sonrasında kurulan AK Parti hükümetlerinde aksine bir durum yaşandı mı? Kesinlikle sorunların ortadan kaldırılması için kesin bir çalışma olmadı. Bunun örneği, 6 kez çıkarılan 'borçların yapılandırılmasında' açıkça ortadadır.
Peki, hükümet bu konuda bir şey yapmadı da muhalefet ne yaptı? İşte esas sorun burada. Onlar da alternatif bir program ve proje hiç üretmediler? Peki, odalar de yaptı? Odalar 2000 yılından beri bir kapanıyor, bir açılıyor diyerek korku ve algı operasyonu yapılıyor.
YOK OLUŞA DOĞRU
Oda Başkanlarımızın büyük bölümü 500 ile 1000 lira arasında maaş almaktadırlar. SGK primlerini ve oda işleri ile ilgili yaptıkları her işi kendi imkânlarıyla yapmaktadırlar. Bu kadar ağır şartlarda çalışan oda başkanlarımıza çok yüklenmek çok doğru değildir. Çürük elma var diye tüm elmaları karalamamak lazım diye düşünüyorum.
Sonuç olarak; sistem esnaf ve sanatkârı yok etmek üzerine kurulmuştur. Aç susuz bırakarak insanları köyden şehre, şehirdeki esnaf ve sanatkârı da asgari ücretli işe mecbur etmektedir. Durum bu kadar açık iken biz hala detayla uğraşıyoruz. Dünyada bir sistem var, aynen Suriye’de şehirlerin yakılıp yıkılarak göçe zorlandığı gibi 'kaçanlar kurtulacak, mücadele edenler ölecek.. ' Acı bir sonuç ama gerçek bu.
İşte yukarıda saydığım meselelerden dolayı bundan sonra esnaf ve sanatkârlarımızın eski günlerine dönmesi çok kolay değildir ve dünyada ekonomik sistem değişmediği veya biz ülke olarak değişemediğimiz sürece sanatkârların çöküşü ve yok oluşunu izleyeceksiniz. Devlet üretimden asla vazgeçmez.