Esnaf ve sanatkar hapşırır ise ülke kanser olur!
21 Ekim 2015, ÇarşambaTweet |
Ülkemizde esnaf ve sanatkarların gerçek tanımı ve ülkemizdeki olması gereken yerde olmadığını hep söyler dururum. Esnaf ve sanatkar tanımı bile yapılabilmiş değildir. Özellikle sanatkarlarımızın büyük bölümü çıraklıktan yetişmiştir. Esnafımızın içinde ise durum biraz farklıdır.
Sanatkarlarımız meslek öğrenebilmek için askere gidinceye kadar çırak ve kalfalık dönemini yaşarlar ve bir nevi işyerlerinin hamallarıdırlar. Sonrasında eğer ailede ekonomik imkan ve biraz da kendinin usta olduğu kanaati varsa işyeri açar ve hayatın içine kendine bir yer bulmaya çalışır. Bugün sanatkarların içinde üniversite mezunu çok nadir arkadaşımız vardır.
Esnafımızda ise durum farklıdır. Üniversite okuma hastalığı nedeniyle okuyan birçok gencimiz üniversite bittiğinde iş bulamamaktadır. Hal böyle olunca yetiştiği alanda değil babadan, dededen veya nadiren kendi yeteneğine göre ticarete atılan arkadaşlarımızdan dolayı esnaf içinde üniversite mezunu daha çoktur bunlara birde hizmet sektörüne ekleyebiliriz. Yani demem odur ki üniversiteye bitiren arkadaşlarımız sanatkar olup hamallık yapacağıma aklımı ve sermayemi kullanarak para kazanırım diyor.
İşte buradan anlaşılacağı üzere biz sanatkarımızı eziyoruz. Biraz kafa yoran herkes sanatkarlıktan uzaklaşmaya çalışıyor. dolaysıyla kimse bu ülkede neden ara elaman yetişmiyor diye ağlamasın çünkü toplumda esnaf ve sanatkara dövmeyen yok. Herkes elinden geldiğince sanatkarı yok etmek için yarışıyor.
Son dönemde en çok gelişen ve değişen orta ve büyük boy işletmeler sanayide yetişen ustalarla sistemlerini götürmeye çalışıyor ve artık bu konuda elaman kalmadığı için vasıfsız elamanlar adam yerine konulmaya başladı ve sonuç kaçınılmaz Maliyet artışı ve kalitenin dip yapmasına hızla gidiyoruz ve bunun bir sonraki aşaması orta ve büyük boy işletmelerin çöküşüdür. Yine çok eleştirdiğim için şahsıma tepki gösteren Müteahhitler ve kamu kurumlarının gözünde de esnaf ve sanatkar farklı değildir. Müteahhit aç, aç usta çalıştırma derdinde, kurumlar ise esnaf ve sanatkarı patron görmekte oysa bu patron görünenlerin zenginliği gönül zenginliğidir. Bunlara parasal anlamda züğürt ağalardır ama gönüllerine göre hareket eden siyasetçiler ve doğal olarak kurumlar özellikle sanatkarlarımızı perişan etmeye devam etmektedirler.
Diğer taraftan Esnaf Odası Başkanlarımızla ilgili çok yanlış bilinenler ve dillendirilen söylem ve eylemler vardır. Aydın il genelinde 84 esnaf odası başkanımız var ve bunların büyük çoğunluğu bin lira ve altında maaş almaktadırlar. Ve yine büyük bölümü oda başkanlığı yaparken ciddi iş kaybı ve zarar görmektedirler. Peki, o zaman bırakıp gitsinler? İşte bu noktada bilinen şudur " adam alıştı bedava yaşıyor" ama değildir gerçekten temsil ettiği kesimin sorunlarını çözebilmek adına oradırlar ve bu konuda büyük emek harcamaktadırlar. Diyebilirim ki ülkemizde bedava memleket için çalışan nadir insanlardır Esnaf ve Sanatkarlar Odası başkanları çünkü bunların neredeyse tamamının devlet ihaleleri ve büyük rakamlı işlerle işi yoktur tamamen gönüllülük ön plandadır. Oda başkanlarımız kendi sosyal güvenlik primlerini kendileri yatırırlar odaları yatırmaz. Ülke genelinde 3 bin 300 civarında odamız vardır elbette istisnalar vardır hata ve kusuru olan vardır zaten başkan ve yönetim kurulu üyeleri hata yaptıklarında Devlet Memuru Kanununa göre yargılanırlar.
Sonuç olarak Türkiye'de üretim ve işsizlik önlenecek ise öncelikle devletimiz ve yerel idareler esnaf ve sanatkarın elinden tutmalıdır ve sektörlere yeni gençler ve elamanlar kazandırılmalıdır. durum böyle devam ederse bir süre sonra eline keser alan marangozum, jileti alan berberim, penseyi alan elektrikçiyim, arabayı biner şoförüm der ama keseri kafanıza, jiletle suratınıza evde işyerinde elektriğe, araçla şarampole gidersiniz. Gelin daha geç olmadan esnaf ve sanatkardan devlet olarak özür dileyin ve hak edenin hakkını verin. Yoksa yarınlarda Batı ve ABD’de yaşanan insanlık dramları ülkemizde yaşanacak. Büyük binalar gelişme, büyük fabrikalar ekonomik çözüm olarak algılansaydı AB ve ABD’de bu kadar mutsuzluk olur muydu? Biz daha dip yapmadan tedbirimizi alalım. Yarın çok geç olacak çünkü mesleğinde en başarılı olanlar mesleklerine bırakmak için fırsat kolluyorlar. İşte en tehlikeli durum burasıdır. Lütfen anlayın. Esnaf ve sanatkar toplumun ta kendisidir ve buna sahip çıkmak zorunluluğu vardır.