Yardım Sandığı nasıl olur?
20 Ağustos 2014, ÇarşambaTweet |
Esnaf ve sanatkarlarımız bu ülkede çile ve sorun yaşıyorsa bunun başlıca nedeni kendi sorununu çözüm üretmesi için seçtiği insanların ve yöneticilerin sorunlarına sahip çıkmaması veya sorunlarına sahip çıktığı yöneticilerin bir süre sonra yanlışa doğru olarak inanmaları ve inandırmalarındandır.
Aydın Esnaf Kefalet ve kredi kooperatifi yönetimi çok dürüst ve değerli insanlardan seçilmişlerdir. Başta başkanımız olmak üzere şu an ve bundan önceki yönetim kurulu üyeleri kişilikleriyle örnek ve güvenilir insanlardı buna diyeceğimiz yok.
Diyeceğim şudur; geçmişte genel kurullarda ve odamızın toplantılarında söylediğim gibi esnaf kefaletler üye olan esnaf ve sanatkarlara “KEFALET” için kurulmuşlardır. Yani esnaf ve sanatkarların krediye ulaşması için en kısa yoldur esnaf kefaletler.
Aydın Esnaf Kefalet koop yönetimimiz geçmişte kuruluna “Sigorta yardım sandığı” nı geliştirmek adına bir hataya düşmüştür.
Üyesine menfaat sağlaması gereken kurumumuz “ kendine menfaate “ dönüştürmüştür neden mi! Geçmişte esnaf ve sanatkarların sermayeleri ile kurulan ve geçtiğimiz yıllarda bir miktar para iade edilerek üyelerine “ artık sermayeniz yok” artık tüm para ve yönetim bizim elimizde denilerek ve 2009–2010 yılına kadar yüksek faizli sözde “ yardım sandığı” aslında yardım sandığı kredisi vererek ve her yıl “kar ettik” denilen paraları genel kurullarda “ müjde yardım sandığı kredisine 1–2–3 bin lira artırdık” diyerek salondan alkış alırken ben çıkıp diyordum ki “ ben oda başkanı olarak hükümetten bir şey isteyebilmem ve alabilmem için öncelikle benim kooperatifim benden kar etmek yerine bana yardımcı olabilmesi lazım, yardım sandığı kredisi faizleri bizleri bitirir, koop bir yılda 350 bin lira yardım sandığı kredisinden kar ettik diyor nedir bu kar? Bu Kar denilen şey benden, senden alınan faizdir ve bu uygulama yanlıştır” dediğimde bazıları eleştiriyordu beni ama salondan çıktığımda onlarca koop üyesi gelip teşekkür ediyordu.
Yardım sandığı kuruluş felsefesine baktığımızda ortaya konulan bir sermaye ve cüzi miktarda işletim maliyeti konulan ve ortaya konulan sermayeden herkesin eşit şartlarda faydalandığı ve oradan ayrıldığında da biriken toplam paradan sandığın işleyişine zarar görmeyecek bir sistemle içerde biriken parasına aldığını hepimiz biliyoruz. Ancak; bizim kefalette işleyiş şekline baktığımızda ana sermaye kooperatifin olmuş iyide kooperatif bu parayı nereden bulmuş? Üyesinden aldığı faizlerden değil mi? Peki “yardım sandığı kredisi” yaygınlaştıktan sonra işletme kredilerinde bir düşüş yaşanmış mıdır? Bunun cevabını verecek kurum Halkbank Aydın şubesidir. Diğer taraftan acaba üyelerin işletme kredisini ulaşmada banka ile kolaylaştırmış mıdır? Yoksa Üyelerin işletme kredisine ulaşmasında yokuşa mı sürülmüştür?
Geldiğimiz noktaya gelmeden defalarca söyledim “ gidip yardım sandığı kredisinin işleyişinin yanlış olduğunu dava edeceğim ancak mahkeme durdurduğunda üyelerin yaşayacağı sorunlar beni düşündürüyor diye geri adım atmıştım” benim bu isteğimi bir nevi müfettişler yaptı ama çok da doğru yapmadılar. Yönetim önermiş midir bilmiyorum ama keşke 3 yada 6 ay süre verilseydi. ama yanlışın neresinden dönülür ise kardır. Yardım sandığı kredisi kullanan esnaf ve sanatkarlarımızın büyük çoğunluğu bu parayı kapatamazdı. Çünkü mesele amacına aşmıştı. İnşallah bu süreçten sonra buradan kredi kullanan ve birbirine kefil olan yüzlerce esnafımızın sorunu çözülür ve kendine kefalet etmesi gerekenlerin gazabına uğramaz. Yapılan bu uygulama hem yönetim hem de denetimciler/müfettişlerin zincirleme hatalarıyla bu noktaya gelmiştir. Umarım en kısa sürede ya kooperatifin öz kaynakları teminat gösterilerek yada “sicil” sorunu yaşayan esnaf ve sanatkarların sicillerine bakılmaksızın krediye dönüştürülerek hem kooperatif hemde üyelerimiz zarar görmeden bu süreci aşarız. “ kooperatifçiliğin kitabı nı yazar” diye güvendiğimiz sayın başkan ve yönetim kurulu bu soruna çok rahat aşabilecek güçtedir. Benimde yaptığım bu sürece katkı sağlamaktır. Eğer tersi olsa inanın yazacak çizecek çok şeyler bulabiliriz, ama gün o gün değil.