Aklımızı ne kadar kullanıyoruz?
26 Haziran 2013, ÇarşambaTweet |
Toplum olarak “Ortak hareket etme” becerimiz zayıftır. Genelde ortak iş yerleri başarısız olur. Oysa eskiden “İmece” diye bilinen toplum yararına bedava çalışma kültürümüz vardı ama şimdi gelin görün ki artık herkes her şeyi “ Devlet yapsın” demektedir.
Elbette Devletimize düşen görevler vardır ve aynı şekilde halkımıza da düşen görevler vardır. Ortak hareket kabiliyetimizin en yüksek olduğu an “Gaza geldiğimizde” oluyor. Elbette bu kontrolsüz ve neticesi nereye varacağı belli olmayan durum da, hem bize hem de devletimize zarar veriyor.
Son eylemler hepimize yine gösterdi ki “Ortak aklı” kullanmalıyız. Devlet tarafından bakıyorsunuz devlet haklı, vatandaş tarafından bakıyorsun vatandaş haklı, uluslararası milletlerin gözünden bakarsanız onlarda haklı. Yani son eylemde herkes kendince haklı ama bir gerçek var ki; sorun varsa bunları biriktirmek ve bir süre sonra sokakta hükümeti devirmeye çalışmak, bu milletin kabul edeceği bir durum değildir. Yine bu millet hiçbir zaman devletini emanet ettiği başbakanına, cumhurbaşkanına küfür etmez edenleri de sevmez.
Eylemcilerin masumluğu tartışma konusu olmuş ise, uluslararası güçlerin ülkemizdeki bazı önemli yatırımlara engel olmak için bu vb. eylemleri desteklediği algısı halkımıza yansır ise, işte o zaman bir sonraki seçimde hükümetin oyları düşmez aksine artar. Peki, o zaman neden sokaklarda “ hükümeti devirme” eylemleri yapılsın? Neden kamu malları yakılsın yıkılsın? Kimin parası o yakılanlar?
Diğer taraftan başbakanımızın son dönemde üst üste yaptığı söylem hatalarını da anlamak mümkün değil. Eğer bu bilinçli değilse hatadır, eğer bilinçliyse bu bir sonraki seçime hazırlık olabilir mi? Ama bir de sokaklarında kavgaların olduğu, canların yandığı, ekonomik ve sosyal olarak ciddi darbe görme ihtimali olan ve yıllardır bu konuda gecesini gündüzünü katarak hizmet etmiş emek vermiş bir başbakanın yerine koyun kendinizi ve ona göre bir daha yorumlayın. Diğer taraftan bir ülkenin en önemli teşkilatı olan yani devletin olmazsa olmazı olan güvenlik kuvvetlerinin hak etmediği eleştiri ve toplum gözünde küçük düşürme ve itibarsızlaştırması var ki bu konuda da halkım meseleye doğru bakar. Siz ne kadar bu milletin asker ve polisine karşı yalan yanlış veya onları aşağılayıcı çalışma yaparsanız yapın, bu halkta sevgi ve saygının artmasını sağlayacaktır.
Ülkemizde hangi ırk ve görüşten olur isek olalım, gelin el ele verelim ve meseleleri kendi kontrolümüzde götürelim. Eğer Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek'in anlattıkları doğru ise ve bunu da halk doğru kabul ederse yıkmak niyetiyle sokaklara döküldüğünüz hükümet partisi oylarını artırmaya devam edecektir.
Gelin hep beraber şu eylemleri ve sonuçlarını bir değerlendirelim. Herkes kendine düşen eleştiri ve övgüyü alsın. Ortak hareket ve ortak akılla ülkemizdeki sorunları çözelim.
Ama bunu yaparken şiddet, nefret, kin, vurma, kırma ve insanlarımızın can ile mal güvenliği tehlikeye düşmemelidir. Haydi hep birlikte ortak aklı kullanmaya…
Elbette Devletimize düşen görevler vardır ve aynı şekilde halkımıza da düşen görevler vardır. Ortak hareket kabiliyetimizin en yüksek olduğu an “Gaza geldiğimizde” oluyor. Elbette bu kontrolsüz ve neticesi nereye varacağı belli olmayan durum da, hem bize hem de devletimize zarar veriyor.
Son eylemler hepimize yine gösterdi ki “Ortak aklı” kullanmalıyız. Devlet tarafından bakıyorsunuz devlet haklı, vatandaş tarafından bakıyorsun vatandaş haklı, uluslararası milletlerin gözünden bakarsanız onlarda haklı. Yani son eylemde herkes kendince haklı ama bir gerçek var ki; sorun varsa bunları biriktirmek ve bir süre sonra sokakta hükümeti devirmeye çalışmak, bu milletin kabul edeceği bir durum değildir. Yine bu millet hiçbir zaman devletini emanet ettiği başbakanına, cumhurbaşkanına küfür etmez edenleri de sevmez.
Eylemcilerin masumluğu tartışma konusu olmuş ise, uluslararası güçlerin ülkemizdeki bazı önemli yatırımlara engel olmak için bu vb. eylemleri desteklediği algısı halkımıza yansır ise, işte o zaman bir sonraki seçimde hükümetin oyları düşmez aksine artar. Peki, o zaman neden sokaklarda “ hükümeti devirme” eylemleri yapılsın? Neden kamu malları yakılsın yıkılsın? Kimin parası o yakılanlar?
Diğer taraftan başbakanımızın son dönemde üst üste yaptığı söylem hatalarını da anlamak mümkün değil. Eğer bu bilinçli değilse hatadır, eğer bilinçliyse bu bir sonraki seçime hazırlık olabilir mi? Ama bir de sokaklarında kavgaların olduğu, canların yandığı, ekonomik ve sosyal olarak ciddi darbe görme ihtimali olan ve yıllardır bu konuda gecesini gündüzünü katarak hizmet etmiş emek vermiş bir başbakanın yerine koyun kendinizi ve ona göre bir daha yorumlayın. Diğer taraftan bir ülkenin en önemli teşkilatı olan yani devletin olmazsa olmazı olan güvenlik kuvvetlerinin hak etmediği eleştiri ve toplum gözünde küçük düşürme ve itibarsızlaştırması var ki bu konuda da halkım meseleye doğru bakar. Siz ne kadar bu milletin asker ve polisine karşı yalan yanlış veya onları aşağılayıcı çalışma yaparsanız yapın, bu halkta sevgi ve saygının artmasını sağlayacaktır.
Ülkemizde hangi ırk ve görüşten olur isek olalım, gelin el ele verelim ve meseleleri kendi kontrolümüzde götürelim. Eğer Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek'in anlattıkları doğru ise ve bunu da halk doğru kabul ederse yıkmak niyetiyle sokaklara döküldüğünüz hükümet partisi oylarını artırmaya devam edecektir.
Gelin hep beraber şu eylemleri ve sonuçlarını bir değerlendirelim. Herkes kendine düşen eleştiri ve övgüyü alsın. Ortak hareket ve ortak akılla ülkemizdeki sorunları çözelim.
Ama bunu yaparken şiddet, nefret, kin, vurma, kırma ve insanlarımızın can ile mal güvenliği tehlikeye düşmemelidir. Haydi hep birlikte ortak aklı kullanmaya…
Yazarın Tüm Yazıları