Türkiye’de Esnaf ve Sanatkâr olacağına…
27 Ağustos 2014, ÇarşambaTweet |
Ülkemizde özellikle imalat ve üretimde aktif çalışan esnaf ve sanatkârların % 95'i ilkokulu bitirdikten hemen sonra yani 12 yaşında çıraklığa başlamış insanlardan oluşmaktadır.
Devletimize ve ailesine yükleri sıfırdır. Ancak gelin görün ki devletin onlara bakışı hiçte öyle değildir. Sözde gelişen ve adına “SİSTEM” dedikleri E-devlet sistemi içinde tamamen merkezden idare edilen ve yerelde yaşanan sorunları görmezden gelen bir elektronik sistem içinde holding ve devletten düzenli maaş alanlar ile aynı muameleye maruz kalıyoruz.
Devlet kurumları haksız rekabette bizi koruyamamıştır,
Vergi ve SGK primlerinde bize destekleyememiştir,
Gelişmemiz için bizlere özel projeler üretilememiştir,
Ustalık belgeleri değerini yitirmiş ve her gün yeni belgeler istenmeye devam edilmiştir,
Çıraklık, Kalfalık ve Ustalık artık sadece sembolik anlam taşımaya başlamıştır,
Devlete olan basit borçlarımızdan dolayı E-Haciz ve Tüm mallara haciz işlemleri kontrolsüzleşmiştir.
Devletin esnaf ve sanatkâra bakışı tamamen 'siz kaç paralık iş yapıyorsunuz ki'ye dönmüştür.
Üretim olmadan kalkınmanın olmayacağını herkes bildiği halde son yıllarda tüketim yapanlar üretim yapanlardan daha iyi itibar görmeye başlamıştır.
Sayılacak daha çok madde var, ama bu kadarı şimdilik yeter. Bunları neden mi yazıyorum; 1990 ve 2000'li yıllarda yaşanan ekonomik krizlerden sonra geçen bunca zamana rağmen daha henüz hiçbir olumlu gelişme olmamıştır esnaf ve sanatkarlarımız için.
Bizler söyleye söyleye dilimizde tüy bitti, ama sonuç maalesef hiç değişmedi. Eğer biz esnaf ve sanatkarlar bu konuda değişmez ve günü koşullarına göre gücümüzü kullanarak bazı hakları elde edemezsek, önümüzdeki 10 yılda bazı meslekler artık yok olacaktır. Bu insanlar zaten 20 yıldır perişan yaşıyor bu ülkede. Hiçbir sanatkar çocuğunu işyerinde tutmuyor ise, bunun haklı dayanakları var demektir.
Peki bu devran hep böyle döner mi? Bence dönmez gün gelir duvara toslarız. Araba, ev, arsa gibi mal alımları bu ülkeyi kalkındırmaz. Biz üretip dünyaya mal satar isek işte o zaman kazanırız.
Önümüzdeki ay Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) seçimi var. Şuan itibarıyla sürpriz olmaz ise bir değişim olacağını düşünmüyorum. Ankara ve Antalya’da görüşme fırsatı bulduğum Genel Başkan Sayın Palandöken de bu sorunların farkında ve çözüm yolu arıyor. İnşallah bu seçimden sonra ve biz de AYESOB ve Odalarımız ile yeni stratejiler ve çalışma alanları belirleyerek önümüzdeki süreçte Esnaf ve Sanatkarlarımızın “bu ülkede esnaf olacağına git devlette çöpçü ol” mantığının yanlışlığına ortaya koymaya çalışacağız.
AYESOB ve üniversitemiz ile yaptığımız protokol çerçevesinde konularla ilgili çalışmalar yapacağız ama esas olan sorunu olanın, sorunu olduğunu bilmesi ve çözüm için niyetli olması gerekmektdir bundan dolayıdır ki önce eğitim sonra hak ve menfaatleri koruma için eylem olmalıdır.
Biz Aydın olarak sorunlara hakimiz ve çözüm konusunda da fikirlerimiz var. Bunları yer ve zamanı geldiğinde ilgili, yetkili ve etkililere aktarmaya devam edeceğiz. Şu Torbayı bir an önce Meclis'ten geçirin Kurban Bayramı'nda da rezil bir bayram yaşamayalım, bayram bizimde hakkımız. Bizim de bir ailemiz ve çocuklarımız var.