Tarım gıda ve beslenme demektir.
Tarım toplumun yaşamasını temin eder yegane sektördür.
Tarım gelecek kuşakların sürekli sağlıklı olmasını sağlayan en önemli unsurdur.
Tarımın kendine has özellikleri bu sektörün önemini ortaya koymaktadır.
“Tarım sektörünü ‘evrensel’ ve ‘kurumsal’ nitelikleri bağlamında diğer sektörlerden ayırmaktadır. Tarımın evrensel özellikleri; üretim faaliyetlerinin dış egzojenlere bağlı olmasıyla ilişkilidir. Ülkelerin gelişmişlik düzeyinin elverdiği teknolojik yapılar aracılığı ile tarımsal üretim süreçlerinde etkilerini kontrol edebilen ülkeler, bu alanda diğer ülkelerden görece farklılaşabilir. Ancak biyoteknolojik uygulamaların geldiği düzey tarım sektörünün üretiminde doğanın etkisini kısmi olarak sınırlandırmaktadır. Kurumsal özellikleri ise ülkelerin ekonomik yapılarına bağlı özelliklerdir. Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin yapısal sorunları tarımı olumsuz etkilemekte iken gelişmiş ülkelerdeki kurumsal yapı farklı işleyiş kuralları ortaya koymaktadır. Bu yapılar tarımsal üretimden pazarlama aşamasına değin kendine özgü yapılardan soyutlanarak ekonomik bütünleşme aşamasının tamamlanmasına imkân sağlamaktadır (Günaydın, 2004: 97).
Anadolu ağızlarında Türk çiftçisinin ümidinin sürekliliğini ve üretme inadını anlatmak için “çiftçinin gönlünde kırk bahar bulunur” sözü yaygındır.Türk çiftçisi zarar etse de üretmeyi sürdüren milli bir görev anlayışına sahiptir.
Aynı zamanda tarım diğer sektörlere göre daha kırılgan bir yapıya sahiptir. Çünkü ,
“Tarımın; toprak ve iklim koşullarına dayalı yapısı nedeniyle üretim miktarı, ürün çeşitliliği, verim, depolama, dağıtım gibi konularda doğal şartlar etkili olmakta ve daima istenilen sonuçlar elde edilememektedir. Bu nedenle tarım sektöründe maliyet, miktar, fiyat ve gelir istikrarsızlığı, belirsizlik ve risk her zaman mevcuttur. Sanayi sektöründe uygulanan teknoloji kullanımı ile elde edilebilecek artan verimliliğin tarımda hayat bulması mümkün olmamakla birlikte sınırlı derecede makine kullanımı olmakta, sektör daha çok emek yoğun özelliğini korumaktadır (Saçık, 2019: 35). Sektörün ileri ve geri bağlantılarının yüksek olması nedeniyle sanayi sektörüne talep oluşturarak piyasaya katkı sağlamaktadır.
Tarım için en zor cevaplardan birisi fiyatlardır.
“Tarım dışı sektörlerde fiyatları tahmin etmek ve belirleyebilmek tarım sektörüne göre oldukça basittir. Fiyatı talep belirlemektedir. Tarımsal ürünlerde de fiyatları talep belirlemektedir. Ancak üretim fazlalığı-azlığı durumlarında talep kısa sürede değişememekte; fiyatların bazen aşırı düşmesine-yükselmesine neden olmaktadır. Tarımsal fiyatları çiftçiler ancak ürünü ekerken etkilemektedir. Ekim zamanı fiyatı yüksek-düşük olan tarımsal ürünün çiftçi tarafından bu ürüne ayırdığı alan genişletilebilir-daha az alan ayırabilir. Görüldüğü gibi çiftçilerin fiyatlara tepkisinde gecikmelerin olması dolayısıyla volatilite fiyatlar ile piyasanın düzenlenmesinin güç olduğu anlaşılmaktadır. Tarımsal ürünlerde tüketime uygun olarak üretimin planlanması güçtür (Gaytancıoğlu, 2009: 14-15).
“Tarım sektörü diğer sektörlere göre politika ve ekonomik analiz için geniş kapsamlı sonuçlara sahiptir. Tarım sektörünün diğer sektörlere oranla belirgin farklılıkları mevcuttur. Diğer sektörler de üretim sürecinde girdi ve çıktı arasında bilinen bir mühendislik ilişkisi mevcut iken tarımsal üretim süreci biyolojik ve belirsizliklere açıktır. Olumsuz şoklar, girdiler ve çıktılar arasındaki ilişkiyi bozmaktadır.”
Alıntı: Gülşah Arslan, Türkiye’de Uygulanan Tarım Sektörünün Temel Sorunları ve Uygulanan Tarım Politikalarının Türkiye Ekonomisi Üzerine Etkileri: 2000-2018. (NAİM ÖZDAMAR-DENGE YAZAR VE BUHARKENT MUHABİRİ)
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.