Takip Et
  • 14 Şubat 2022, Pazartesi

İçişleri Bakanlığı Çerçioğlu'nu koruyor mu?

Bahar gelmese de yüzünü göstermek için hummalı bir çaba harcıyor. Cemreler havaya, suya ve toprağa düşmek için bir birini kovalıyor. Çocuksu bir umut içimizi kaplıyor. Bu kadar güzel bir tabloyu anlatırken insanın gönlü başka bir güzellikle doluyor. Her ne kadar bizim Aydın bu tabloyu en çok hak edenler şehri olmasına rağmen öyle kucak dolusu doya doya yaşayamıyor. Nedeni, basireti kendinden menkul siyasiler ve hunharca halkın kaynaklarını kendi siyasi ikbal ve şahsi menfaatleri için harcayan yerel yönetim diyebilirim. Defaten söyledim, bu şehrin imkanlarını babanızın mirasından daha hoyrat harcamaktan kaçınmıyorsanız, bu şehre katacak hiçbir şeyiniz yok demektir. Şehre katma değer kazandırmak bir tarafa dursun, şehri talan etme gayesi dışında beklenti ve isteğiniz yok demektir.

Hasbelkader anlattıklarımız şehrimizin gerçekleri ve artık umudu tükenmiş bir toplum olarak bu yerel yönetime muhalefet etmesi gereken siyasilerin de kendi koltuk sevdaları ve Ankara’daki dayılarına şirin gözükmek haricinde bir emeklerinin, çabalarının olmadığını kabul etmiş durumdayız. Bu şehri, bu şehrin iktidar veya muhalefet siyasetçilerinin çözüm bulamayacağı aşikardır. Umudumuz merkezi yönetimdir. Tabi o da sesimizi duyan olursa düşüncesiyle, dilek ve temenni boyutu kapsamındadır.

Merkezi yönetimden bekliyoruz dedim ya anlatalım bakalım merkezi yönetimden beklediğimizi. Öncelikle siyasi iktidar partisinin adının başında yer alan eşit bir Adalet istiyoruz. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı hangi adaleti hak ediyor ve uygulanıyorsa, biz de aynısını istiyoruz. Çünkü biliyoruz ki kanunlar herkese eşit uygulanması adına yasama organı TBMM tarafından çıkarılıyor. Makamına, görevine, gücüne, zenginliğine göre Aydın Büyükşehir Belediye Başkanına farklı adalet, bize farklı adalet uygulanıyorsa, Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın yönettiği ülkenin en batısında yer alan bir şehir olan Aydın’da bunu hassasiyetle dikkate alacaktır kanaati taşıyoruz. Genel Başkanı olduğu Adalet ve Kalkınma Partisinin 20 yıllık iktidarını bu temel taşlar üzerine inşa ettiğine canı gönülden inanıyor ve destekliyoruz.

Adalet kısmını geniş geniş anlatmışken hadi bir de bürokrasi ve idari kısmına geçelim. Sn. Cumhurbaşkanımıza arz etmek isterim. Türkiye’de 15 Temmuz 2016 sonrası kaç belediye başkanı görevden alındı sorusuna, Sn. Cumhurbaşkanımız takdire şayan bir devlet hakimiyetiyle bir çırpıda hatırlayabilir ve açıklayabilir, bundan hiç kuşkum yok. Bunlardan CHP’den örnek vermek gerekirse mesela 8 Aralık 2017’de Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi, 4 Ocak 2018’de Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Haznedar, 18 Aralık 2019’da Urla Belediye Başkanı Burak Oğuz, 8 Ekim 2020’de Yalova Belediye Başkanı Vefa Salman, 27 Kasım 2020’de Menemen Belediye Başkanı Serdar Aksoy, son olarak da 2 Aralık 2021’de Kıyıköy Belediye Başkanı Ender Sevinç, İçişleri Bakanlığı tarafından Anayasanın 127. Maddesi ve 5393 Sayılı Yasanın 47. Maddesindeki hükme dayanarak, kesin hükme kadar görevden uzaklaştırmıştır. Bu konuda hiçbir beis yoktur. Kanunun gereği yerine getirilmiş ve bunun Anayasal bir dayanak olduğu da gayet açıktır.

Belki hangi suçlar şüphesi ve zanlısı olarak adli soruşturmaları ve kovuşturmaları devam ediyor bilmek isterseniz. Urla Belediye Başkanı hariç hemen hepsi zimmet, irtikap, rüşvet, ihaleye fesat, evrakta sahtecilik ile ilgili suç şüpheleriyle yargılamalarına devam ediliyor. Urla Belediye Başkanı ise FETÖ Terör Örgütü üyeliği zanlısı olarak yargılanmakta. Buraya kadar anlaşılmayan bir şey olduğunu düşünmüyorum. HDP’li belediyelerden bu terör iltisakı konusunda görevden almaları hepimiz kanıksadık hatta bunun diğer belediyelerle karıştırılmaması gerektiği ifade edilmektedir. Şimdi suçlunun HDP’lisi, CHP’lisi olmaz da. Suç suçtur, bunu yapan AK Partili de olsa cezası kesilmelidir. Zaten kaldı ki Şırnak’ta çok yeni 3 AK Partili Belediye başkanı için yargı emsal konularda şeffaf şekilde kararını vermiş ve İçişleri Bakanı’nın görevden uzaklaştırmasını talep etmişti.

Niçin ülke genelinde her şey bu kadar açık ve net iken, tüm belediyeler için yasalar istisnasız işlediği bir ortamda AK Partilisi, CHP’lisi, HDP’lisi adalet ve bürokrasi önünde eşit olduğu kabul edilmişken, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Sn. Özlem Çerçioğlu’nu diğer belediye başkanlarından ayıran nedir?

Sn. Cumhurbaşkanım; İçişleri Bakanımız Sn. Süleyman Soylu’ya hiç sorma gereği hasıl oldu mu merak ediyoruz.

“Diğerlerin ayıran derken ne demek istiyorsun evladım, açık konuş” diyebilirsiniz ve hemen bu konuyu arz etmek istiyorum Efendim. Biliyorum ki bu konuda bilgi sahibi olmuş olmanız Aydın’ın ve Aydınlının geleceği açısından hayati önem taşımaktadır. Bu vesileyle Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan’a arz ederim: Yukarıda suç şüphelileri ve zanlıları olarak saydığım belediye başkanlarının, Sn. Özlem Çerçioğlu hariç tamamı Anayasamızın 127. Maddesi ve 5393 Sayılı Yasanın 47. Maddesi gereği görevlerinden uzaklaştırılmıştır. Bu belediye başkanlarının her birinin benzer suç şüphesi ve zanlarıyla ilgili haklarında açılmış dava sayısı Sn. Çerçioğlu hakkında açılmış kovuşturma ve soruşturma dosyalarının yüzde 10’u kadar bile yoktur. Ayrıca hali hazırda örgütlü suçlar bürosu dahil olmak üzere 80 civarında soruşturma ve 20 civarında kovuşturmanın zimmet, ihaleye fesat, görevi kötüye kullanma, edimin ifasına fesat, evrakta sahtecilik gibi suçlardan dolayı Sn. Çerçioğlu şüpheli ve zanlı olarak dosyalarda yer almaktadır. Hepsi de göreviyle alakalı dosyalar olduğu bilindiğinden, Anayasamızın 127. Maddesi de görevleri ile ilgili soruşturması ve kovuşturması olan belediye başkanları kesin hükme kadar görevden uzaklaştırılabilir hükmünü de kabul ediyorsak, neden diğer belediye başkanlarına uygulanan bu hüküm ülkemizde en çok soruşturması ve kovuşturması bulunan belediye başkanı hakkında uygulanmıyor sorusuna biz cevap bulamadığımız için gerekli cevabı kabineniz üyesi Sn. Soylu’dan sizin alabileceğinizi ümit ediyoruz.

Bu kişiler hakkında uygulanan yasa hükümleri, Çerçioğlu örneği sebebiyle bozma sebebi olarak hukuk mücadelesine neden olabilir. Böyle bir durumun yaşanması, bakanlık düzeyinde anayasal düzeyde sorunlara sebep olabileceği malumunuzdur. İlettiğim hususlar göz önünde tutulduğunda dilerim ülke geneline yansımış olan adalet ve bürokratik eşitliğin tüm ülkedeki ölçüsünde Aydın için de vukuu bulmasını saygılarımla arz ve talep eder ve yakın bir tarihte atlatmış olduğunuz salgın rahatsızlığı sebebiyle geçmiş olsun dileklerimi iletirim.

Not düşmek isterim; ekran görüntülerini koyduğum görevden uzaklaştırmalar örnektir. Kim ne kadar suç şüphesiyle görevden alınırken Sn. Özlem Çerçioğlu kaç soruşturma ve kovuşturmayla görevine devam ediyor resmi kaynaklar ve kayıtlar tarafından incelendiğinde haklılığım gün gibi ortaya çıkacaktır.

Bence günün değil Aydın’ın son dönemdeki sözü….

“Suçu açığa çıkarmak suç olarak kabul ediliyorsa, suçlular tarafından yönetiliyorsunuz demektir..” Edward Snowden 

 

BELGELER İÇİN TIKLAYINIZ..

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.