Geçtiğimiz haftanın çetin hava şartları artık etkisini yavaş yavaş azaltırken, rehin alınmış cemrelerin önümüzdeki günlerde etkisini göstermesi bekleniyor. Aydın’da havalar bu yönde ilerlerken, ahvaller ne halde biraz da bunları değerlendirelim. Aydın Adliyesinden yükselen kar, boran, tipinin çoktan Aydın Büyükşehir Belediyesine ulaştığı görülmekte. Geçtiğimiz hafta kaleme aldığımız Aydın 3. Ağır Ceza mahkemesi tarafından kabul edilen iddianame sonrası ortalık epey bir buz kesti. Kaygan zeminde durumu idare etmeye çalışanlar ise buz üstünde dans yetenekleriyle yaşanılacakları savurmaya çalışıyor. Tabi biz de fikir işçileri olarak gündemi yakından takip etmeye devam ediyoruz. Evet, Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede neler yer alıyor, hatırlayalım isterseniz. Ne iddia edilmiş suç olarak? Görevi kötüye kullanma. Peki Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı dahil 33 sanık arasında memur olanların görevi kötüye kullanma nedeni nedir? Resmi belgede sahtecilik…
Bu suçu görevleri ile ilgili işledikleri için de soruşturma iznine tabi olarak 4483 sayılı yasaya dayanarak soruşturma izni talep edilmiş İçişleri Bakanlığı’ndan. Gerekli soruşturma izni bakanlık tarafından verilince, yasal hakları olan Danıştay’a itiraz hakkı kullanılmış ve bu itiraz da yerinde görülmeyerek ret edilmiş. Sonra ise yargılama sürecinin başlanmasına bir engel kalmamış. Tabi savcılık incelediği evraklarda aynı suçun defaten işlendiğini ve aynı iş için yapıldığını tespit edince de TCK 43. maddesi işlettirilerek, zincirleme hükümler çerçevesi uygulanması gerekliliği ile hazırlamış iddianamesini. Buraya kadar olağan süreç işlerken, kimlerin damına kar yağdı kestirmek pek mümkün olmuyor tabi.
Lakin 3. Ağır Ceza Mahkemesine geçtiğimiz hafta Sn. Çerçioğlu vekili tarafından verilen dilekçe, soğuk zamanlarda soğuk espiri misali ürpermelere neden oldu, sanıklar ve yakınları arasında. Neden bahsediyordu dilekçe de bu kadar buz kesti ortalık, merak edenlere hemen iletelim. Diyor Çerçioğlu Müdafi Avukat “hemen yargılamayı durdurun…” Neden sorusuna ise evet siz soruşturma izni almışsınız ama bunu görevi kötüye kullanma için almışsınız, evrakta sahtecilik için soruşturma izniniz yok, hemen durdurun yargılamayı diyor. Ha ha ha dedim dilekçe içeriğini öğrendiğimde, sesli gülme haliyle. Müdafa etmek için kendini paralayan avukat arkadaş zannediyorum görevi nasıl kötüye kullandıklarını bilmiyor olsa gerek çünkü görevini evrakta sahtecilik olarak işlediği iddiasıyla zaten soruşturma izni verilmişse, bir de evrakta sahtecilik için soruşturma izni var demek. Biz bu işi yaptık ama hadi bir kıyak yapın da yargıyı biraz daha oyalamaya hakkımız olsun demek. Hani, ya iktidar olursak bu işler kapatılır gider demenin de başka bir dile gelişi olarak da kabul edilebilir. Tabi bu yaşananlar silsilesi sonrası gözler mahkemenin vereceği kararda. Ne yönde bir karar çıkacak, hep birlikte izleyip göreceğiz. Bununla sınırlı mı davaya dönüşmesi beklenen soruşturmalar diye sorular alıyorum son zamanlarda. Elbette hayır. Denizde kum, Aydın Büyükşehir Belediyesi yönetimi ve Sn. Özlem Çerçioğlu’nda soruşturma ve kovuşturma. Say say bitmez, aç aç kesmez.
Mesela asfalt çok alangirli. Teknik takipler, itiraf gibi beyanlar, alınanlar, verilenler, her tarafı ayrı bir suç olduğu iddia edilen bir soruşturma. Akıbeti merak konusu. Bir de çöp süpürme konusu var. Bu hani çöp kamyonlarının kiralandığı ihale soruşturması evlere şenlik. 90 milyon lira ödemişiz, 36 ayda çöp kamyonlarını kiralayan şirkete ve sanki tek çöp kamyonu onlarda varmış gibi de adamın şirketinin envanterinde hangi araçlar varsa onların listesiyle çıkmışız ihaleye. Sonra hooop ödenen toplam paranın yarısının yarısına belediye malı olabilecek kamyonlar üzerinden indire gandinin alası yapıldı iddiası var. Tabi bir de tutuklu bulunan Erkan Karaarslan’ın bu ihaleyle ilgili mülkiye başmüfettişine verdiği ifadeler var. Diyor Sn. Karaarslan, bu ihaleyi önce ben hazırladım. Yasa gereği, içinde personel maaşı da vardı. Maliyet ise 1,5 milyon liraydı. Sonra yasa gereği taşeron kanunu çıkınca personel maliyeti çıkarıldı. Ama 15 Temmuz’dan sonra ben tutuklanınca aynı ihaleyi belediye yönetimi aylık 2,5 milyon liraya toplamda 90 milyon liraya verildi demiş. Yetmemiş bir de aylık 1,5 milyona bu işi almak isteyen ve hatta alan şirket yetkilileri 1,5 milyona kendilerinin alması halinde 250 bin lira başkana veririz dediler demiş. Eeeee aylık 2,5 milyona aldıklarına göre ne kadar başkana verdiklerini kendileri söylemesi gerektiğini anlatmış. Sonra mı? İçişleri Bakanı tarafından imzalı soruşturma izni verilmiş, Danıştay’a itiraz etmişler her zamanki gibi ama duyumlara göre yine ret edilmiş. Şimdi ise yeni bir dava konusu olacak mı merakımızı hala gideremedik. Hala gözler Adliye’de. Çöp süpürme konusunda dava kimleri süpürecek soruları arasında. Sampaş var, daha hiç konuşamadık. Eman var, 29 yıllık sömürü tesisi, pardon katı atık bertaraf tesisi soruşturması.
Yani anlayacağınız Aziz Aydınlılar, var da var. Onlarca soruşturma, onlarca kovuşturma ama sorsak hiç birinizin haberi yok. Bu soruşturma ve kovuşturmalar hep sizin hakkınız olan paralar üzerinde yönetim hakkına usulsüzlük, yolsuzluk karıştığı iddiasıyla devam ediyor. Ama tabi siz bi habersiniz, o ayrı mesele. Bunları konuşabilecek düzeyde milletvekilini seçmediğiniz için seçtiğiniz belediye başkanının yeterince denetlemediğiniz için siz de suçsuz sayılmazsınız. Biz de haber verme kabiliyetini sizlere bunlara ulaştıracak düzeye getirmediğimiz için suçluyuz. Bürokrasi ve yargı da halen bu iddialara karışmış kişilere şehrin yüz milyonlarını yönetmek hakkını tanıdıkları için suçlular bence çünkü şüphe yaptırımı getirir. Evinizin kapsını açık bırakırsanız, hırsızlıktan şikayetçi olamazsınız. Kamu bütçesi yönetenler şaibeye bulaşmışsa, o bütçeyi yönetmeye devam etmesine müsaade ederseniz, hesap sorma kabiliyetiniz sorgulanmaya başlar ki, bu da adalete olan güveni zedeler. Buna mahal vermemek için gereklilikleri bilmek ve uygulamak gerekir. Siyaset kurumunun da bunu önemle ve özenle denetlemeleri gerekmektedir. Şuana kadar saydığımız nitelikler konusunda şikayetlerimiz var. İnşallah bundan sonrası için umut verici gelişmeler yaşanır.
Mesela Bilecek kadar hassasiyet gösterilmek isteriz. Yalova kadar önemsenmek, Menemen kadar idari uygulamalar bekleriz. Tüm örnekler için kötü emsaller oluşsun istemiyorsak, Anayasanın 127. Maddesi ve 5393 sayılı kanunun 47. Maddesi bugüne kadar kimler için işletildi? Bu idari yaptırıma maruz kalan belediye başkanları ile Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı arasında idari ve hukuki kıyaslama yapmak, sorgulamak ve gerekli bakanlığı bu durumu bildirmek ve iletmek Aydın iktidar milletvekillerinin asli görevidir.
Bunu yapmaktan imtina eden hangi milletvekili olur ise hesabını onu seçen Aydınlılara versin. Eğer nerden bilecekler diye düşünen olursa saygı değer vekillerin arasında, inanın bizzat kapı kapı dolaşıp anlatacağım. Memleket soyulurken, bu arkadaşlar herkesçe bilinen 3 maymunu oynamaya devam ediyorlardı. Hatta biz bağırdıkça onlar anlamsız bir şekilde konulara sırt çeviriyorlardı derim. Sonra darılmaca gücenmece olmasın. Bir de vekil namzeti olan iktidar il başkanımız var. Ona da hatırlatmak isterim. Avrupa Birliği’nin yolu Diyarbakır’dan mı geçer bilemem ama vekilliğin yolunun bu umursamazlıktan geçmediği kesin. Hani belki duymak istersin, ben önceden söylemiş olayım. Öpüyorum gözlerinizden. Kalın sağlıcakla…
"Suçu açığa çıkarmak suç olarak kabul ediliyorsa, suçlular tarafından yönetiliyorsunuz demektir!.." (Edward Snowden)
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.