Takip Et
  • 16 Şubat 2021, Salı

MİRASÇILIK BELGESİ (VERASET İLAMI) NEDİR?

Kişilerin yaşamlarının sona ermesi sonrasında aktif ve pasif malvarlıklarının akıbeti bakımından bir takım soruların yanıtları miras hukuku alanı içerisinde yer almaktadır. Bu noktada ölen kişinin geride kalan mirasçılarının tespiti bu haftaki yazımızın konusu olan mirasçılık belgesi ya da bilinen diğer adı verasetname ile mümkün olmaktadır. Peki mirasçılık belgesi hangi hükümler çerçevesinde düzenlenmiştir ve bizim için esas önemi nedir?

            Mirasçılık belgesi bir diğer deyişle verasetname; miras bırakanın vefatından sonra ardında kalan mirasçıları ve bu mirasçıların miras pay oranlarını gösteren bir belgedir. Dolayısıyla bir mirasta hak sahibi olunduğunu göstermesi bakımından oldukça önem arz etmektedir.

            Verasetname takdir edileceği üzere miras bırakanın ölümünden sonra elde edilecek bir belgedir. Zira bir kimsenin mirasçı sıfatını kazanabilmesi bakımından öncelikle miras bırakacak kişinin ölümünün gerçekleşmesi gerekmektedir. Miras bırakanın vefatı akabinde verasetnamenin ne şekilde düzenlendiği ve kimler tarafından alınabileceği Türk Medeni Kanunu’nda yer alan 598. Maddede düzenlenmiştir. İlgili madde;

“Başvurusu üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere, sulh mahkemesince veya noterlikçe mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verilir.”  şeklinde düzenleme içermektedir.

Esasında 2011 yılı mart ayına kadar mirasçılık belgesi yalnızca Sulh Hukuk Mahkemeleri tarafından hazırlanmakta iken bu tarihten sonra resmi gazetede yürürlüğe giren yeni kanun çerçevesinde noterler de mirasçılık belgesi hazırlamak için yetkili olarak düzenleme altına alınmıştır. Dolayısıyla mirasçılık belgesi temin etmek için Sulh Hukuk Mahkemesi veyahut noter arasında herhangi bir fark bulunmamakla birlikte Türk vatandaşı olmayan kimselerin mirasçılık belgesi almak için Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurması gerekmektedir. Bunun yanı sıra noter kanalıyla mirasçılık belgesi alabilmek için talepte bulunan mirasçının yasal mirasçı olması gerekmektedir. Aynı zamanda miras bırakanın ölmeden önce vasiyetname ya da mirasçılık sözleşmesi yapmamış olması ve mirasçılar ile miras bırakanın evlatlık olmaması / ölüm tarihlerinin aynı gün olmaması / gaiplik durumunun olmaması gerekmektedir. Son olarak miras bırakanın 23.11.1990 tarihinden evvel ölmesi ve eşinin hayatta olması durumunda mirasçılık belgesi alabilmek için Sulh Hukuk Mahkemesine başvurulması gerekecektir. Bunun yanı sıra mirasçılar, avukatları vasıtasıyla da bu belgeyi alabilmektedir. Bu hususun özellikle yurt dışında yaşayan ve Türkiye’ye gelemeyecek olan kişiler için mirasçılık belgesinin temin edilmesi bakımından başvurulabilecek yollardan olması nedeniyle de bilinmesi gerekmektedir.

Mirasçılık belgesi yasal veya atanmış her mirasçı tarafından talep edilebilir. Bir kimse ile kan bağı ve akrabalık ilişkileri dolayısıyla mirasçı olabileceği gibi miras bırakanın kendisini mirasçı olarak vasiyet etmesi ile de mirasçı olabilecektir. Atanmış mirasçı kendisinin mirasçı olduğunu öğrendikten sonra 1 ay içerisinde kimsenin itirazının olmaması durumunda bu haklarına dair mirasçılık belgesi talep edebilecektir. Bu belgenin bir mirasçı tarafından talep edilmesi yeterlidir, tüm mirasçıların ayrı ayrı başvurması gerekmemektedir. Alınan veraset ilamı tüm mirasçıları kapsamaktadır ve hepsi tarafından kullanılabilir. Mirasçıların yanı sıra, miras bırakanın borçlarından ötürü icra kanalına başvurularak mirasçılardan bu borçların talep edilebilmesi bakımından Yargıtay, alacaklı kimselerin de mirasçılık belgesi çıkarma haklarının olduğunu kabul etmektedir.

Mirasçılık belgesinin talep edilmesi bakımından kanunda herhangi bir hak düşürücü süre öngörülmemiştir. Fakat mirasçılara miras bırakan tarafından herhangi bir taşınmaz mal miras olarak kalmış ise; mirasçıların 3 ay içerisinde mirasçılık belgesi çıkarması gerekmektedir. Zira kendisine veraset ve intikal yolu ile taşınmaz mal kalan kişiler vergi mükellefidir. Dolayısıyla ilk 3 ay içerisinde mirasçılık belgesini çıkartarak veraset ve intikal vergisi için emlak beyanında bulunmaları gerekmektedir.

Verasetname Türk Medeni Kanunu çerçevesinde resmi belge niteliğinde olup mirasçılık sıfatının varlığına karine oluşturur. Bunun anlamı mirasçılık belgesi aksi ispatlanıncaya kadar geçerlidir ve aksi her zaman ispatlanabilir. Aksi ispatlanan kadar belgede yer alan kişiler mirasçı sayılır ve mirasçılık belgesinin iptaline dair dava açmak için herhangi bir süre öngörülmemiştir.

            Mirasçılık belgesi bakımından Sulh Hukuk Mahkemesinde görülecek iş çekişmesiz yargı işlerinden olup ivedilikle çözüme kavuşturulacaktır. Mirasçılar miras bırakanın ölüm belgesi, vukuatlı nüfus kayıt örneği ve dava dilekçesi ile başvuru yapabileceklerdir. Yukarıda izah ettiğimiz üzere mirasçıların kimler olduğunu ve pay oranlarını tespite yarayan mirasçılık belgesi miras bırakanın kalan mal varlığı ve bunun paylaşımı bakımından son derece önem arz etmektedir. Aynı zamanda mal varlıklarının devri, pasif mal varlıklarının karşılanması veyahut miras bırakanın kurum ve kuruluşlarda yer alan kayıtları açısında da mirasçılık sıfatını ispatladığı için gereklidir. Bu noktada yasal ya da atanmış mirasçı olarak sürecin, mirasçılık belgesinin alınması aşaması da dahil olmak üzere dikkatli ve gerektiği takdirde avukat ile takibinin yapılması ileride hak kaybına uğramamayı sağlayacaktır. 

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.