Takip Et
  • 2 Mart 2021, Salı

HASAR DANIŞMANLIK ŞİRKETLERİ

Bu haftaki yazımızda, özellikle trafik kazası, sigortalar ile alakalı hususlar gibi sorunlar bakımından mağduriyet yaşamış birçok kişinin mağduriyeti akabinde avukat olarak bizlere başvurduğu ve hakkında sık sık sorular yönelttiği konulardan biri olan hasar danışmanlık şirketlerinin - müvekkillerin soruları ve şikayetleri çerçevesinde - hukuki durumunu ele alacağız.

Trafik kazaları gibi maddi ve manevi tazminat gerektirir ve sigorta ödemesi kapsamında bulunan tazminat kalemleri bakımından “Hasar Danışmanlık” adı altında faaliyet gösteren şirketler artık sayıları binlerle ifade edilecek kadar çoğalmıştır. Peki bu tekelleşme hukuki çerçevede nasıl değerlendirilmektedir? Ya da vatandaşın bu noktada mağduriyeti nasıl şekillenmektedir?

Belirttiğim üzere bu şirketlerle alakalı kazazedeler ya da yakınları tarafından bizlere sıklıkla sorular yöneltilmektedir. Örneğin, kaza geçirdik ve bizi hasar danışmanlık şirketinden arayarak ücretsiz tazminatlarımızı alabileceklerini söylediler ya da bize 400.000 TL tazminat alacaklarını söylediler veya bize anlaşmalı doktor ve hastanelerinin olduğunu ve maluliyet oranımızı yüksek göstereceklerini söylediler gibi türlü türlü soruların yanıtı aranmaktadır.

Hasar danışmanlık şirketleri adı altında iş yürüten bu kuruluşlar tabiri caizse azrailden evvel kaza yerine varmaktadır yani ülkenin her yerinde meydana gelen kazalar genelde kaza mahalinde ya da hastanelerin acil servislerinde bu şirketler tarafından yoğun bir çalışma ile takip edilmektedir. Zira bir kazanın gerçekleşmesi ile kazazededen ya da hak sahibi yakınlarından vekaletname alabilmek amacıyla hemen harekete geçmektedirler. Bu kişilere her türlü dosya masraflarının kendiler tarafından karşılanacağı bildirilerek işlemleri başlatmaktadırlar.

Bu tür şirketler genellikle kazazede ya da yakınından vekaletname alarak onlar adına sigorta tazminatları takip etme suretiyle iş yürütmektedirler. Fakat noterde verilen bu vekaletnamelerde çoğu zaman avukat tayin edilmemektedir ve vekaletname iş takibi bakımından 30-40 kişinin adının yer aldığı şekilde düzenlenmektedir. Akabinde şirket ile başvuran arasında genelde vatandaşın içeriği hakkında bilgilendirilmediği bir sözleşme imzalanmaktadır. Esasında burada çoğu kişi neye imza attığını bilmemektedir. İşin takibinin neticelenmesi ile tahsilat aşamasına gelindiğinde de şirketler tahsil edilen paranın çoğu zaman yarısına yakın ve hatta fazlasına tekabül eden tutarı masraf ya da komisyon adı altında almaktadır. Yani ücretsiz takip edildiği söylenen dosyalardan tahsilat aşamasında rapor, doktor, yol, komisyon gibi birçok masraf kalemi çıkmaktadır. Dolayısıyla burada da vatandaş tazminat alacağından bu şekilde mahrum edilmiş olmaktadır. Meydana gelen mağduriyetlerin örneklerle çoğaltılması mümkün olmakla birlikte herhangi bir mağduriyet yaşanmadan tazminatlarına kavuşmuş kimseler ise istisnadır. Yine de bu istisnalar çerçevesinde dahi gerçekleştirilen işlemler hukuka uygun değildir.

Tam da bu noktada hasar danışmanlık şirketlerinin hukuken hangi zeminde değerlendirileceği sorusunun yanıtına gelecek olursak; Anayasa çerçevesinde Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Bu nedenle kanunlar dahilinde iş yürütülmelidir. İşbu hususta Avukatlık Kanunu’nun 35. Maddesi bize ihtiyacımız olan cevabı vermektedir.

Yalnız avukatların yapabileceği işler:

Madde 35 – Kanun işlerinde ve hukuki meselelerde mütalaa vermek, mahkeme, hakem veya yargı yetkisini haiz bulunan diğer organlar huzurunda gerçek ve tüzel kişilere ait hakları dava etmek ve savunmak, adli işlemleri takip etmek, bu işlere ait bütün evrakı düzenlemek, yalnız baroda yazılı avukatlara aittir.

Açıkça belirtildiği üzere hukuki hizmet vermek yetkisi sadece avukatlara tanınmış bir yetkidir. Buna rağmen hasar ve danışmanlık hizmetleri çerçevesinde münhasıran avukatlık işleri muvazaalı şekilde yürütülmektedir. Bu çerçevede söz konusu şirketlerin yasa hükümlerine aykırılık dolayısıyla hukuki sorumluluğun yanı sıra cezai sorumlulukları da söz konusudur. Adana 20. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen dava sonucunda, “Hasar Danışmanlık Şirketi” adı altında faaliyet gösteren şirketin, 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu’nun 48. Maddesinde yer alan “avukata çıkar karşılığında iş getirme” kapsamında aracılık faaliyetinde bulunduğuna hükmederek şirket yetkilisi sanığın 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

Bunun yanı sıra 22.07.2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 57.maddesi çerçevesinde hasar danışmanlık şirketlerinin vekalet alarak işlem yapma olanağı açıkça sonlandırılmıştır.

Vatandaşlar çoğu zaman kendisinin masraf ödemeyeceği ve yüksek meblağların vaat edildiği yukarıda açıklanan durumlara inanarak hasar danışmanlık şirketleri ile iş yapmaktadırlar. Tahsilat noktasında ise kendisine çok cüzi ve küçük rakamların ödenmesi ile avukatlara danışarak bir çözüm aramaktadır. Bu aşamadan sonra da yaşanılan mağduriyetlerin giderilmesi pek mümkün olmamaktadır. Dolayısıyla bu tarz durumlarla karşı karşıya kalmamak için; bu tarz kişi ve kurumlardan gelen telefonlara ya da verilen vaatlere veyahut aracı/komisyonculara itibar etmeyiniz. Zira 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu’na göre; avukatlık ve hukuki danışmanlık hizmetlerini sadece avukatlar verebilir. Aynı zamanda yürürlüğe giren son yasa kapsamında bu şirketlerin iş yapmaları olanağı sonlanmıştır. Atılabilecek en doğru adım bir avukata danışmaktır. Böylelikle dosyanız hakkında etkin bir iletişim sağlayacak, genel hatları ile gerekli hususların tamamını istişare edebilecek ve mağduriyet yaşamanızın önüne geçebileceksiniz.

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.