İş kazasının ne olduğuna ve kanunen hangi hallerin iş kazası olarak kabul gördüğüne önceki haftalarda değinmiş idik. Bu haftaki yazımızda ise meydana gelen bir iş kazası sonucunda hak sahiplerinin açabileceği tazminat davalarını ele alacağız.
İşçinin mevcut iş ilişkisi dolayısıyla işverene ait işyerinde yaralanması ya da ölmesi halinde; işverenin, işçinin kendisine ya da hak sahibi yakınlarına ödemek ile yükümlü tutulabileceği kalemler tazminat davasının konusu oluşturmaktadır. Burada hem asıl işverenin hem de taşeron işverenlerin sorumluluğu söz konusu olabilmektedir.
İş kazasının meydana gelmesi ile birlikte yapılması gerekli olan bir takım hususlar mevcuttur. İşyeri kaza raporunun düzenlenmesi ve bu tutanağın şahitler ile birlikte imzalanması gereklidir. Akabinde kaza ilgili kolluk birimine bildirilir ve derhal yani en kısa süre içerisinde bağlı olunan Sosyal Güvelik Kurumuna bildirim yapılmalıdır.
Kaza neticesinde yaralanma ya da ölümün meydana gelmesi halinde; yaralanan işçinin ya da ölen işçinin mirasçılarının maddi ve manevi tazminat talep etme hakları mevcuttur. Söz konusu tazminat davaları yükümlülüklerini yerine getirmeyen ve kazanın meydana gelmesinde kusurlu olan işveren ya da işverenlere karşı açılacaktır.
Maddi tazminat davası; iş kazası geçiren işçinin cismani zarara uğraması halinde söz konusu zararın giderilmesi talebiyle açılabilmektedir. İşçinin iş kazası sonucunda bedensel zarara uğraması, tedavi giderleri, zarardan dolayı çalışmadığı sürelerdeki kazanç kaybı, çalışma gücünün kısmen ya da tamamen yitirilmesi ve bunlara bağlı olarak ortaya çıkan kayıplar maddi tazminat davası ile talep edilebilmektedir. İşçinin iş kazası sonucunda ölmesi halinde ise ölen işçinin mirasçıları; destekten yoksun kalma dolayısıyla uğradıkları kayıp başta olmak üzere, cenaze giderleri, tedavi giderleri gibi zararlardan ötürü maddi tazminat davasını açabilmektedirler.
Destekten yoksun kalma tazminatı; işçinin iş kazası dolayısıyla ölmesi halinde talep edilebilmektedir. İşçinin hayatta iken destek verdiği kimseler, işçinin ölümü dolayısıyla bu destekten mahrum kalacaktır. Bu desteğin ortadan kalkması dolayısıyla işçinin destekten mahrum kalan yakınları bu tazminat kaleminin talep edebilmektedir.
Gerçekleşen iş kazası ile birlikte işçinin iş göremezlik tazminatı alması da söz konusu olabilecektir. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından görevlendirilen müfettişler tarafından tanzim edilmiş ya da sağlık kurulu raporu ile belirtilen geçici süre ile çalışamama hali için işçiye bir miktar ödeme yapılmasına karar verilecektir. İşçinin sağlık raporu nedeniyle geçici olarak çalışamaması söz konusu olacaktır ve bu da işçinin kazanç kaybına uğraması sonucunu doğuracaktır. Bu nedenle işçiye geçici iş göremezlik tazminatı ödenecektir. Şayet işçinin kalıcı sakatlığı söz konusu ise işçiye ödenecek tazminat sürekli iş göremezlik tazminatıdır. Bu tazminat hesaplanırken işçinin ve işverenin kusuru ile maluliyet oranı yani sakatlık oranı dikkate alınmaktadır. Bu tazminat kaleminin ödenebilmesi için işçinin maluliyet oranının en az %10 olması gerekmektedir.
Manevi tazminat davası ise; yaralanan işçinin bedensel bütünlüğünün zarara uğramasından ötürü ya da ölen işçinin yakınlarının ölümden dolayı elem ve keder duymasından ötürü açılabilmektedir. Kişi ya da kişilere, meydana gelen kazadan dolayı içerisinde bulundukları manevi durum ve somut olay göz önüne alınarak uygun görülecek bir manevi tazminat tutarı ödenecektir. İş kazası dolayısıyla zarar gören veya ölenin yakınları için manevi tazminata hükmedilebilmesinin bir takım şartları söz konusudur. Öncelikle iş kazasına neden olan bir eylemin varlığı şarttır. Akabinde bu eylem sonucunda bir zararın meydana gelmesi gerekmektedir. Nihayetinde eylem ve zarar arasında bir illiyet bağı yani nedensellik bağı olmalıdır. Eylem hukuka aykırı nitelikte olmalıdır ve işçinin bu eylemden ötürü zarara uğraması gerekmektedir.
İş kazasından ötürü açılabilecek tazminat davalarında görevli mahkeme İş Mahkemesidir. İş mahkemesi bulunmayan yerlerde iş mahkemesi sıfatı ile Asliye Hukuk Mahkemeleri davaya bakmaktadır. Yetkili mahkeme ise işverenin ikametgahı ya da kazanın gerçekleştiği yer mahkemesidir.
Bu tazminat davalarının zamanaşımı süresi yani dava açma süresi; iş kazasının meydana geldiği tarihten itibaren 2 yıl her halde 10 yıldır. Şayet iş kazası nedeniyle bir ceza davası açılmış ise ceza davasının dava zamanaşımı süresi daha fazla ise, iş kazası nedeniyle tazminat davalarına da bu zamanaşımı süresi uygulanacaktır.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.