Kafam hayal kırıklarıyla dolu gün geçtikçe de dolmaya devam ediyor.
Oysa böyle hayal etmemiştim hiç. Daha lise yıllarımda yeni tanıştığım biri bu kadar iyi olma insanlar kötü demişti.
Kulak asmamıştım. Hem daha tanımıyordu bile bile bu kadar çabuk bu kanıya nasıl varabilmişti ki?
Hem bu coğrafyada yetişen insanlar ne kadar kötü olabilirdi ki?
Bu topraklarda Yunus yaşadı çağın çok ötesindeydi hiç okumamışlar mıydı?
Mevlana’nın öğretilerini duymamış olmaları hele imkansızdı.
Çağın çok ötesindeydi bu insanlar. Ben bunları biliyorsam herkes biliyordur.
Bu toprakların inanılmaz yaşanmışlıkları vardı. Dostluğu, arkadaşları, aşkı öğretiyorlardı bize şimdiki saçma sapan dizilerden, tv programlarından değil onlardan öğreniyorduk hayatı.
Tarihi, doğayı, insan sevgisini aşılıyorlardı.
Bizler öncelikle;
İyi bir insan olmayı Peygamberimizden,
benlik duygusunu, toprak ve vatan sevgisini, bayrağı, özgürlüğü, barışı, ilimi, bilmi Atatürk’ten öğrenmiştik.
İstiklali Mehmet Akif’in dizelerinden öğrendik.
Saflığı, doğallığı, misafirperverliği milletin efendisi olan köylülülerden öğrendik.
Sürgünü, sıla hasretini, özlemi Nazım’ın dizelerinden öğrendik.
Görmeden sevmeyi Aşık Veysel’den öğrendik.
Coğrafyayı Strabon’dan, Tarihi Heredot’tan, Felsefeyi Thales’den,
Dünya’nı yuvarlak olduğunu ilk Anaksimandros’dan,
insanın kendi kendine yetebileceğini Diyojen’den,
Cahilliği, köy hayatını Yaşar Kemal’den,
varoluşu Oğuz Atay’dan,
yalnızlığı Yusuf Atılgan’dan,
kültürü Evliya Çelebi’den,
göğe bakmayı Turgut Uyar’dan,
mecburiyeti Atilla İlhan’dan,
bırakıp gitmeleri Can Yücel’den,
yolu yarısını Cahit Sıtkı’dan,
bayrağı Arif Nihat’tan,
İstanbul’u Orhan Veli’den,
denizi Sait Faik’ten,
babalığı çıkarlarınıza hep ters düşenlerden öğrendik.
‘’Dünyayı güzellik kurtaracak
Bir insanı sevmekle başlayacak her şey’’ diyordu Zülfü Livaneli.
Bu coğrafyada yetişen insanlar bunlarda hiç mi haberleri yoktu.
Haberleri vardı da bu kötülük niyeydi?
Yaşama amacı sadece karşısındakini biraz daha fazla kullanmak olan insanlar hangi coğrafyada yetiştier ki?
Ben onlarla aynı toprakta yetişmedim.
Sanıyorsunuzki sadece sizler her şeyin en iyisini biliyorsunuz.
Sahte gülüşlerinizin arkasında sakladığınız o büyük kötülüğü,
bu insanların öğretilerini yutmuş insanlara yedirmeniz biraz zor.
Konuşmaya başladığınızda hemen belli ediyorsunuz içinizdekileri farkında değil misiniz yoksa?
Sözcüklere rolleri çok iyi dağıtsanızda sahte bakışlarınıza engel olamıyorsunuz.
Sizlere olan iyiliğim yaratılıştan.
Hoşgörüyü, insanlığınızı unuttuğunuzda Yunus’un dizeleri aklınıza gelmesi gerek artık
Yaradılanı severim Yaradandan ötürü…
Sahi siz bu kadar karanlık içinde nasıl yaşıyorsunuz?
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.