Sporun geçmişi ilk insanlara kadar dayanır. Tabiatla mücadele eden ve günlük yiyeceğini vahşi hayvanları avlayarak sağlayan ilk insanlar, ilkel anlamda sporun başlangıcını da yapmış oluyorlardı.
İnsanlığın ilerlemesi, ok, yay ve mızrak gibi aletlerin bulunmasıyle birlikte avlanma da kolaylaştı. Böylece ilk insanlar günlük ihtiyaçlarını daha kolay sağlar oldular. Bunun neticesinde boş zaman kavramı ortaya çıkmağa başladı. Boş zamanları anlamlı bir uğraşı ile değerlendirmenin önemine daha o zamanlar inanan ilk insanlar, okçuluk, atlama, güreş ve boks gibi spor dallarını bulmuşlardır. İlk zamanlarda barışçıl amaçla yapılan bu ilkel sporlar Ortaçağ’da ise savaşçıl bir yapıya bürünmüştür. Gladyatör döğüşleri, kılıç-kalkanlı savaşlar buna en iyi örnektir.
Önce olaya sporun kendisi açısından bakıldığında; spor yapanlar açısından yarışma-kazanmaya dönük fiziksel, zihinsel ve teknik bir çaba, seyirci açısından da heyecan ve estetik içeren sanatsal bir uğraşıdır. Olaya psikolojik açıdan yaklaştığımızda sporun ikili bir ihtiyacı karşıladığını görürüz. ’’Oyun ve oynaşma’’ insanların tabiatında olduğundan herkes doğuştan sporcudur ama yine herkes spor yapmaz!
Sporcu açısından spor olayına bakıldığında, spor yapmak tıpkı bir bestecinin, bir yazarın, bir heykeltraşın yapıt vermesi gibi gelir getiren bir sanatın icrası hem de doyum veren bir dışa vurum yoludur.
Sporun günümüzde diğer önemli bir yönü de; ülkelere itibar kazandırmak, ülkenin ve sistemin propagandasını yapmak için kullanılıyor olmasıdır.
Bütün bunların yanında birey olarak bir futbol, atletizm veya jimnastik şampiyonasını seyederken insan hareketinin kusursuzluğunu görüp; çoğumuzun içinde spor yapma hevesi doğar, kimimiz de özellikle son yıllarda dünyanın bir çok ülkesinde bir kitle sporu olan maraton yarışına katılan binlerce insanı televizyonda izleyip, koşma hevesine kapılırız. Çoğumuz bu bilinçle yola çıkıp, spor yapmak istemişizdir; ama bir türlü başlangıç yapamamışızdır. Oysa spor yapmanın günümüz insanı için sayısız faydası vardır. İşte onlardan birkaçı:
-Vücudun almış olduğu fazla enerjiyi yakarak kilo almamızı engeller.
-Kas gelişimini hızlandırarak vücudu forma sokar.
-Kemiklerin gelişmesini ve sertleşmesini sağlar.
-Vücudun mikroplara karşı direncini yükseltir.
-Vücudun aşırı yağlamasını önler.
-Kan dolaşımını düzenler.Kalp krizi riskini azaltır.
-Vücudun dinç ve genç kalmasını sağlar.
Bu örnekleri daha da çoğaltmak mümkün.
Bir söz vardır: ’’Bütün başlangıçlar zordur.’’ diye. Bunu hepimiz hayatın çoğu alanında yaşamışızdır.
İnsan vücudunun en doğal ihtiyaçlarından biri de harekettir. Günümüzde şehir ve kasabalarda yaşayan özellikle büroda çalışan insanlar bu doğal ihtiyaçtan çoğu kez mahrumdurlar. Yapılan istatistiklere göre büroda çalışan bir insan günde işle ev arasında en fazla 4 bin adım yürümekte ve sadece 130 kalori yakmakta. Yarım çikolatanın bu kadar enerji içerdiği düşünülürse ne kadar az hareket ettiğimiz ve ne kadar az kalori yaktığımız ortaya çıkıyor. Buna düzensiz beslenme, alkol, sigara ve streste eklenince bir takım hastalıklara zemin hazırlanmış olunur.
Amerika’da yapılan istatistiklere göre kalp ve damar hastalıklarında ölenlerin sayısında %50’lik bir azalma görüldüğü ve bunun önemli nedelerinden birinin de düzenli olarak yapılan spor olduğu ortaya konulmuştur. Görüldüğü gibi spor yapmak son derece sağlıklı. Bu artık bilinen bilimsel bir gerçek. Ancak maksimum yararı sağlayabilmek için uygun yaşta doğru sporu yapmak gerekiyor. Aksi halde spor yapalım derken sakatlanmak işten bile değil. Sağlıklı bir yaşam için spor yapmanın gerekliliğini artık herkes biliyor. Son yıllarda jogging yapanların, yüzenlerin, tenis oynayanların sayısı hızla artıyor; ancak spor seçimini doğru yapmak ta çok önemli.
Peki spor seçimi yaparken üzerinde durulması gereken faktörler nelerdir?
Spor hekimleri bu soruyu da şöyle yanıtlıyorlar: ’’Spor yalnızca yetişkinler için değil; çocuklar için de yararlı; ancak, gerçek faydayı sağlamanın yolu uygun yaşta doğru spor dalını tercih etmekten geçiyor. Örneğin: kemik gelişimi yeterince sağlanmadan çocuğunuza binicilik, karate, boks hatta futbol gibi sporları yaptırmanız ona faydadan çok zarar getiriyor. ;ancak, daha küçük yaşlarda onu en uygun spor dalına yönlendirmenizin onun fiziksel gelişimi açısından inanılmaz yararları vardır. Küçük çocuklara temel sporlar yaptırılmalıdır.
Örneğin, Halter, boks ve karate gibi sporlarına başlama yaşı geç olmalıdır. 12-13 yaşından sonra başlamalıdır. Bu zamana kadar çocuk atletizm yüzme ve jimnastik gibi temel sporlar yapmalıdır. Yüzme ve basketbol en erken başlanabilecek sporlardır."
Peki, spor yapmaya başlamadan önce yapılması gerek şeyler nelerdir?
Bu bağlamda yapmamız gereken şeylerden ilki, çevremizin hangi sporlara el verdiğini araştırmak olmalıdır. Ayrıca insan hangi spor dalını severek yaptığını da tesbit etmesi gerekir.
-Düzenli olarak spor yapmağa başlamadan önce yapmamız gereken İlk işlerden biri de ev doktorumuza görünmemiz ve sağlık kontrolünden geçmemiz...
-İkinci olarak ta o spor dalına uygun bir çift ayakkabı almamız lazım.
-Dikkat edilecek diğer bir husus ta; spor yapmadan en az iki saat önce yemek yememiz.
-Spor yaptığımız süreyi de uzatmamağa (1-1,5 saat) dikkate etmeliyiz. Zira yorgunluk odaklanmayı zayıflattığından sakatlıklara zemin hazırlamış oluruz.
-Hafta da bir gün 2-3 saat spor yapmak yerine, haftada 2-3 defa 30-60 dk. spor yapmamız, sağlığımız açısından daha yararlıdır.
Yaptığınız sporun , örneğin 30 dk. Koşunun, dolaşım ve sindirim sistemimize faydalı olması için kalp atışının dakikada 130´a kadar çıkması gerekir. Almanca olarak Trimm dich 1970 yıllarda moda olan spor yanlısı bir akımın sloganıydı...
Hangi sporu yapsam daha iyi olur? Sorusuna da cevap olarak şunları sıralayabilirim:
-40 yaşının üstündekiler; uzun yürüyüş, yüzme dağcılık, koşu, tenis ve bisiklet sporu yapabilirler.
-Genç arkadaşlar ise; koşu, dağcılık, yüzme, futbol, basketbol ve voleybol gibi sporlardan biriyle pekala uğraşabilirler.
Atalarımız ne demişler: Nerede hareket, orada bereket. (YUNUS TURUPÇU)
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.