Çocukluğu bilgisayar oyunları oynayarak geçen birisi olarak, çocuklarımızı spora yönlendirmenin önemini biraz daha fazla anlıyorum.
Voleybol ile tanıştığımda ortaokuldaydım. Arkadaşlarımla her tenefüste, her öğle arasında koşarak bahçeye iner, voleybol sahasını kapma yarışına girerdik. Tabi o zamanlar tek amacım topu fileden karşıya geçirmekti. Parmak pas, manşet, smaç… Bu kavramların hiçbirisi ile tanışmamıştım.
Liseye geçtiğimde tenefüs ve öğle arası aktivitem yine değişmedi. Üst sınıfların voleybol oynayışını izleyip, onlara hayranlıkla bakıyordum. Bir gün dayanamadım attım kendimi sahaya. Herkes bu çocuk kim diye bakıyor. Çok mükemmel bir performans sergileyemesem de, günlerdir içimde tuttuğum voleybol oynama isteğini dindirmiştim. O günden sonra yavaş yavaş tanışmaya başlamıştık artık. Lisedeki voleybol döngüm de bu şekilde başlamış oldu.
Hayatımın dönüm noktası olarak adlandırdığım olayı da anlatmak isterim size.
Bir gün akşama doğru Çine Kapalı Spor Salonu’nun önünde yürürken içeriden gelen insan sesleri dikkatimi çekti. Bakmak için içeri girdim ve voleybol oynayan insanların olduğunu gördüm. Çok şaşırmıştım, çünkü benim için voleybol sadece okulda vardı. Bir grup insanın akşamları voleybol maçı yapması içimi kıpır kıpır etmişti. Tanıdığım birkaç arkadaşımı da orda görünce hemen girdim muhabbete. Çine Gençlik ve Spor Müdürlüğü’nde görev yapan ve şuan hocam, arkadaşım, abim, antrenörüm olan Mehmet Gök ile tanıştık.
Hocam sayesinde voleybolu tam anlamıyla öğrendim. Pandemiden önce her akşam antrenman yapar, sohbet muhabbet eşliğinde maçlar döndürürdük. Bilgisayarın başından hiç kalkmayan birisinden, her akşam voleybol antrenmanı ve maçı yapan birisine dönüşmüştüm. Pandeminden sonra da her gün olmasada maçlarımızı yapmaya devam ettik. Hala daha ediyoruz. Çine’de çocuklarla ilgilenip, spora yöneltmeye çalıştığı için ve zaman zaman hepimize çeşitli aktiviteler yaptırdığı için Mehmet hocama çok teşekkür ederim. Eğer o gün benim elimden tutmayıp beni bu spor camiasının içine almasaydı, ben hala spordan uzak, sağlıksız bir günlük rutinin içinde debelenip durmaya devam edecektim.
Voleybol ile ortaokulda tanışmış olsamda, eğitimini ancak lise yıllarımda alabildim. Unutmayalım ki bir sporun eğitimi ne kadar erken alınır, onun üzerinde yoğunlaşılırsa daha güzel sonuçlar elde edilir. İşte bu yüzden, çocuklarımızı olabildiğince erken spora yöneltelim. Futbol olsun, voleybol olsun, o olsun, bu olsun diye dayatmadan, yeteneklerini keşfetmesine izin vererek.
Ne demiş atalarımız, Ağaç yaşken eğilir.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.