Dua: Sözlükte çağırmak, seslenmek, istemek ve yardım talep etmek manalarına gelir. Din dilinde ise Allah’ın yüceliği karşısında kulun aczini itiraf etmesini, sevgi ve tazim duyguları içinde lütuf ve yardımını dilemesini ifade eder. Hz. Peygamber duayı ibadetin özü, Yüce Allah ise kuluna değer vermesinin şartı olarak zikretmektedir.
Duanın ana hedefi, kulun halini Allah’a arz etmesidir. Dolayısıyla dua, aciz ve fani olan varlığın kudret sahibi sonsuz ve baki olanla kurduğu iletişimdir. Her insan hayatının herhangi bir yerinde mutlaka dua etme ihtiyacı hisseder çünkü her insan bazen üstesinden gelemeyeceği durumlarla karşılaşabilir. Böyle anlarda insan, Allah’a sığınma ihtiyacı duyar ve duaya sarılır. “Düşen uçakta ateist bulunmaz.” Bu söz, bu durumu çok güzel ifade eder. Dua etmek, ayet ve hadislerde övülmüş ve tavsiye edilmiştir.
Mümin hem güvenen hem güven veren insan demektir. İnanan insan en çok Allah’a güvendiğinden O’nun mümin kuludur. Bunun en güzel örneğini peygamberler sergilemişlerdir. Gerek Kur’an-ı Kerim’de gerekse hadis-i şeriflerde pek çok dua örneği görüyoruz. Bunlardan dört tanesini dikkatlerinize sunmak istiyorum. Yüce Allah, bizlere bu kabul edilmiş dua örneklerini veriyor ki bizler de benzer durumlarda Rabbimize halimizi nasıl arz edeceğimizi bilelim ve şaşırıp kalmayalım.
Hz. Nuh’un duası
Nûh: “Artık yenik düştüm; yardımını esirgeme!” diye rabbine yalvardı. (Kamer / 10)
Nûh’u da hatırla! Daha önce o dua etmişti, biz de duasını kabul edip kendisini ve yakınlarını büyük sıkıntıdan kurtarmıştık. (Enbiya/76)
Dokuz yüz elli sene peygamberlik yapmış ve gece gündüz insanları Allah’ın dinine davet etmiş, insanlarsa onu yalanlayıp kendisiyle alay ederek hakaretler edince, Hz. Nuh’un “Bittim!” dediği yerde, yüce Allah “Yettim kulum!” demiş, duasına icabet etmiştir. Almamız gereken ders: Bizler de maddi manevi sıkıntılara maruz kalabiliriz. Sıkıntıya düştüğümüz durumlarda, bu duayla Rabbimize yalvarıp halimizi arz ettiğimizde, O’nun bizi sıkıntılarımızdan kurtaracağından emin olmalıyız.
Hz. Eyyûb’un duası
Eyyûb’u da an! Hani Rabbine, “Başıma bu dert geldi ama sen merhametlilerin en üstünüsün!” diye niyaz etmişti.
“Bunun üzerine biz, tarafımızdan bir rahmet ve kulluk edenler için anılacak bir örnek olmak üzere onun duasını kabul ettik. Kendisinde dert ve sıkıntı olarak ne varsa giderdik; ona aile efradını, ayrıca bunlarla birlikte bir mislini daha verdik.” (Enbiya/ 83-84)
Almamız gereken ders: Bizlerin de maddi ve manevi hastalıkları olabilir. Hastalıktan şikayet etmeden, sabırla gelen hastalığın bir imtihan olduğu şuuruyla ayrıca tüm hastalıklarımıza şifayı verecek olanın, bizden o musibeti kaldıracak olanın, eş-Şafi olan Allah olduğunu bilerek bu dua ile ona halimizi arz ettiğimizde bizlere de şifa vereceğine tüm kalbimizle inanmalıyız.
Hz. Yunus’un duası
Zünnûn’u da (Yûnus) zikret! Hani öfkeli bir halde geçip gitmiş, bizim kudretimizin kendisine yetmeyeceğini zannetmişti. Sonunda karanlıklar içinde, “Senden başka hiçbir tanrı yoktur. Seni tenzih ederim. Gerçekten ben kötü işler yapmışım!” diyerek yalvardı.
“Bunun üzerine duasını kabul ettik ve onu sıkıntıdan kurtardık. İşte biz iman etmiş olanları böyle kurtarırız.” (Enbiya /87-88)
Almamız gereken ders: Bizim de içine düştüğümüz inançla ibadetle ahlakla ilgili karanlıklarımız olabilir ancak karanlıklarımız ne kadar çok olursa olsun, tüm karanlıkları aydınlığa çevirme gücüne sahip olan Rabbimize bu duayla samimi bir biçimde yalvardığımızda, bizleri de karalıklarından aydınlığa çıkaracaktır biiznillah.
Hz. Zekeriyya’nın duası
Zekeriyyâ’yı da an! Hani o, Rabbine şöyle niyaz etmişti: “Rabbim! Geride kalanların en hayırlısı sensin, yine de sen beni yalnız (çocuksuz) bırakma!”
“Biz onun da duasını kabul ettik ve ona Yahyâ’yı verdik; eşini de bunun için elverişli kıldık. Onlar, hayır işlerinde koşuşurlar, umarak ve korkarak bize yalvarırlardı; onlar, bize karşı derin saygı içindeydiler.” (Enbiya / 89-90)
Almamız gereken ders: İslamda umutsuzluk yoktur! Saç sakalımız ağarmış, kemiklerimiz zayıflamış bir piri fani olsak eşimiz kısır olsa yani maddi ölçütlere göre hiçbir şansımızın olmadığı hallerde bile Rabbimizden ümidimizi kesmeyiz. Her şeyin aleyhimizde olduğu durumlarda bile imanımız bizi Rabbimizden ümitvar kılıyorsa bu dua ile O’na yalvarıyorsak bilmeliyiz ki Allah bu ümidimizi boşa çıkarmayacaktır.
Selam ve muhabbetlerimle. Dua eder, dua beklerim.
Ramazan Kavramları
Sahur: Oruç tutacak kişilerin imsak vaktinden önce gece yedikleri yemeğe sahur denir. Hz. Peygamber: ”Sahur yiyiniz; çünkü sahurda bereket vardır.” buyurmuştur (Buhârî, Savm, 20). İftarda acele etmek, sahuru geciktirmek sünnettir. Ayrıca sahur vakti, duaların makbul olduğu vakitlerden biridir.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.