İçinde bulunduğumuz on bir ayın sultanı ramazan ayında bilmemiz gereken en önemli konulardan birisi de zekattır. Zekat İslam'ın beş temel esasından birisi ve mali bir ibadettir. Kelime manası temizlik, artma, çoğalma ve bereket demektir. Dini bir terim olarak malın belirli bir kısmının Allah rızası için ihtiyaç sahibi olan kimselere verilmesi demektir.
Sosyal bir varlık olan insanın hayatı tek başına yaşaması mümkün değildir. İnsan toplum halinde yaşayan Allahın yarattığı en şerefli mahluktur. İnsanın bu dünyada mutlu ve saadetli yaşayabilmesi için sosyal adaleti gerçekleştirmesi ve toplum halinde bir ve beraber olması gerekmektedir.
Bu dünyada imtihan için bulunan insan Rabbimiz tarafından dünyalık olarak eşit mali düzeyde yaratılmamıştır. Bunun sebebi birbirimizle yardımlaşmamız ve kaynaşmamız içindir. Bu yardımlaşmanın en önemli tarafını elbette zekat ibadeti oluşturmaktadır.
Zekat, insanlarda zengin ile ihtiyaç sahipleri arasındaki uçurumları, farklılıkları ortadan kaldırır ve sınıfları birbirine yakınlaştırır. Müslümanların birbirlerine yardımları, ancak zekat köprüsü üzerinden geçmekle yapılır. Cenabı hak Kur’an-ı Kerim’de buyuruyor ki; “Namazı kılınız, zekatı veriniz. Kendinize ait olmak üzere yaptığınız o hayır ve iyilikleri Allah katında bulacaksınız. Allah ne yaparsanız hakkıyla görendir.” (bakara 110)
Müslüman olup akıl sağlığı yerinde ve ergenlik çağına gelmiş bir kimsenin dinimizin belirlediği mali duruma sahipse o kimseye zekat vermek farzdır. Bir müslüman bütün ibadetlerinde olduğu gibi zekatını da Allah rızası doğrultusunda vermelidir. Fakirin başına kakmadan ve gönül incitmeden Allah rızasını kazanmak için verilen zekat kişiyi cennete götürecektir.
Bir adam Peygamber sallallahu aleyhi ve selleme “Beni cennete götürecek bir amel söyle!” dedi. Resûl-i Ekrem de: “Allah'a ibadet eder, O'na hiçbir şeyi ortak koşmazsın. Namazı kılar, zekâtı verir ve akrabanı görüp gözetirsin!” buyurdu.
İnsanlar arasında dirlik ve düzeni, huzur ve sükunu temin eden en önemli şey yardımlaşmaktır. İhtiyaç sahibi kimsenin zenginin malında gözünün olmasını istemiyorsak mali bir ibadet olan zekata çok dikkat etmeliyiz. Dinimizin belirlediği mali güce sahip olan kimse bilmelidir ki; elinde bulunan malın ve paranın bir kısmı fakire aittir. Rabbimiz bu dünyadaki imtihanın bir gereği olarak bu şekilde bir kısım insanları zengin ve fakir olarak yaratmıştır. Aralarında kin ve nefret değil dostluk ve muhabbet istiyorlarsa bu dünyada mutlu ve huzurlu yaşamak için yardımlaşmaları gerekmektedir.
Zengin olan bir kimse iyi bilmelidir ki zekatını vermediği malı ve parası ancak başına beladır. Kur’an-ı Kerim’de Rabbimiz şu uyarıyı yapmaktadır; “Altını ve gümüşü biriktirip de onları Allah yolunda harcamayanlar için acıklı bir azabı müjdele. O gün (bu altın ve gümüşler) cehennem ateşinde kızdırılıp bunlarla onların alınları, böğürleri, sırtları dağlanacak ve (o esnada) işte nefisleriniz için toplayıp, sakladıklarınız; artık saklayıp istifçilik ettiğiniz bu nesnelerin acısını haydi tadın! (denilecek)” (Tevbe, 34-35)
Peygamber Efendimiz ise şu uyarıda bulunmaktadır; “Zekâtı verilmeyen her altın ve gümüş, kıyamet günü ateşte kızdırılarak plaka haline getirilip sahibinin yanları, alnı ve sırtı bunlarla dağlanır. Bu plakalar soğudukça, süresi elli bin sene olan bir günde kullar arasında hüküm verilinceye kadar sahibine azap için tekrar kızdırılır. Neticede kişi, yolunun ya cennete ya da cehenneme çıktığını görür.” (Müslim, Zekat 24)
Bir kimse zekatını vereceği zaman iyi araştırma yapmalı ve en çok muhtaç olana zekatını vermelidir. ihtiyaç sahibi kimsenin onurunun zedelenmemesi için zekatı gizli vermelidir. Rabbimiz şöyle buyurmaktadır; (Sadakalar,zekatlar) kendilerini Allah yoluna adayan, yeryüzünde dolaşmaya güç yetiremeyen fakirler içindir. İffetlerinden dolayı (dilenmedikleri için), bilmeyen onları zengin sanır. Sen onları yüzlerinden tanırsın. İnsanlardan arsızca (bir şey) istemezler. Siz hayır olarak ne verirseniz, şüphesiz Allah onu bilir. (Bakara, 273)
Müslüman olarak iyi bilmeliyiz ki Allah için vermekle asla mal eksilmez. Bilakis Allah yolunda harcadıkça malımız daha da bereket bulur çoğalır. Kişi zekatını vererek malını ve rızkını arttırır ve Allah katında şerefli bir insan olarak değer kazanır. İçinde bulunduğumuz ve her anı değerli olan bu ramazan ayında kat kat sevap kazanmak istiyorsak gelin nefsimizin istek ve arzularına dur diyelim Rabbimizin rızası doğrultusunda ihtiyaç sahibi müslüman kardeşlerimize sahip çıkalım. Rabbim! Bu ramazanı hakkıyla değerlendiren, ibadetleri kabul olunan kullarından eylesin!
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.