Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, tarihin akışını değiştiren büyük liderlerden biridir. Onun önderliğinde gerçekleşen Kurtuluş Savaşı, Türk milletinin bağımsızlığını ve egemenliğini kazanmasının yanı sıra, çağdaş bir cumhuriyetin temellerinin atılmasına da vesile olmuştur. Atatürk, sadece bir lider değil, aynı zamanda bir devrimcidir; çağdaş düşüncenin, bilimin ve ilerlemenin önünü açmıştır. Ancak, günümüzde hâlâ bazı kesimlerde Atatürk ve Cumhuriyet değerlerine karşı çıkan, hatta onları hedef alan söylemler ve eylemler görülmekte.
Son zamanlarda Türkiye'de artan Atatürk karşıtı söylemler ve bazı gerici kavramların yükselişi, Cumhuriyet'in temellerine yönelik bir tehdit olarak görülmeli. Cumhuriyet, laiklik ilkesiyle bağlantılı olarak her türlü dini ayrımcılığı reddeder ve devleti herhangi bir dini inançtan bağımsız kılar. Atatürk'ün öncülüğünde gerçekleşen inkılaplarla Cumhuriyet, bilimin, eğitimin, kadın haklarının ve demokrasinin önünü açmıştır. Ancak, bu değerlerin bazıları, özellikle son zamanlarda, bazı çevrelerce tehdit altında hissedilmekte.
Atatürk'ün mirası olan Cumhuriyet, sadece bir tarih sayfasında yer alacak bir olgu değil, aynı zamanda Türkiye'nin geleceğini şekillendiren bir unsur olarak varlığını sürdürmektedir. Bu nedenle, Atatürk ve Cumhuriyet değerlerine sahip çıkmak, Türkiye'nin çağdaş dünya ile uyumlu, ilerici ve demokratik bir ülke olarak var olmasının anahtarıdır.
Atatürk'ün öğretileri ve Cumhuriyet değerleri, sadece bir kişinin veya bir grubun çıkarları için değil, bütün bir milletin refahı ve ilerlemesi için vardır. Bilimin ve eğitimin öneminin vurgulanması, kadın haklarının savunulması, demokratik değerlerin benimsenmesi ve dini ayrımcılığın reddedilmesi, Türkiye'nin çağdaş dünyada saygın bir konumda olmasını sağlayacaktır.
Sonuç olarak, Atatürk ve Cumhuriyet değerlerine sahip çıkmak, Türkiye'nin geleceğini şekillendiren bir sorumluluktur. Bu değerler, Türk milletinin birlik, beraberlik ve ilerleme yolunda rehberi olmaya devam etmelidir. Atatürk'ün "Ne mutlu Türküm diyene" sözleriyle ifade ettiği gibi, Türk milleti, Cumhuriyet'in temel değerlerine sahip çıktıkça, aydınlık bir geleceğe doğru emin adımlarla ilerleyecektir.
Son olarak şunu söyleyeyim; Feyza Altun’un yazdığı şeriat küfrü de Şevki Yılmaz’ın ağzını köpürte köpürte ettiği kahır duası da laf ı güzaftır. Atatürk dile gelse Feyza’ya kızar, Şevko’ya da gülerdi…
Sevgiyle kalın…
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.