Ağzı olan susuyor
24 Eylül 2016, CumartesiTweet |
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'ndaki konuşmasını, büyük bir gururla izledik.
Erdoğan, sadece Türkiye’nin değil tüm mazlum milletlerin sesi oldu.
Dünyanın 5’ten büyük olduğunu, üstüne basa basa söyledi.
Yedi yıl önce Davos’taki ‘one minute’ çıkışı neyse, BM Genel Kurulu'ndaki tepkisi de aslında aynıydı.
15 Temmuz’da büyük bir badire atlatan ve çok başarılı bir demokrasi sınavı veren Türk Milleti’nin Cumhurbaşkanı’na da zaten böyle bir konuşma yakışırdı.
O milletiyle gurur duyduğunu söyledi, aslında bizler de siyasi düşünce farkı gözetmeksizin Cumhurbaşkanımızla gurur duymalıyız.
Niye mi?
Hani meşhur bir slogan var, “Susma, sustukça sıra sana gelecek!” diye.
İşte o denenle susmamalıyız.
Hele ki etrafımızdaki ateş çemberine, içimizdeki hainlere baktıkça daha çok konuşmalıyız.
Tüm dünya zalimlere karşı sessiz ve suskun kalsa da Türkiye susmuyor, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı gür bir edayla, başı dik bir şekilde tüm dünyaya haykırıyor.
Kendisini ‘Çineli Ünsüz Düşünür’ diye adlandıran bizim yazı kadromuzun değerli isimlerinden birinin sıkça kullandığı, “Gerçekler adamı konuşturur” şeklinde çok sevdiğim bir sözü var.
İşte Türkiye’yi ve Cumhurbaşkanı’nı konuşturanlar da yaşadığımız gerçeklerdir.
Fakat birçok ülkenin Türkiye’den daha ağır sorunları ve gerçekleri olmasına rağmen susuyor olmaları da kahredici bir durumdur.
Eskiden ‘Ağzı olan konuşuyor’ diye dert yanardık, şimdi ise ağzı olan susuyor veya susturuluyor. Ya da konuşacak gerçekleri kalmadı.
Türkiye ise sadece ağzıyla değil; yüreğiyle, imanıyla, bileğiyle, cesaretiyle de konuşuyor. Konuşmaya da devam edecek…