Deprem aynı depremdi, sarsıntı aynı sarsıntı..
Farklı olan kocaman bir kalpti, eşsiz bir sahiplenmeydi..
Onun da eşi, çocukları, annesi babası vardı belki, koşarak hastaneden çıksa sağ olarak kurtulacaktı..
Günlerdir bakımını yaptığını hastalarını bırakabilir miydi? Bir can için onlarca canı ölüme terk edebilir miydi? Etmedi...
Korku dolu bakışlarla hastane koridorlarında bir daha hiç koşamayacak gibi koştu Şeyma hemşire.
“Koştu” diyorum ama çıkışa değil, hasta odalarına..
“Korktu” diyorum ama ölmekten değil, hastalarını kaybetmekten..
Kendi bebeğini sarar gibi sardı adları bilinmeyen tüm sağlık çalışanları..
Bunu yaparken kaybettik birçok canımızı..
Kendini ve hastalarını kurtaranlara "şanslı" dedik. Şanslı mıydı gerçekten? Annesi, babası, çocukları enkaz altındaydı, gidemedi. Bir umut bekleyen hastalarına şifa oldu sağlık çalışanı..
O da depremzedeydi, birçok yakınını kaybetmişti ama bırakıp gidemezdi hastalarını..
Hiç tanımadığı binlerce insana sağlık dağıtmalıydı can güvenliği olmadan, hasar alan hastanelerde. Bir dakika ara vermeden çalıştı, belki yakının cansız bedenini son kez göremedi ama bırakmadı, bırakamazdı, nasıl bıraksındı..
Enkaz altında kalan hemşire, doktor,öğretmen, aşçı, terzi vs. değildi, enkaz altında kalan CAN'dı..
Başka CAN'lar için kendi canından geçen güzel meslektaşlarım; bu nasıl güzel ölmektir, bu nasıl kutsal bir vedadır? Bu ne büyük emektir?
Özür dilerim, sizlerle bir cana umut olamadığım için..
Özür dilerim, üzerinizdeki enkazdan bir taş kaldıramadığım için..
Özür dilerim, ekmeğimi sizinle paylaşamadığım, bir yudum su veremediğim için..
Kurtardığınız her cana, enkazdan kaldırdığınız her taşa minnettarız.
Ne güzel varsınız, öyle hiç yok olmayacakcasına bizimlesiniz..
Hiç olmadığınız kadar varsınız, hiç olmadığınız kadar bizimlesiniz..
"Elbet bir gün buluşacağız..
BU BÖYLE YARIM KALMAYACAK"
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.