İşini yaparken hayata veda etti birçok sağlık çalışanı…
Ölümüne gittiğini bilmeden sabahın erken saatlerinde gitmişti işine, ne çok severek okumuştu okulunu, yemin etmişti "iyilik halini" koruyacağına, "sağlığın devamlılığını" sağlayacağına...
Sırasını beklemeden muayene olmak isteyen hastasına da, hasta yanında olmadan ilaç yazdırmak isteyen vatandaşa da sabır göstermişti bıkmadan...
Bilemedi sağlık çalışanı, işini hakkıyla yaptığı için öldürüleceğini… Çok sevdiği eşine, ailesine bir daha gidemeyeceğini… Belki günlerce uzak kalmıştı, belki sarılıp öpemedi yavrusunu, belki son hikayesini okuyamadı oğluna, kızına... Hikayenin büyüğünü yazmak için hastane koridorları onu beklerdi… Bilemezdi, nerden bilsindi iyileştirmek için uzattığı elini bir daha kullanmayacağını, aklına gelmezdi çünkü hastasının onu vuracağı… İnsan kendisine yardım edene saygı duymaz mıydı? Gecesini gündüzüne katarak sağlık dağıtıyordu, karşılığı ölüm mü olmalıydı?
"Beni Türk hekimlerine emanet ediniz" demişti Ulu Önder Atatürk… Emanet dediği CAN'dı, sağlıktı, sıhhatti… Emanete sahip çıkılıyor Ata’m, içimizde yok kin, düşmanlık bir gram… Bedenen var olsaydın şuan, hekimleri de sağlık çalışanlarını da emanet ederdin güzel yürekli insanlara…
Bitsin istiyorum bu kin, bu nefret… Hayatını kaybeden meslektaşlarıma diliyorum rahmet… Daha güzel bir yerde güzel işler yapmak için buluşacağız elbet...
Formamda kan var, kulağımda annesini - babasını kaybeden çocuğun ağlaması…
İçimde sevgi var, istiyorum ölmesin hiç bir sağlık çalışanı… Dünyaya yetecek gücüm var, aransın öldürülen sağlık çalışanlarının hakkı…
Formamda kan var, masamda kaşem. Belki bir daha kullanamayacağım steteskopum size emanet..
Formamda kan var, korkusuzca yaşayacağım bir hayatım yok...
FORMAMDA KAN VAR, YÜREĞİMDE ÖLDÜRÜLMENİN ACISI…
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.