Zenginlik nedir? Sorusuna Türk Dil Kurumu varlıklı olma durumu olarak cevap vermektedir. Evet bir çoğumuza göre maddiyattır zenginlik, kimine göre, eftal olan manevi zenginliktir, bugünlerde ise gerçek zenginliğin aslında sağlık olduğu daha fazla dile getirilmektedir. Şimdi tüm bu zenginliklerden farklı olarak başka bir zenginlikten söz edeceğiz; biyolojik zenginlik ya da zenginliğimiz. Ülkemiz gerek bulunduğu konum, gerek iklim ve habitat çeşitliliği, gerekse buzul ve buzullar döneminde bir çok canlıya ev sahipliği yapması bakımından, yakın coğrafyalar ile karşılaştırıldığında biyolojik açıdan yüksek bir çeşitliliğe (zenginliğe) sahiptir. Sağlık zenginliği ile karşılaştırıldığında, “börtü böcek zenginliğinin esamesi bile okunmaz hocam” dediğinizi duyar gibi oluyorum. Evet etrafınızda bulunan bitkilere ya da diğer canlılara manzara gözüyle bakarsanız bu düşüncenizde haklı sayılırsınız. Şimdi bakış açınızı biraz değiştirecek örneklemelerle konuyu biraz açacağım ve son günlerde gündeme gelen güzel birkaç gelişmeden söz edeceğim. Madem sağlık konuşuyoruz oradan devam edelim. Bugün kullanmış olduğunuz ilaçlar mikroorganizmalar, mantarlar, bitkiler ve hayvanlar gibi doğal kaynaklardan veya sentetik olarak elde edilirler. Bu grup içerisinde bitkiler açık ara öndedirler. Örneğin, aspirinin ham maddesi salisilik asittir ve söğüt ağacından elde edilir. Bir kalp ilacı olan digitoksin (digogsin) yüksükotundan, yine tıpta çok değişik kullanım alanları olan (göz muayenesinde, göz bebeğinin büyütülmesi; anesteziden önce üst solunum yollarında salgıların azaltılması vb.) atropin güzel avrat otundan elde edilir. Bugün ülkemizde yaklaşık 12.000 bitki bulunmaktadır. Bunların da 1/3’ü dünyanın başka hiçbir yerinde bulunmamatadır. Sadece ülke sınırlarımız içerisinde bulunan bu bitkilere ENDEMİK bitkiler denir. Yukarıda bahsi geçtiği üzere bu bitkilerin her biri potansiyel bir ilaç hammaddesi taşırlar. Bir genin patentinin alınmasının milyonlarca dolarla ifade edildiği göz önünde bulundurulursa, bu zenginliğimizin sadece bu yönden önemi kendiliğinden ortaya çıkar. Bugün hepimizi evlerimize hapseden birçok vatandaşımızın ölümüne sebep olan korona virüs tedavisinde kullanılacak ilacın veya çağımızın hastalığı olan kanser ilaçlarının bulunması üzerine halihazırda bitkilerle yapılan çok sayıda araştırma devam etmektedir. Burada verilen örnekler bitkilerin sadece hayatımızdaki bir yönünü göstermesi amacıyla sizlerle paylaşılmıştır.
Şimdi gelelim güzel haberlerimize; Aydın ili Akdeniz ilkim bölgesi içerisinde yer alan ve biyolojik zenginlikler bakımından fena olmayan bir konumda bulunmaktadır. Kendine özgü bitki ve hayvan çeşitliliğinin yanısıra milli park, tabiat parkları vb. korunan alanlara sahiptir. Bir kısmı Muğla ili sınırları içerisinde bulunan ve Latmos antik kentini de içerisine alan, Bafa Gölü ve çevresinin de, jeopark veya milli park olarak ilan edilmesi yönünde girişimler bulunmaktadır. Bunların içerisinde en önemlisi Dilek Yarımadası ve Menderes Deltası Milli Parkıdır. 30’dan fazlası endemik olmak üzere 800’den fazla bitki çeşitliliğine sahip bu milli parkımız, ülkemizdeki 45 milli park içerisinde bitki çeşitliliği bakımından gerçekten çok özel bir yerde durmaktadır. Her yıl binlerce ziyaretçiye ev sahipliği yapan milli parkımızın bu değerlerini ziyarete gelenlerin büyük çoğunluğu bilmemekte, alanı piknik yapılan, yüzülen bir mesire alanı olarak görmektedir. İşte bu milli parkımıza komşu olan alanlar içerisinde yaşayan bir endemik türümüz mevcuttur. TÜLÜŞAH (Tüllüşah) veya AYDIN GAŞAĞI olarak isimlendirilen bu türümüzün, yakın zamana kadar sadece Aydın’da yaşadığı düşünülüyordu. Çok şükür ki çok küçük populasyonlar halinde olsa da Muğla (Milas) ve Isparta’da (Uluborlu) bulundu. Kuşadası içinde Doğal Botanik Parkı ve Güvercinada da yetişen bitkinin asıl habitatı Yaylaköy ve Soğucak sınırları içinde bulunmaktadır. 1978 yılında İsviçreli Max Nydegger-Hügli tarafından Davutlar’ın 7 km. kuzeyinden toplanan bitki örnekleri, İsviçreli botanikçi Arthur Huber-Morath tarafından toplandığı yerin adına atfen Mykalae ismi konularak (Rhaponticoides mykalea (HUB.-Mor) M.V.Agab.&Grauter) 1979 yılında bilim dünyasına dağıtılmıştır. Oldukça güzel çiçeklere sahip Tülüşah 3 metreye kadar boylanabilmekte, Haziran ve Temmuz aylarda çiçeklenmektedir. Daha şimdiden Aydın’ın simge bitkilerinden biri olan Tülüşah, maalesef turizm, yapılaşma, tarım ve bilinçsiz toplama baskısı altındadır. Bu nedenle yaşam alanları oldukça daralmış ve nesli tehlike altına girmiştir (IUCN’in Tehlike Kategorisine göre “CR”=Çok Tehlikede). 2872 Sayılı Çevre Kanunu’nun 9. Maddesinin f bendinde “Biyolojik Çeşitliliğin sürdürebilirliğinin sağlanması bakımından nesli tehdit veya tehlike altında olanlar ile nadir bitki ve hayvan türlerinin korunması esastır” demektedir. Bu kapsamda Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nce, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü’nün koordinatörlüğünde (Doç. Dr. Özkan EREN) Tür Eylem Planı’na alınmış ve 5 yıllık bir çalışma başlatılmıştır. Bunun yanında Kuşadası Belediyesi de bitkiye sahip çıkmış, Tülüşahın korunmasına yönelik çalışmalara destek vermiştir. Yine Kuşadası Belediyesi tarafından PTT Bölge Müdürlüğüyle yapılan protokolle, ilk kez bir bitkinin posta pulu bastırılmıştır. Kuşkusuz türün korunması ve tanınmasındaki en büyük katkıyı Ekosistemi Korıuma ve Doğa Sevenler Derneği EKODOSD vermiştir. Her yıl bilinçlendirme çalışmalarının yanısıra valilik, belediye, üniversite, Milli Eğitim vb. kurum ve kuruluşlarla birlikte çalışarak türün korunması ve hayatını devam etttirmesine yönelik çözüm önerileri üretmektedir. Bu kapsamda 07.05.2020 tarihinde Aydın Valiliği’nde Aydın Vali Yardımcısı Dr. Ömer Faruk GÜNAY’ın Başkanlığında, Kuşadası Belediye Başkanı Ömer GÜNEL, ADÜ Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut KIRMACI, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, 4. Bölge Müdürlüğü Aydın Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürü vekili Özcan MERSİN, Dilek Yarımadası ve Menderes Deltası Milli Parkı Müdürü Koray AYDIN, Aydın Arkeoloji Müzesi Uzman Arkeolog Yılmaz AKKAN ve EKODOSD Başkanı Bahattin SÜRÜCÜ’nün katıldığı bir toplantı düzenlenmiştir. Toplantıda bitkinin korunmasına yönelik yol haritası belirlenmiştir. Bu kapsamda Tülüşah’ın en önemli yaşam alanlarından birinin belediye parselleri içinde olması nedeniyle, Kuşadası Belediyesi tarafından alanda yapılacak bir projeyle; doğaya uyumlu ahşap yürüme yolları, fotoğraf çekim terasları, Tülüşahları ve diğer bitki örneklerini tanıtan Türkçe-İngilizce ve Latince tabelalar, yöre insanlarının yapacağı Tülüşahlardan oluşan hediyelik eşyaların ve yöresel ürünlerin satılacağı stantlar, Tülüşah Evi’yle birlikte, her yıl bir Tülüşah Festivalinin yapılarak, hem bitkinin tanıtılması hem de yöre insanlarının sosyal ve ekonomik gelişimine katkı sağlanması konuşulmuştur. Ayrıca il sınırları içerisine girildiği andan itibaren totem ve panolarda, telefon ve elektirik direklerinde bitkinin resimlerinin konulması, çiçeklenme döneminde uyarıcı levhaların hazırlanması ve ziyaretcilerin yönlendirilmesi konuşulmuştur. Bu toplantı şüphesiz Aydın’ın farklı değerlerinden olan bitki zenginliklerinin tanıtılması ve korunması için çok önemlidir ve güzel bir başlangıçtır. İlerleyen dönemlerde diğer bitkilerin de korunmasına yönelik benzer çalışmaların da önünü açacaktır.
Ayrıca toplantıda, milli parkın tampon bölgesi içerisinde bulunan Panionion antik kentinin milli park içerisinde bir alana bir maketinin yapılması projesi ikinci gündem maddesi olarak konuşulmuştur. Panionion, Batı Anadolu kıyısının İzmir ve Bergylia körfezleri arasında bulunan merkez bölümü , Samos (Sisam) ve Clios (Sakız) adalarıyla birlikte İonia (İyonya) olarak tanımlanan bölgeyi oluşturmaktadır. Bununla beraber bu terim, çoğunlukla civardaki adalarla birlikte batı anadolu’nun daha büyük bir bölgesi için kullanılmaktadır. İçlerinde eski İzmir kentinin de bulunduğu 12 iyon kenti Panionion olarak adlandırılaran günümüzün avrupa birliği benzeri ekonomik ve politik amaçlı bir birlik oluşturmuştur. Güzelçamlı’daki kent 13 kent olup, bu kentlerin merkezi halindedir. Yapılacak bir şenlikle yine konseyin simgesel olarak toplanması, çeşitli spor oyunların gerçekleştirilmesi ve bu sayede Kuşadası’nın ve Aydın’ın tanıtılmasına katkı sağlanacağı konusunda fikir birliğine varılmıştır.
İkinci güzel haber ise Endemik bitkilerimizin ve Tülüşah’ın tanıtılması adına TUBİTAK’a sunulan bir doğa eğitimi projejesinin desteklenmiş olmasıdır. “Zenginliğe Farklı Bir Bakış: Endemik Bitkilerimiz ve Tüllüşahın Hikayesi” başlıklı proje, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi ve Aydın il Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından ortaklaşa hazırlanmıştır. Projenin yürütücülüğünü Buharkent MYO’dan Dr. Öğretim Üyesi Mithat Evrim DEMİR yapmaktadır. Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut KIRMACI, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Doç. Dr. Cenk DURMUŞKAHYA ve Aydın İl Milli Eğitim Müdürlüğünden Uzman Umut IŞIK projede uzman olarak görev yapacak araştırıcılardır. Proje kapsamında biyolojik zenginliğimizin önemli bir bölümünü oluşturan endemik bitkilerimiz ve TÜLÜŞAH anlatılacaktır. Aydın ili nitelikli liseler kapsamındaki 10. ve 11. sınıf ortaokul öğrencilerine yönelik olarak hazırlanan proje süresince, toplam 22 akademisyen, uzman ve rehber görev yapacaktır. Proje süresince toplam 28 etkinlik gerçekleştirilecek olup, Proje doğal bilimlere bakış açısını değiştirecek ve Aydın’ın tanıtımına da katkı sağlayacaktır. Toplantıya katılanların tamamı proje paydaşı olup, projenin sağlıklı bir şekilde yürütülmesinde ellerinden gelen desteği vereceklerini taahhüt etmişlerdir.
ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.