Takip Et
  • 15 Kasım 2015, Pazar 13:33

"İnandığınız yolda yürüyün"

Genç yaşta başlattığı hayat mücadelesini kendi matbaasını kurarak taçlandıran Ses ve Adalet Gazetesi Sahibi Mehmet Akgül, bütün imkansızlıklara rağmen inandığı yolda yürümüş. 9 yaşında yaz tatillerini değerlendirmek için matbaada çalışmaya başlamış. O günden sonra hiç ara vermemiş çalışmaya, 16 yaşında bir İstanbul macerasına atılmış. İstanbul’da da bir matbaada çalışmaya başlayan Akgül, gazete basarken gazetelerin kokusuna esir olmuş. Bir gazete kurma fikri yıllarca dolaşmış beyninde. Yıllar sonra Nazilli’ye geri dönen Akgül, kimsenin desteği olmadan 22 yaşında matbaasını kurmuş. Akgül, şartlar olgunlaşınca hayalini gerçekleştirmiş ve ilk gazetesi Adalet’i buluşturmuş Aydınlılarla. Yıllar sonra Ses Gazetesini satın almış. Basından Hayatlar Röportajımızda ilk defa bir gazete sahibine yer verdik. Gazetelerin durumu, yerel basını konuştuğumuz röportajımızda Mehmet Akgül’ün hayat mücadelesini, gençlere tavsiyelerini bulacaksınız.

-Kısaca Kendinizi tanıtır mısınız?

1977’de doğdum. Evli ve iki çocuk babasıyım. Aslen Konyalıyım, yıllar önce Nazilli’ye yerleştik ve uzun zamandır burada yaşıyoruz.

-Mücadeleniz nasıl başladı?

Matbaacılığa küçük yaşta başladım. Çekirdekten yetiştik de diyebiliriz. Çalışma hayatım, Nazilli’de çıkan 5 Eylül Gazetesinde başladı. Gazetenin matbaasında çalışıyordum. İlkokul 3’te yaz aylarımı değerlendirmek için gidiyordum. Sonraları hafta sonumu değerlendireyim derken böyle devam etti. 1997 yıllarında İstanbul macerasına atıldım ve orada çalışmaya başladım. Askerden sonra Nazilli’ye geri döndüm. 22 yaşında kendi işimi yapmaya başladım.

-İstanbul’da ne iş yaptınız?

16 yaşında evden ayrılmış çalışmak için İstanbul’a gelmiş bir delikanlıydım. Her şey benim için çok zordu. İstanbul’da bir matbaada çalıştım. Her günümüz bir koşuşturma içinde geçti. 14 kişilik bir minibüse 44 kişi binerdik. Çok yağmurda, çamurda yol aldım. O günlerde gecemi gündüzüme kattım, tatil günü demeyip çok çalıştım. Askerden sonra çalıştığım işyeri kalmam için ısrar etti fakat ben kendi işimi kurmaya karar vermiştim.

“KENDİNİZE GÜVENİN”

-O yaşta risk almaktan korkmadınız mı?

Korkmadım, korksaydım başarılı olamayacaktım buna inandım. İşi bildiğim ve küçüklükten beri bu işi yaptığım için Nazilli’de önce matbaa işini yapmaya başladım. Bu işe başlarken kendime inandım ve olumsuz bir şey düşünmemeye çalıştım. İşin yarısı hayal kurmaktır ya ben hayalimi kurmuştum. İnsan kendine inandığı ve işine sıkı sıkı bağlığında her şey mümkün oluyor. Sadece istemek önemli biz istedik ve başardık.

-Babanız iş kuracağım dediğinizde ne tepki verdi? Size destek oldu mu?

İş kuracağım zaman babam dahil kimseden yardım görmedim. Babam benim bir yerlerde çalışıp meslek sahibi olmamı istemişti. İş kuracağım zaman çok kavgalar ettik. Babamı dinlemedim. Tekrar İstanbul’a gittim ve matbaa için makine aldım. Cebimde param da yoktu ve o zaman 20 bin Mark borçlanarak makinalarımı getirdim. Tek başıma çalışmaya başladım sonra iki kişi olduk sonra üç, derken çoğaldık.

-Gazete çıkarmaya nasıl karar verdiniz?

Yıllarca matbaada gazeteler basmıştım. Bir yanım gazete kurmak istiyordu. Nazilli’de matbaa işine de başlayınca neden olmasın dedim. Zamanla ilerleyerek hayalimi gerçekleştirdim. İlk olarak 2006 yılında Adalet gazetesini kurdum. 2009 yılında Anadolu Gazetesini bünyemize kattık. 2010-2011 yılı Sümer Gazetesini çıkardık. Aslında o gazete Aydın için bir dönüm noktasıydı.

-Neden?

Tirajı yüksekti. Günlük değildi fakat kaliteli bir gazeteydi. 10 bin, 15 bin tirajlara ulaşıyordu. Şubat ayı itibarıyla Ses Gazetesini satın aldım. Mart ayında gazetemizi büyüttük. Ses Gazetesi Aydın, Denizli ve Muğla bölgesinde 5 bin tirajlı günlük bir gazete. Şuan da Ses Gazetesine devam ettiğimiz için Sümer Gazetesini bıraktık. Her geçen gün kalite anlamında kendimizi yeniliyoruz ve hedeflediğimiz yolda ilerliyoruz.

-Ses Gazetesini bünyenize nasıl kattınız?

Hep aklımdaydı merkezden bir gazete almak. Ya baştan kuracaktım ya da satın alacaktım. Ses gazetesinin satışa çıktığını duyunca satın alamaya karar verdim. Şubat ayı içerisinde gazeteyi satın aldım. Ses Gazetesini almadan önce asıl niyetimiz buradaki gazetelerin birini alıp bölge gazetesi yapıp büyütmekti. İyi ki de yapmamışım büyük risk olacaktı çünkü.

-Aydın, Muğla ve Denizli’de gazete dağıtımı yapıyorsunuz diğer illere de gitmeyi düşünür müsünüz?

Basın İlan Kurumuyla bu konuyu konuşup bilgi alışverişinde bulunduk. Biz hep diğer illeri de düşündük fakat bize hiçbir getirisi olmayacak. İlk başta yapılanmak gerekiyor. Aydın’ın ilçelerinde yapılanmaya çalışıyoruz hepsi o kadar zor ki emek ve zaman istiyor. O yüzden şimdilik böyle bir düşüncemiz yok.

“ÜZERİMİZE DÜŞEN GÖREVİ LAYIKIYLA YAPMALIYIZ”

-Meslekle ilgili düşünceleriniz neler?

Amacımız, görevimizi her daim ileriye götürmek ve kaliteli bir gazete ortaya koyabilmektir. Yaptığımız doğru işlerle gazetemiz bizim gurur vesilemizdir. Halka doğru bilgiyi ulaştıran kocaman bir ekimiz var. Bizim bu yüzden sorumluluğumuz büyüktür. Artık insanlar kalitenin farkına varmaya başladı. Makas iyice açılıyor ve bu işi hakkıyla yapanların bu mesleği sürdürmesi gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca genç arkadaşlarımız bu mesleği yapsınlar istiyorum. Basın dördüncü kuvvet ve bu kuvveti yanlış kullanmamak gerekiyor. Milletimize karşı yararlı işler yapmak, her zaman doğru bilgiyi ulaştırmak için çalışmalıyız. Üzerimize düşen görevi layıkıyla yapmalıyız. Bazı arkadaşlarımız farklı şeylere yöneliyor, bunların ayaklanması gerekiyor. Bizim hedefimiz hep ileriye gitmek ve birkaç arkadaşımızı bu meslekten ekmek yemesini sağlamak.

-Aydın’daki yerel gazetelerin sorunları neler?

Yerel gazetelerin sorunları dün de vardı bugün de. Zamanında gazeteler yanlış tutum sergilemiş, halkı bıktırmış. Önümüze çıkan en büyük engeller kendi meslektaşlarımız aslında. Bunları aşmaya çalıştık ve baya da bir yol aldık diye düşünüyorum. Tam anlamıyla yerel yönetimlerde gazetelere sahip çıkmıyor, bazı illerden de iyi sayılırız fakat bu yeterli değildir. Artık insanların okuma alışkanlığı bitmişti durumda. Eskiden insanlar birkaç tane gazeteyi alıyorlarken, şimdi bir taneyi bile zor alıyorlar. Bu da gazete satışlarına yansıyor.

“GAZETE OKUMAYI UNUTTULAR”

-Yerel gazetelere sahip çıkılmadığını mı düşünüyorsunuz?

Ben çocukken hafta sonları 5 gazete alıp okuduğumu hatırlıyorum. Biz kendimiz de dahil gazete alıp okumayı unuttuk. Bu teknolojinin getirdiği bir tutum belki de, toplum olarak internet haberciliğine yöneldik. İnsanlar daha eğitimli oldular fakat gazete okumayı unuttular. Gözlemlediğim bir olay yaşlı insanlar gazeteye değer veriyor. Eskiden kazanılmış bir okuma alışkanlığından kaynaklanıyor sanırım.

-Aydın’ın gündemi dünden bugüne ne kadar değişti?

Aydın, büyükşehir olduktan sonra ilçe belediyelerle daha fazla kaynaşıp üretim yapması gerekirken biraz sekteye uğruyor. Aydın’ın birçok belediyesi var hiçbiri biri birbiriyle iyi geçinmiyor. Bunları aşılması gerektiğine inanıyorum. Hep birlikte fikir alışverişi iyi geçinmek varken gündem hep kavgayla meşgul oluyor. Ortak hareket edilmesi ve böylelikle Aydın için daha ileri adımlar atılmasını sağlayabiliriz.

“ESKİ İNSANLAR GAZETEYE SAHİP ÇIKIYOR”

-Teknoloji neleri değiştirdi?

İnsanlar telefondan başlarını kaldıramaz oldular. Yürürken bile telefon kullanmaya çalışan insanlar görüyoruz çevremizde. Teknoloji en çok okuma kültürünü götürdü. Çocuklarımız çok iyi eğitmeliyiz ki okumayı unutmasınlar. Teknoloji artık gazete satışını sıfıra indirgemek üzere, insanlar gazete almayı bıraktı. Bastığımız gazetelerin 3’te biri satılsa ekonomik anlamda rahatlayacağız ama satışlar gerçekleşmiyor. Teknolojinin güzel yanları ise haber akışı daha çabuk sağlanmaya başlandı. Yapılan işte zaman süresini kısalttı.

“İLETİŞİMCİLER BAŞKA MESLEKLERDE YOK OLMASINLAR”

-Gençlere tavsiyeleriniz var mı?

Hiçbir zaman korkmasınlar atılımcı olmak gerekiyor. Bu işin içinde olan arkadaşların da gençlere yardımcı olması gerekiyor. İletişim fakültesini mutlaka okusunlar. Okuyan arkadaşlar başka mesleklerde yok olup gidiyor bu yüzden bu sektörün içindeki insanlar okuyan arkadaşlara sahip çıksın işitiyorum. Mesleğe yeni başlayan arkadaşlar, başlangıçta çok büyük beklenti içinde olamamaları gerekiyor. Çünkü çok zor bir meslek ve her geçen gün bu mesleği ortadan kaldırmaya çalışılıyor. Sevmeyen istemeyen bu meslekte başarılı olamaz. Genç arkadaşlara tavsiyem hep gerçekleri yazsınlar. Büyük sorumluluk gerektiren bir iş yanlış bir harekette hem kendini hem mesleğini kirletirler her anlamda dikkatli olmaları gerekiyor. Hiç kimsenin önünde eğilmesinler.

-Bu meslek size neler kazandırdı neler kaybettirdi?

Bu meslek aslında çok fazla bir kazanç sağlamadı. Büyük yükümlülüklerinin altına girdik. Çok uykusuz geceler geçirdik. En büyük mutluluğumuz yapılan haberlere geri dönüşlerin olup insanların mutlu olmasıydı. Manevi bir doyum sağladık. Son olarak da gazete sahiplerinin birlik beraberlik içerisinde olmasını isterim. Aydın’da bu birlikteliği sağlamak gerekiyor. (ÖZGE SÖNMEZ)

ÖNEMLİ NOT: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir.